15 Aralık 2015

Bir kültür adamı Abdurrahman Şen

Abdurrahman Şen ile “kültür” ismi yan yana ancak bu kadar güzel yakışabilir. Tam isabet diye tanımlanan atamaların başına Abdurrahman Şen'i rahatlıkla yazabiliriz. Edebiyat Fakültesi mezunu olmasına rağmen o gazeteciliği ve kültür alanında çalışmayı tercih etmiştir. “Cemre”, “Beyaz Sanat” ve “Sarmaşık Kültür” adında üç dergi yayınlamıştır. Çok sayıda gazetede kültür sanat ağırlıklı olmak üzere değişik mevkilerde görev yapmıştır.

4_3Yeni Asya Gazetesinde yollarımız kesişti. Kendisi gazetede köşe yazarıyken ben muhabirlik yıllarımın henüz başındaydım. Gazetenin de en iyi okurları arasındaydım. Kim neler yapıyor nasıl yazıyor nelere dikkat çekiyor gözlemlemeye çalışıyordum. Abdurrahman Şen'i ilk olarak gıyaben o güzel yazılarından tanıdım.

Kültüre öyle sevdalı bir kişi ki, doğup büyüdüğü Sivas'ın Hafik ilçesinde bir kütüphanenin oluşturulmasına öncülük etmek için 3500 adet kitabını bağışlayarak örnek bir davranış sergilemiştir. O kütüphane 205 yılında törenle hizmete açılmıştır.

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 1995 yılında “Türk Kültürü'ne Hizmet Özel Ödülü” ile takdir edilmiştir. Şen, 40 yıldır kültür ve sanat çalışmalarının içinde yer almaktadır.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı olduktan sonra, tüm tecrübesini aktarmaya çalışıyor. Tiyatro alanında büyük gayretlerini görüyoruz. Yeni oyunların yazılması için atölyeler kurulduğuna şahit oluyoruz.

Geçtiğimiz hafta kendisinin 40. Sanat yılı olması sebebi ile bir etkinlik düzenlendi. Her kesimden yoğun bir katılım vardı. Ayrıca programa özel olarak “Mezun Vermeyen Mektep, Basın Hayatının 40. Yılında Dostlarının Kaleminden Abdurrahman Şen”  isminde bir de kitap hazırlanmış. Kitapta, sanatçı, yazar ve kültür sanat alanından çok sayıda ismin görüşleri yer alıyor.

Abdurrahman beyi uzun süredir tanıyorum. Mevkiler makamlar onu pek değiştiremedi. Kültür Merkezlerinde katıldığı programlarda konuklarıyla yakından ilgilenir. Bir halkla ilişkiler elemanı gibi ilgilenir. Konukların çoğu onun kolunda salona girer. Program bitene kadarda salonu terk etmez. Dileğim, alanında başarılı olduğu kadar mütevazi de olabilen böyle yöneticilerin sayısının hızla artmasıdır.

DERGAH DA NÖBET DEĞİŞİMİ

1 (3)

Öyle isimler vardır ki artık onlar kurumlarıyla ya da çalıştıkları yerlerle özdeşleşmişlerdir. Kurumun ismini söyleseniz aklınıza direk özdeşleşen isim de gelir. Mustafa Kutlu ve Dergah Dergisi gibi.

Dile kolay 25 yıldır bu iki isim yan yana yazılmakta ve anılmaktadır. Dergah, edebiyat dergilerinin öncüsü ve lokomotiflerinin biridir. Köklü dergimizin kaptan köşkünde artık şair- yazar Ali Ayçil oturmaktadır. Ali Ayçil Mustafa Kutlu'nun ve Dergah Dergisinin yetiştirdiği şair ve yazarların başında gelmektedir. 1994'den beri neredeyse tüm şiirleri burada yayınlanmıştır.

e

Göreve geldikten sonra yaptığı açıklamalarda Ayçil'in de Mustafa Kutlu gibi gençlere yatırım yapacağını büyük bir memnuniyetle öğreniyoruz.  "Burası bizim evimiz gibi oldu.” Diyen Ali Ayçil dergi ve hedefleri hakkında şunları ifade ediyor. “ Mustafa Kutlu, bu dergide Türk şiirinin ve hikayesinin en önemli isimlerini yetiştirdi. Ve dergi muhafazakar toplumun entelektüellerinin dergisi oldu. Kutlu'dan öğrendiklerimizi de dahil ederek genç sanatçıların, yetiştikleri bu merkezi canlandırıp devam ettirmeyi istiyoruz. Dergah Dergisi herhangi bir gruba ait olmayan, sadece edebiyatın peşinde olan bir yerdir. Bir anlamda edebiyatımızın kaptan köşküdür. Umuyorum ki burası genç sanatçıların yazmaya devam ettiği, heves ve özgüven kazandığı, ben de Dergah'ta hikaye, deneme yayınlattım diyebileceği bir merkez olacak." Kendisine bu zor ve kutlu yolculukta başarılar diliyoruz.