15 May 2017

Boşnakları satan Osmanlı!...

Osmanlı'nın kendilerini “sattığına” inandı Boşnaklar.  “İslam'dan uzaklaşan Osmanlı bizi Avusturyalılara sattı” diyor Boşnak tarihçiler.

Bir dönem Uluslararası Saraybosna Üniversitesi Öğretim Üyeliği de yapan Ahmet Alibasic'in yaptığı “Bosna Hersek Tarih Kitaplarında Osmanlı İmajı” başlıklı geniş araştırma hakikaten ezber bozucu bir çalışma. Sırp, Boşnak ve Hırvat yazarların yazdığı kimi Tarih kitaplarından alıntılar yapan Alisabiç, bu bölgedeki Osmanlı ve Müslüman imajını bütün yönleri ile masaya yatırmış.

Sırpların Müslümanlara olan yoğun düşmanlıklarının altında ders kitaplarında yer alan gerçek dışı tarih anlayışının yattığı gerçeği, bu bilimsel çalışma ile tam anlamı ile ortaya çıkartılmış oldu. Tabi, Boşnakların Osmanlı'ya bakışını da…

Araştırmaya göre Sırp, Hırvat ve Boşnak okullarında okutulan tarih kitaplarında anlatılan Osmanlı ve Müslüman imajı birbirlerinden çok farklı. Mesela, Sırplara göre sadece tembeller ve serseriler Müslüman oldu. Boşnaklar ve Hırvatlar bunun aksini düşünüyor.  Boşnaklara göre İslam ve Türkler yerel kültürü zenginleştirdi. Sırplara göre ise Osmanlı Kapitalizmi engellemiştir ve kötüdür.  Sırplara göre Müslüman olan Boşnaklar, Türklerden daha tehlikelidir ve bunu çok keskin cümlelerle ifade ediyorlar. Sırplar, “poturica gori od Turčina” yani “İslamlaşma Türklerin kendisinden daha  kötüdür” diyerek bugün Boşnakların ataları olan yerel Müslümanları İstanbul'daki Osmanlılardan daha kötü göstermek için ellerinden geleni yapıyorlar.

Gerçi her konuda Osmanlı ve Müslümanlara olan nefretlerini belirten Sırplar, Osmanlı'nın diğer dinlere karşı gösterdiği engin hoşgörüye söyleyecek söz bulamamışlar. Sırp, Hırvat ve Boşnakların ortak görüşüne göre Osmanlı diğer dinlere karşı çok hoşgörülüydü. Osmanlı, Avrupa'da farklı dine ait insanların uzun süre bir arada yaşadığı tek devletti.

Hoşgörü konusunda insaflı davranan Sırplar “devşirme”yi ise “kanlı vergi” olarak gördüler ve nefretlerini kitaplarında dile getiriyorlar. Boşnaklar ise bunu askere alınma ve yüksek öğretim görme imkânı olarak algıladılar. Sırplar olaya tamamen nefret penceresinden baktıkları için, Osmanlı imajı her zaman Sırp tarihçilere göre vahşi bir barbar oldu.  Osmanlılar ahlaktan yoksundurlar ve onlara güvenilmez. Osmanlılar kanlı işgalciler ve zalim yöneticilerdir.  Ahlaksızlık, karışıklık, yağmalama ve asalaklık, yönetim biçimlerinin ana hatlarıdır.

Peki, bunların doğruluk payı var mıydı? Aslında Bosna'da milliyetçiliğin tarih bilimini nasıl saptırdığını o dönemlerde yaşayan Hıristiyan Tarih Bilimcileri de ortaya koyuyor. Sırp ve Hırvatların tarihi çarpıtma girişimleri Fransisken Nikola Lasvanin'in günlükleriyle ya da diğer çağdaş Hristiyan kaynaklarla karşılaştırılmasıyla gözlemlenebiliyor. Çünkü o dönemleri yazan tarih kitaplarında Sırp ya da bazı Hırvat ders kitaplarının aksine, Osmanlı yöneticileri “akıllı ve iyi mizaçtaydılar”,  o kadar iyi yöneticiydiler ki,  fakirler kötü diye bir şey bilmiyorlardı, ‘iyi adamlardı ve adildiler'.

