VF kat sol
VF kat sağ

28 Kasım 2016

Bu dünyadan bir barış elçisi geçti

Bir kalender adamdı Tahir Elçi. Diyarbakır Barosu başkanıyken bir yıl önce Diyarbakır'da dört ayaklı minarenin altında “Dört ayaklı minareye isabet eden kurşunları protesto ederken” vuruldu.

Tahir Elçi'yle yıllardır tanışırdık, birçok toplantıda beraber olma fırsatı elde etmiştik. Hep barış derdi. En hoşuma giden tarafı demokrat olmasıydı. Diyarbakır gibi kozmopolit bir şehirde barış deme cesaretini taşıyan engin yüreklerden biriydi.

Diyarbakır ve bölgeyi kasıp kavuran 6-8 Ekim olaylarında arabulucu olarak çalışırken yakinen tanıma fırsatım oldu Tahir Elçiyi. Gittiğimiz her yerde sulhu önceleyen konuşmaları, Olayların ülkenin geleceğine ipotek koyduğunu ifadeleyen konuşmaları bende hep takdir uyandırdı. Kendisi hakkında açılan dava nedeniyle gözaltına alınması ve tutuklanması adeta 6-8 Ekim de yaptıklarının mükâfatı gibi lanse edildi. O ise hiçbir zaman kendinden ödün vermedi. Hep barış için yürümeye devam etti.

Dört ayaklı minarenin ayakları altında cesedinin yüzü koyu uzanmış hali hepimizin gözleri önünde, hep o sahneyi hatırlayacağız dört ayaklının gölgesine sığındığımız günler geldiğinde… O gün şöyle diyordu: "Yıllar önce Afganistan'da Taliban güçlerinin Buda Heykeli'ni bombalama görüntülerini hep birlikte dehşet için de izledik.

Yine son birkaç yıl içinde IŞİD denilen o barbar grupların Palmira'da, Mısır'da, Ezidi yurdu Şengal'de o insanlığın tarihi birikimlerine yönelik suikastlarını, bombalamalarını hep endişeyle, kederle izlerdik.Ve Türkiye toplumu olarak hep şunu derdik, aman bunlar bizden uzak olsun ne yazık ki çok kısa bir süre içerisinde bizim de tarihi eserlerimize, tarihi değerlerimize yönelik benzer girişimler söz konusu oldu.

Şu anda içinde bulunduğumuz Diyarbakır'ın tarihi Suriçi bölgesi 9 bin yıllık geçmişe sahip bu alan içerisinde surlar, camiler, kiliseler ve daha başta tarihi yapılar bulunmaktadır.

Diyarbakır deyince zihinlerimizde en çok canlanan Diyarbakır ismiyle en çok anılan zihinlerimizde en çok sembolize olan Dört Ayaklı Minare'yi ne yazık ki iki gün önce şuan da gördüğünüz gibi ayağından vurdular. Şunu diyoruz tarihi Dört Ayaklı Minare insanlığa sesleniyor.

Beni ayağımdan vurdular ne savaşlar ne felaketler gördüm ama böyle ihanet görmedim diyor bize. Bu tarihi yapı Anadolu'da örneği tek olan bir eserdir. Dünyada bunun bir örneği daha yoktur.

Diyarbakır salnamelere göre, buradaki yazıtlara göre İslam'dan önce inşa edilmiş tahminen bir Çan Kulesi gibi tasarlanmış ancak İslamiyet'ten sonra fetihten sonra Akkoyunlu hükümdarlığı döneminde Sultan Kasım tarafından hemen yanı başımızda Mutahhar Cami inşa edilmiş ve bu güne kadar birçok felaketten sağ kurtulmuştur bu eser." Elçi, "Biz Diyarbakırlılar olarak Diyarbakır barosu olarak tarihi değer ve eserlerimize insanlığın bin yıllık emeğine birikimine bu kadim şehre sahip çıkalım. Biz buradan çağrı yapmak istiyoruz.

Biz bu tarihi bölgede birçok medeniyete beşiklik etmiş ev sahipliği yapmış bu kadim bölgede insanlığın bu ortak mekânında silah, çatışma, operasyon istemiyoruz. Savaşlar, çatışmalar, silahlar, operasyonlar bu alandan uzak olsun diyoruz. Bu amaçla bugün arkadaşlarımla Diyarbakır barosu üyesi arkadaşlarımla ve Diyarbakırlılara birlikte buradayız.

Buradan demokratik tepkimizi ifade etmek için buradayız. Bu davranışı tarihe yönelik bu şiddet eylemini tarihe bir değere yönelik bu suikastı saygısızlığı kınıyoruz. Tarihine, tarihsel değerlerine tarihsel mirasına sahip çıkmayan toplumlar doğru ve güvenli bir gelecekte kuramazlar.

Bu nedenle tarihimize değerlerimize tarihi ve kültürel mirasımıza sahip çıkalım diyoruz" dedikten birkaç dakika sonra olduğu yerde öldürüldü.

Geriye çözülmemiş bir cinayet, yüreklerde yaralar ve anlamsız konuşmalar kaldı. Bir dünyadan bir barış “Elçi”si geçti…