22 Ağustos 2016

Biz Türkiye’ye yandaşız, ya siz?

Malumunuz geçtiğimiz Cuma günü Yeni Asya gazetesi genel yayın yönetmeni Kazım Güleçyüz'ün son birkaç yıldaki haber anlayışını eleştirir mahiyette bir yazı yazmıştım. Aynı gün Sayın Ahmet Kekeç ve Hasan Öztürk de ayın minvalde bir yazı kaleme almışlar.

Güleçyüz, twitter hesabından bizi yandaş olarak suçlamış, vermiş veriştirmiş… Bir de yetmemiş bize “Yandaş” ifadesini layık görmüş…

Aynı gün yazı yayınlandıktan sonra Risale-i Nur camiası içinde önemli bir konumda olan bir dostum yazıyı okuduktan sonra bana kısa bir düzeltme göndermişti. Özetle Yeni Asya gazetesinin aynı adlı cemaatle 2007 den beri pek bir bağının kalmadığını, cemaat yapılanmasının gazeteyi bu haliyle benimsemediğini yazdı. Gazetenin daha çok “ticari” ilişkilerle ayakta kaldığını belirtmiş.

Gel gelelim Güleçyüz'ün tavrına, Güleçyüz'ün son dönemde kapatılan Zaman gazetesi ve Fetö örgütüne yakın durduğunu bilmek için her gün Yeni Asya hatmi filan yapmaya gerek yok. Hayatımda elime 10 defa Yeni Asya almış değilim, lakin rutin sabah gazete manşetlerini inceleme turumuzdan nasibini almıştır. Bir şeyin kabı neyse içinde olanda üç aşağı beş yukarı aynı evsaftadır. İlk sayfasında hiçbir hassasiyet gözetmeden halkın değerlerine saydıran bir gazetenin çapı ve kalitesi tartışılmaz elbette. Türk Solu dergisinin “sahte Yeni Asya” versiyonu gibi bir şey işte bu gazetede… İlk sayfasınızda Sayın Cumhurbaşkanına sözde bir karikatür yoluyla “tutuklanacaksın ulan” ayarı çekmeye çalışırken, kimsenin sizi eleştirmemesini bekleyemezsiniz.

Her şey basın özgürlüğü değildir. Kimse kendini basın özgürlüğü masalıyla kandırmasın. Böyle bir özgürlük nerede var, bırakın basın özgürlüğünü “insanların hakları başkalarının haklarının başladığı yerde biter” kaidesini göz önüne getirmediğiniz takdirde, sizin özgürlüğünüz zedelenir.

Her bildiğini söylemek insan için zelil olmasına yeter de artar bile, ülkede onca sıkıntı varken, insanlar bir şekilde katlediliyorken, Fetö denen bela örgüt ülkeyi kırık küsür yıl din, iman, İslam, Kur'an, Türkçe, Olimpiyat diye kandırarak önce sömürürken sonra da iktidarı tamamen eline alma hırsıyla yakıp yıkmaya çalışırken, Güleçyüz'ün gazetecilik adına ilginç şeylere imza atması meselenin gazetecilik olmadığını bize gayet net göstermektedir.

Açık çağrımdır, eteğinizdeki taşları dökün istihbarat teknikleriyle bezeli haberlerinizin, karikatürlerinizin hedefi nedir kardeşim? Bu ülkeyi sahipsiz görmüştünüz, 15 Temmuz akşamı bu işin öyle olmadığını size de dünyaya da ispat ettik. Kanımızın son damlasına kadar da bu böyle olacak. Eğer bizleri böyle kabul edemiyorsanız,  birkaç yüz satan gazetenizle beraber isterseniz Pensilvaya'ya gidip orada kapalı devre bir gazete çıkarabilirsiniz, tavsiyem bunu yapın zira şimdikinden daha fazla okurunuz olacaktır. Ne de olsa ülkeden kaçan soluğu Pensilvanya'da alıyor. Hem çok çalışırsanız belki kırk yıl sonra orada da bir darbe girişimi filan yapabilirsiniz… Kim bilir…

Bu arada haktan, hukuktan, seçilmiş otoriteden taraf olmak yandaş olmaksa varsın yandaş olalım, Tüm Türkiye'ye yandaş olmak ne güzel…

 Ya sizin yandaş olduklarınıza yandaş olmak?