10 Ağustos 2019

Bayram ve Yitik Değerlerimiz

Bilgi çok tuhaf bir meta. Öyle hemen satın alınıp her alanda hizmete sokulamıyor. Özellikle sosyal bilimler söz konusu olduğunda, bu iş daha da zorlaşıyor. İthal sosyal bilginin ne kadar cılız kaldığını, hatta bazen o bilginin bizi yanlış yönlere nasıl götürdüğünü bu millet çok iyi tecrübe etmiştir. Zira geçmişte toplum olarak çok acı tecrübeler yaşadık.

Bilginin her türlüsü elbette alınıp verilebilir. Ama onun büyük bir kısmını her kültür bizzat kendisi üretmek zorunda. Başka bir deyişle, her kültür, mesela, kendi sosyoloğunu, kendi filozofunu kendisi yetiştirmek durumunda. Dışarıdan ithal eğitimci getirmekle kendi insanınızı eğitemezsiniz. Eğitim, bir kültür, bir tarih ve bir dünya görüşü işidir aynı zamanda.

Yıllar önce Prof. Dr. Mehmet Aydın hoca şöyle demişti: “Bu ülke, yığılmış dağ gibi içtimai problemlerine rağmen, neredeyse iki asırdır sosyal problemlerinin hiç değilse önemli bir kısmını çözebilecek ölçüde ‘bilimsel bilgi'" üretemedi. En önemli sorunumuzun irtica olduğunu yıllardır dillendirip duruyoruz. Varsayalım ki öyle. Bu konuda kaç tane bilimsel kitap, hatta makale var? Keşke cevabı hiç değilse ‘üç tane, beş tane' olsaydı. Gelelim tefekküre. Yeteri kadar mütefekkiri olmadığı halde terakki ve tekâmül etmiş kaç ülke var yeryüzünde? Siyasetçilerin ve Türkiye gibi ülkelerde siyasete müdahale edenlerin çoğu -neredeyse kural olarak- yol haritaları ile çalışırlar.”

Mesela Trump Amerika'nın en geniş ufuklu, en derin vizyonlu kişisi değil; hatta vasatın bile altında. Ama onun çevresinde yüzlerce danışman var; onların ellerinin altında bulunan onlarca bilgi ve fikir kurumları var. Ne yazık ki bizde bu imkân çok sınırlı. Çünkü medeniyetimizin asli unsurları bozuldu. Geleneksel olanla dini olan birbirine karıştı. Ayıklayamadık, yenileyemedik.

Köylü tutucudur, geleneği yaşatır. Yenilik her zaman şehirden gelir. Ama şehirlimiz Batı'yı taklit ettiği için bir mesafe alamıyoruz. Kopyacılıkla ilerleme sağlanamaz. Zira biz Batıyı da yanlış tanımışız. Hala 18. yüzyılın Batısı sanıyoruz. Oysa onlar da el yordamıyla yeni şeyler keşfettiler, medeniyetlerini yenilemeye çalışıyorlar. Bizim kaybettiğimizi onlar yeniden bulup ortaya çıkarıyorlar. Fakat bunların çoğu bizim yitik malımızdır zaten.

İnsan hakları, kadın hakları, din ve vicdan hürriyeti vs. Batı'nın kanlı mücadeleler sonucunda elde ettiği yeni değerler bunlar. Onlar için yeni. Biz de mal bulmuş Mağribi gibi bunlara sarılıyoruz. Oysa bu konularda onlardan alınacak bir şey yok. Zira bizde çok daha mükemmeli var ama farkında değiliz.

Aklımızı kullanmaya ve medeniyet değerlerimizi yeniden keşfetmeye ne kadar da çok ihtiyacımız var!  Umarım Bayram, hepimiz için hakiki bir muhasebeye ve biraz tefekküre vesile olur. Bu vesileyle Kurban Bayramınızı tebrik ediyorum.