09 Kasım 2019

Bu bütçe ile nereye gidiyoruz?

Bütçe çalışmalarının başlaması ile nasıl bir bütçenin oluşturulacağı aslında bu programla daha öncesinde belirlenmiştir.  2020 bütçesi de Borca Dayalı bir bütçe olarak YEP bağımlı olacaktır.

Bütçe, hükümetin yıl içinde milli gelirdeki dağılımın nasıl olacağını gösteren ve hükümetin karnesinin değerlendirilmesinde en önemli temel bir unsur.

Genel olarak 2020 bütçesine baktığımızda;  2019 yılı için 81 milyar TL olarak hedeflenen (Eylül 2019 itibariyle 85 milyar TL'ye ulaştı) bütçe zararı 2020'de yüzde 72 artışla 139 milyar TL olması hedefleniyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak; 2019-2021 yılları arası Yeni Ekonomi Programını dengeleme-disiplin-değişim başlıkları altında açıklamıştı. Programda Temel hedefler olarak; enflasyon, kamu maliyesi, cari açık/zarar, büyüme ve istihdam ve bankacılık sektörü ve reel sektör kredileri olarak belirtilmişti.

Ekonominin temel hedefleri içinde bankacılık sektörünü ve kredilerin dahil edildiğini gördüğümüz bu Yeni Ekonomik Program, 2020 bütçesini belirleyecek bir programdır.

Bu aynı zamanda örtülü bir enflasyon kontrolüdür. Enflasyonu bu şekilde frenlediğiniz zaman, memur emekliye vereceğiniz zamda bu enflasyon oranı gerekçesi ile düşük olacaktır. Nitekim son açıklanan enflasyon oranı olan 8,5 bizi haklı çıkartır niteliktedir.

Temel hedef olarak YEP belirtilen sıkı para ve maliye politikası ile enflasyon kontrol edilmeye çalışılıyor. Açıklanan enflasyon rakamlarına da zaten artık kimse itibar etmiyor. Bir devlet kurumunun bu hale gelmesi de kurumlar üzerinden ayrı bir tartışma konusudur.

Tabi bu sıkı maliye politikasıyla bir yere kadar kemer sıkılabiliyor. Eğer kemeri gevşetmezseniz o zaman toplumsal infiallere neden olacak sonuçlarla karşı karşıya kalırsınız. Cari açığın/zararın bu şekilde ihracatın lehine oluşturulması, bizim ihracat kabiliyetlerimizin artmasından değil, ithalatın kısılması ile bir pozitif yansıma olarak ortaya çıkıyor.

Hazine ve Maliye Bakanlığında oluşturulan ‘'Kamu Maliyesi Değişim Dönüşüm Ofisi''  faiz faktörüne sistemsel bir çözüm önerilmediği sürece, bu ve benzeri çalışmalar kamuoyunun gazını almaya yönelik hep olacaktır.

Temel hedefler konusunda bunları söylerken, uygulayacağınız para politikalarında faizin gölgesinde sürekli küçülen ekonomiyi genel göstergelerde gösterilmesi gerçeğini nereye koyacağız?

Para istikrarı sağlanmadan, 2020 bütçesi Merkez Bankası'nın fiyat istikrarı hedefine göre yapılacağı ve YEP da enflasyon hedefinin olması, bu hedefin tutturulamayacağının temel bir kanıtıdır.

Merkez Bankası ne zaman fiyat istikrarını sağladı da enflasyon hedeflemesini tutturdu? Enflasyonun düşürülmesi onun sebebi faizleri besleyerek mi olacak?

Başkan sürekli enflasyonun nedenini faiz olduğunu söylüyor. Bundan dolayı da Merkez Bankasına baskı yaparak faizleri düşürtüyor. Bizce de bu doğrudur. Ancak sorun para kredi sisteminin değişimi ile ilgilidir. Paranın istikrarı ile ilgilidir. Başka bir yazımızın konusu olacak olan Merkez Bankasının dijital para çalışmaları yine istikrarsız bir para anlayışı üzerinden kurgulanıyor. Bu işin neden daha tehlikeli olduğunu ileride kaleme alacağız.

Hazırlanan bütçede faiz ödemeleri akıl almaz biçimde yükseliyor.  Bu faiz ödemelerini bütçeye yük olarak getirirken, vergilere yükleniliyor. Sonuç bütçeye büyük faiz ödemeleri şeklinde yansıyor. O halde sizin merkez bankasının faizlerini baskıyla düşürmeniz ne işe yaradı?

Sonra çıkıp buna dengeleme diyorsunuz. Dengeyi bulmak istiyorsanız faizin dengesini bozacaksınız. Merkez Bankasının faizle sattığı paranın faizlerini düşürmesi ile denge gerçekleşir mi?

Asla hayır…

Hükümet YEP'da ‘'politika ve tedbirler'' başlığı ile faizci bankacılık sektörünün mevcut mali durumunu daha da güçlü bir hale getirmek için çaba sarf edeceğini belirtirken, hedefin bankaların daha çok kredi vermelerini sağlamak. Reel sektörü bu şekilde ayağa kaldıracağına inanan karar alıcılar, tam bir faizci liberal politika uygulamaktadır.

Bu ancak bir geçiştirmedir, sürdürülebilir bir borcu devam ettirmektir. Bu öyle bir noktaya gider ki, devletin gelirlerini toplamak için vergi dairelerini özelleştirmek zorunda kalırsınız. Vergileri alacaklı faizciler toplamaya başlar.

Hükümetimizin elinde temel ekonomik değer sayımını değiştirecek bir ekip yoktur. Bu kadar faizi verdiren bu bürokratik kafanın devlet millet gibi bir derdi de yoktur. Çünkü halka yansıyan bu politikaların mutfak kısmında çalışan bunlardır.

Üstelik yeni yasal düzenlemeyle, borçlanma yetkisini iki katına çıkartarak meclisten yetki alıyorsunuz.

Soruyorum; siz şimdi daha çok borçlanarak ekonomik temel sorunları çözebileceğinizi mi zannediyorsunuz!

Hayır, çözemeyeceksiniz. Hükümetimizin yeni bir para kredi modeline ihtiyacınız var. Aksi halde ekonomik güç; siyasal istikrarla sağlanan güçle birleşmeyecek, okyanuslar ötesinden ekonomik tehditler almaya devam edeceksiniz.

Selam ve dua ile…