Sırpların okul kitaplarında anlattığı birçok saldırgan “yalan”lar da şimdilerde epey “komik” kaçıyor. Mesela, Bosna'da 300 tane şehir bugün bile yok ancak Sırplara göre Osmanlı yüzlerce yıl önce 300 şehri işgal etti, 100.000 kişiyi sürgün etti.

Aslında olayın Sırp ve Hırvat tarafından nasıl göründüğünü az çok biliyoruz. Lakin Boşnak kardeşlerimizin kimi ders kitaplarında yer alan ifadeler bizi hakikaten düşündürmesi gerekiyor. Çünkü Boşnakların ders kitaplarına göre Boşnaklar, Osmanlı devletinde özel ve ayrıcalıklı bir yer almaktan hoşnut oluyorlardı. Ancak reformlar sonucunda merkezi hükümet ve artık sultanın kendilerini düşünmediğini sanan Boşnaklar arasında bir güvensizlik uçurumu meydana geldi. Hacıabdic ve Dervisagic isimli yazarlar, Boşnakların 18. yüzyıl başlarında Bab-ı Aliye olan güvenlerini kaybettiklerinden bahsediyorlardı. Boşnaklar, Sırplarla olan yakın ilişkilerinden ve aşırı vergilerden dolayı Bab-ı Ali'yi eleştiriyorlardı. Nihayet, Sultan'ın Bosna'yı Avusturyalılara sattığına dair 1878'de kuvvetli bir inanış oluştu. 

Bosna tarih kitaplarına göre hem Müslümanlar hem de Hıristiyanlar Osmanlılara karşı ayaklanmıştır ancak “Türkler” yani yerel Müslümanlar Osmanlılara değil de onların ayrıcalıklarını tehdit eden reformlara karşı isyan etmiştir. Ayaklanmalara, Boşnakların otonomi istemesi ve Boşnaklara göre İslam-karşıtı olarak görülen Osmanlıların zulmü, aşırı vergiler ve reformlar neden olmuştur.

“Boşnakları satan Osmanlı” ifadesi elbette ağır bir ifade. Çekilmek zorunda kaldığımız toprakları “satmadık” lakin oralarda “kalan” kardeşlerimizin böyle düşünmesi de “insani” bir tepki. Bunu da göz ardı edemeyiz.

Bu güzel, bu masum, bu mü'min Boşnak milletini, onurlu Müslüman Aliya'nın dostlarını bir defa daha yüzüstü bırakamayız. Anlatmak istediğim bu.

***

MESAJLAR

  • 1931 yılında Müslüman Birliği Genel Başkanı bütün dünyaya şunu ilan etti; “Müslümanlar, kafirlere köle olmaktansa kendi haklarını korumak için ölmeyi tercih edecekler.” Evet, Pakistan devleti bu söz üzerine kurulmuştur.
  • Yüzyıllar boyunca Hindu ve İngiliz sömürgeciliğine karşı Hindistan'ın diğer Müslümanları ile beraber omuz omuza direnen, mücadele eden, kan döken Bengalli Müslümanları tek devlet olduktan çok kısa bir süre sonra neden ayrıldı ve başka bir devlet kurdular? Bengalin ayrı devlet olması günümüz Türkiye'sine ne söylüyor?
  • Hiçbir kimyasal ilaç vücutta yan etki bırakmadan bir iyileştirme yapamaz. Eczaneden ilaç alırken akılda tutmakta fayda var.
  • Suudi Arabistanlı Prens Muhammed bin Faysal: “Tarih okurken tarihi Türk sömürgeciliği diye öğreniyordum. Hâlbuki bu, tarihe atılmış bir iftiradır. Türk Devleti hilafet merkezi idi ve Türk sömürgeci değildi.”