27 Ekim 2015

Bir başarı öyküsü: Osman Eriş

Tek kolu ile nasıl saz çalabileceğini rüyasında görmüş

Doğuştan sağ kolunun dirseğinden altı yok. “Sen hiçbir şey yapamazsın” telkinleriyle büyümüş. O asla yılmayarak kendisi için yapılabilecek en zor işlerden birini seçti. Tek kolla saz çalmayı istedi ve başardı. Üstelik öyle çaldı ki TRT sınavını kazandı. İki müzik albümü yaptı, dev bir senfonik esere imza attı. Şu anda üçüncü albüme hazırlık yapıyor. Tüm engellemelere ve engeline rağmen bir başarı hikâyesinin altına imza attı Osman Eriş.

Çok sayıda başarı hikayesi dinlemiş, okumuş ve filmini seyretmişizdir. Azim ve istek olunca yapılamayacak ve başarılamayacak bir iş yoktur. Yeter ki istensin. Osman Eriş'in başarısı da bu anlamda örnek alınacak bir hikayedir.

Sen yapamazsın sözleri beni motive etti

Babası grayder şoförlüğü yapıyormuş. Yorgunluğunda akşamları evde saz çalarak gideriyormuş. Radyo ve televizyonun yaygın olmadığı o yıllarda tüm ev halkının da çok hoşuna gidiyormuş babanın çalıp söylemesi. Bir akşam küçük Osman babasına “ben de saz çalmak istiyorum” demiş. Babası kısa bir duraklamanın ardından gözleri dolu dolu  “sen çalamazsın oğlum” demiş ve sazı yerine asarak bir daha eline almamış.

Babanın bıraktığı saz artık Osman'ın elindedir. Evde kimse yokken eline alıyor ve çaldığını hayal ederek sürekli saza bakıyor. Bir gece rüyasında koluna mızrap iple bağlanmış halde saz çalarken görür kendisini. Öyle çalıyor ki dağlar taşlar ağaçlar huşu içinde kendisini dinliyor. Çok istemesine rağmen engelinden dolayı yapamayınca nasıl saz çalabileceğini rüyasında göstermişler.

DSC08761

Nasıl saz çalabileceğimi rüyamda gördüm

Uyanır uyanmaz rüyasındaki gibi koluna iple mızrabı bağlıyor ve alıyor eline sazı. O da ne ses veriyor saz. Havalara uçuyor Osman. Artık elinden düşürmediği saz ile sürekli çalışıyor. Kimse tutamıyor artık onu. 12 yaşında o azmiyle 6-7 türkü çalmayı başarıyor ama hala babasının çalabildiğinden haberi yok. Bir cumartesi sabahı tüm aile kahvaltı da buluşmuşken Osman saz ile gelir, babası oğlunun sazı kendisine vereceğini sanarak “biraz kendime geleyim daha sonra der” ve herkesi şok eden “ben çalacağım” cevabı gelir Osman'dan. Öyle güzel çalıyor ki, babası bir kez daha ağlıyor.

Kütahya folklorundan beslendi

Üç yıl kendi kendine çalmaya devam ediyor. Artık yakın çevresinde herkes onun saz çaldığını biliyor. Güveni giderek artıyor ve kendisini yaşadığı ilin Kütahya Folklor ve Etnografya Derneği'nin sazlarından biri olarak hayal etmeye başlıyor. Sazını da alarak derneğin kapısını çalıyor. Dernekte 20 saz var. Hala saygıyla andığı hocası Kudret Karayiğit kendisini en sona 21.inci sandalyeye oturtuyor. O kadar istekli ki bir yıl sonra birinci sandalyeye baş saz olarak oturur.

Bir müddet sonra Hocası Kudret Karayiğit kendisini Hisarlı Ahmet ile tanıştırır. Hisarlı Ahmet aynı zamanda hocasının da hocasıdır. Her hafta sonu bu büyük ustadan dersler almaya başlar Osman Eriş. Bu arada Kudret hocası tüccar olduğu için çoğunlukla da kursta öğrencileri çalıştırmaya başlıyor. Hatta Kütahya Lisesinde kendi hocalarına bile dersler vermeye başlar. Kütahya da bir kahramandır artık ama o kendinde bazı eksiklikler hissederek daha büyük şehre gitmek ve büyük hocalardan dersler almak ister.

