08 Ocak 2022

​BİZ ÜZÜLÜRSEK ONLAR SEVİNİR

İmkan buldukça bazı STK’ları ziyaret eder, oradaki dostlarımla meselelerimiz üzerine konuşur, dertleşiriz.

Benim için İstanbul’u vazgeçilmez bir şehir kılan hususlardan biri de birçok STK’nın genel merkezinin bu şehirde bulunması.

Kuruluş gayesi Kudüs’teki Osmanlı eserlerini arayıp bulup ihya ve inşa ederek korumak olan Mirasımız Derneği de en sık ziyaret ettiğim STK’ların başında.

Tabi derneğin bu ulvi misyonunun yanında genel sekreteri sevgili Abdullah Akçay ağabeyin güler yüzlü, samimiyeti ve hoş sohbeti de bizi oraya adeta mıknatıs gibi çekiyor.

Birkaç gün önce yine Mirasımız Derneği’nde genel sekreter Abdullah Akçay ağabeyin odasındayım. Her zaman yaptığımız gibi çay kahve içip, sevdamız, davamız ve  kavgamız olan Kudüs’ü konuştuk.

Daha çok Abdullah ağabey konuştu.

Sevgili dostum Mustafa Sert ile birlikte bizde Kemal-i ciddiyet ile dinledik. Söz Konusu Kudüs olunca Abdullah ağabeyi tutabilene aşk olsun. Sel gibi çağlıyor mübarek. İşte o hoş çağıltıdan sizin için kasemize aldıklarımız.

-Yahudi hep böyledir-

“Yahudi her zaman iki adım atar. Attığı adımlardan dolayı tepki görünce bir adım geri gelir. Böylece sonuçta bir adım gitmiş olur.”

-Her işgal zihinde başlar-

“Bu böyledir, önce zihinler işgal edilir. Sonra sıra bedenlere gelir. Sonra da şehirler işgal edilir”

-Önce böl, sonra yık-

Yahudilerin Mescidi Aksa’yı yıkmak için onu önce zamansal olarak bölmek istiyorlar. Bunun için Mescid-i Aksa sizin için de bizim içinde kutsaldır. Bundan dolayı burada biraz siz ibadet edin. Biraz biz ibadet edelim diyorlar. Bu sinsi planın ikinci ayağı, mekânsal bölmedir. Bunun içinde kurdukları tuzak şudur:

Aksa’nın birazında siz ibadet edin, birazında biz edelim. Bu hain planın finali de (Allah muhafaza) Mescid-i Aksa’yı yıkmaktır.

-Ağlatan mesuliyet -

Kudüs’e götürdüğümüz STK temsilcilerinden bir hanım kardeşimiz anlatıyor.

Kudüs’te bir kadını evinde   ziyaret etmiştim. Ev hem  merdiven altı hem de harabeydi. Fakat kadının mutluluğu adeta yüzünden okunuyordu.

“Zulüm ve baskı altında böyle bir evde fakr-ü zaruret içinde yaşadığın halde nasıl bu kadar mutlu olabiliyorsun” diye sordum.

Kadın şöyle dedi:

“Elhamdülillah Rabbim bana Mescid-i Aksa’nın murabıtası (nöbetçisi) olma şerefini bahşetmiş. Bu şeref mutlu olmaya yetmez mi?” deyince içine sığamadığım üç odalı evimi hatırlayarak hem çok utandım hem de gözyaşlarımı tutamadım. Kendi kendime şu soruyu sordum. “Bu kardeşimle benim istediğim cennet aynı cennet mi?”

-Biz üzülürsek onlar sevinir-

İsrail zindanlarında Bir Türk kitabının yazarı Orhan Buyruk anlatıyor:

“Zindana girer girmez yanıma gelen bir Filistinli bana neden üzüldüğümü sordu.

“Zindandayım, üzülmekten başka ne yapabilirim” deyince yukarıda nöbet tutan Yahudi askerlerini göstererek bana şöyle dedi:

“Burada asla üzülme. Çünkü biz üzülürsek bak onlar sevinecek”

-Üç hediye-

Bizi şanına yakışır bir şekilde ağırlayan Abdullah ağabey yine aynı şekilde uğurladı. Takdim ettiği çantadan şunlar çıktı:

1- 2021 yılı Kudüs raporu

2- Mirasımız Dergisinin son sayısı

3- 4. Uluslararası mirasımız Kudüs karikatür yarışmasında dereceye  girip ödül alan eserler kataloğu.