27 Kasım 2017

Bosna’nın Özü

Bosna kasabı Miladice Müslüman nüfusu soykırıma tabi tuttuğu için sebebiyle müebbet hapis cezası verildi.

2016'da Hollanda'nın Lahey'de BM bünyesinde bulunan Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICTY), Bosnalı Sırpların eski lideri "Bosna Kasabı" olarak bilinen Radovan Karadzic hakkında 40 yıl hapis cezasına hükmetmiş ve soykırımın yapıldığına dair ilk ceza verilmişti, hayal kırıklığına yol açan bu cezaya evet ama kâfi değildi.

İşte 22 Kasım 2017'de Ratko Miladic'e verilen ceza ile İlahi adalet bir yönüyle tecelli etmiş oldu. Sırpların o melun savaş sırasında bir genocide/soykırıma giriştikleri artık mahkeme kararı tarihe kazınmış oldu. Srebrenica'da “Türkleri öldürün” çığlıkları ile hareket edenler tarih huzurunda 22 yıl sonra da olsa mahkûm oldular. Boşnak kardeşlerimize hunharca saldırılar böylece hak ettiği çukurda cezasını buldu.

Peki, şimdi ne olacak?

Bosna'da savaş sırasında akan kanın, tecavüzlerin ve mağduriyetlerin hesabı bu cezalarla telafi olacak mıdır? Elbette hayır, mazlumiyet gevezeliğe gelmeyecek bir şey olduğundan, edebiyatı yapılamayacak kadar empatisi zor ve anlatılması sıkıntılı bir mesele olması itibariyle sözü edeble söylemek adına susmak daha iyi sanırım. Bu açıdan Bosna edebiyatı ve malumatfuruşluğu yapanlara tavsiyem Fatihalarınız ve sessizliğiniz dışında acılara fazla yarencilik oynamayın.

Bu karar sonrası bazı diğer sorular akla geliyor. Öncelikle Bosna'daki Sırplar şu an ne düşünüyorlardır. Ne yapacaklar? Acaba azgınca meşru ve gerekli gördükleri zorbalığı mantığa bürüyüp dündür bugün bugündür mü diyecekler? Napalım savaş bu komşularımızı haince öldürüp, tecavüz ettiysek nolmuş pişkinliğine mi girecekler? Kadir naşinaslık olmasın Boşnakların yanında bu haksızlık ve zulme karşı savaşan Sırpları da biliyoruz ama genel olarak bu soykırım cezası karşısında Bosna Sırpları nasıl bir tutum takınacaklar (mı)? Faşist bir akılla içten içe Bosna'yı fetih emellerini sürdürüp başka bir baharı mı bekleyecekler? Bilinmez. Peki, Sırbistan'daki Sırplar ne düşünür şimdi? Ya onların sırtını sıvazlayan Ruslar ne diyecek şimdi!

Bu soykırıma kadeh kaldırıp ıslık çalarak arkasını dönen Avrupa ve özellikle Hollanda şimdi kendi ülkesinde verilen bu karardan sonra kendisiyle nasıl hesaplaşacak? BM kendi reforme edecek pişmanlık ıslahatlarına mı girişecek? AB kendisini yenileyecek mi? ABD ve diğerleri göz yumdukları bu soykırım için gördünüz mü Batı er geç gereğini yaptı, hukuk konuştu diyerek işin için sıyrılabilecekler mi? Tabi ki hayır. Ölen Müslüman sonuçta ve ne yazık ki herkes kendi ölüsüne ağlıyor.  

Peki Boşnak kardeşlerimiz ne yapmalı? Bunun cevabını Aliya verdi zaten: “Geleceğimizi geçmişimizde aramayacağız. Kin ve intikam peşinde koşmayacağız.” “Savaşta büyük zulme uğradınız. Zalimleri affedip affetmemekte serbestsiniz. Ne yaparsanız yapın, ama soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır.”… “Nefrete nefretle cevap vermeyin. Bosna için nefret çıkmaz sokaktır. Nefret sadece bizim ruhlarımızı zedelemiyor, Bosna'nın özünü de zedeliyor.

Her halükarda Lahey'de Miladic şahsında modern Batı mahkûm olmuştur. Geciken adalet adalet midir? Bu karar, Boşnakların acısını ve kayıplarını elbette telafi edemez. BM, Avrupa ve Batı bu sonuçla ellerini temizledik sanıyorlarsa yanılıyorlar. Temizlemek bir yana bu kararla soykırımcı tarihlerine bir halka daha eklemelerinin belgesini imzalamışlardır. Miladic'in soykırımla müebbet cezaya çarptırılması tarihin ve hayatın bir cilvesidir; bir büyük zulmü ve cürmü işleyen ve teşvik edenlerin hukuk ve tarih huzurunda tespitidir.

Dileriz bu karar bundan sonra böyle zalimliklere göz yumulmaması için ders olsun…

Boşnak kardeşlerimiz bizim batı ucunda medeniyet coğrafyamızın müstesna bir güzelliği, Osmanlı asırlarında yekpare olduğumuz kader ve tarih yoldaşlarımız, din kardeşlerimizdir. Gelecek geçmişi unutmadan, ama nefretle hayatı gölgelemeden, Bosna'nın özünü yeniden insanlığa bir değer olarak sunmakla kıymet kazanacaktır.

Not: Mısır'da son cami saldırısında hayatını kaybeden tüm mazlum Mısırlı kardeşlerime rahmet, kederli ailelerine başsağlığı diliyorum. Bu da geçer YA HU!

Vesselam