4 Ayrı şehirde 5 hocadan ders aldı

İzmir'e gider ve orada TRT İzmir Radyosu Halk Müziği Daire Başkanı Durmuş Yazıcıoğlu'na öğrenci olur. Yazıcıoğlu, “ Daha küçüksün. İzmir büyük bir şehir. Burada güvende olamazsın. Sana derslerini klasör olarak vereceğim.  Ayda bir gelir derslerini verirsin kabul mü?” der. Büyük bir mutlulukla kabul eder teklifi ve tam bir buçuk yıl devam eder dersler bu şekilde. Hocası bir gün çağırarak kendisi ile işin artık bittiğini söyler ve bir kartın üstüne “hamili kart öğrencimdir” yazarak kendisini İstanbul'a, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Konservatuarı Müdürü  Adnan Ataman'a gönderir. Adnan Ataman ile de aynı usül ile çalışmalara devam eder. Ataman, bir müddet sonra Ankara'ya Mehmet Cihan hocaya gönderir ve iki yıl da Mehmet Cihan hocadan dersler alır.

DSC08794-1

TRT sınavını kazanınca ilk tebrik Özay Gönlüm'den geldi

Artık ulu orta saz çalmayı bırakır. Yeni bir hedefi vardır artık. O da TRT sınavlarını kazanmak. Can dostu Abdurrahman'ın da teşvikiyle TRT sınavları için kaydını yaptırır. Sınav gününe kadar her gün yaklaşık 15 saat çalışır. Sınav günü gelir çatar. Diğer adaylardan bir türkü çalmasını isterlerken Osman Eriş iki saat kalır sınavda. Sınav bittikten on dakika sonra Komisyon Başkanı Rahmetli Özay Gönlüm'ün sesini duyar ve o anları şöyle anlatıyor Eriş “ Özay Gönlüm çıktı ve bana dönerek hey tebrik ederim Kütahyalı kazandın dedi. Kazandın kelimesi öyle yankılanıyordu ki kulağımda o anki duygularımın tarifini yapamam bambaşka bir duygu idi. İnanılmaz bir mutluluktu benim için”

Osman Eriş'in bu başarısını ulusal büyük bir gazete “Azmin zaferi” diye duyurmuştu.  Bundan sonra  “haykırmak dünyaya” ve “Sevgi denizi” adlı iki kaset yaptı. TRT'nin tek kanal olduğu yıllarda Tele Tatil Programına konuk oldu. O günü de şöyle anlatıyor Eriş “ Hani derler ya 70 milyon bizi izliyor diye. Bu ifadenin gerçeğe en akın olduğu dönemdi. İnanın telefonlar kilitlenmişti. Çok mutluydum. Çok gururluydum. Televizyona çıkmanın oldukça zor olduğu bir dönemde ben televizyondaydım ve çalıp söylüyordum ”

150 ayrı enstrümanın çaldığı dev bir senfonik esere imza attı

Osman Eriş'te hedef bitmiyordu. Bu seferde senfonik eserlere merak sardı. Biraz üzerinde çalışınca gördü ki bu konuda bir hayli eksiği var. İzmir'de Rahmetli Nida Tüfekçi hocanın öğrencisi Şinasi Özkan'ı buldu. Ondan üç yıl dersler aldı. Şinasi hocadan çok önemli bilgilerin yanında, müzikte duyguyu ve duymanın ne olduğunu öğrendiğini söylüyor Osman Eriş.

Kafasına koyduğunu yapan Osman Eriş büyük bir senfoni esere imza atmak ister ve sonunda 150 ayrı enstrümanın çaldığı, aranjörlüğünü de Vahdang Makalatia'nın yaptığı dev bir eser çıkar ortaya.

Şimdi ise, içinde Abdürrahim Karakoç'un bestelenmiş 7 şiirinin de yer aldığı kaliteli bir türkü albümü projesi için uğraş veriyor. Nazlı Saraç Ortak, Gökçe Eriş ve Şükriye Tutkun'da albüme okudukları birer türkü ile destek veriyorlar.