17 Ekim 2019

Bu Ruh Aynı Ruhtur

Vatanını, bayrağını ve imanını canından yüce bilen bir milletin ruhunu korku ve tehditle teslim alacağını zanneden zavallı Avrupalılar. Kutsalları uğruna ölümü dahi öldürmüş, şehitliği en yüce kariyer bilmiş bu aziz milletin ruhu aynı ruhtur. Yüz yıldır yaptığınız tüm bozucu ve yıkıcı faaliyetlerinize rağmen milletimizin ruhu hala Malazgirt'in, Çanakkale'nin ruhudur. Bunu anlamak için Barış Pınarı Harekatı'na bakmanız kâfi.

 Ay yıldızlı sancağımız ne vakit hüzünlense, Anadolu'nun yiğit evlatları ansızın çıka geliyor, hilali yüceltmeye, onu yıldızlara yükseltmeye. Tüm kirli oyunlara, algı operasyonlarına ve tuzaklara set çekiyor bağrını, sıradağlar misali. Ne vakit yeis kaplasa ruhumuzu ne vakit karanlıklar sarsa afakımızı Anadolu'nun kahraman evlatları, güneş misali yükseliyor göğe, nuruyla parçalıyor tüm zifiri karanlıkları.

 Ey Anadolu, ekmeği aziz, suyu aziz, toprağı mümbit vatanım. Ey uğrunda tüm cihanı yok saydığım, yoluna baş koyduğum. Ey ay yıldızlı sancağım, kaldır başını da bir bak, senin destanını okuyan, senin destanını yazan yiğitlerine. Sakın hüzünlenme, nefesimizle rüzgârın, göğsümüzle siperin, kanımızla rengin oluruz. Yoluna bin yıldır baş koyduk, bin yıl daha baş koyarız. Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü, Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü…

 Öyle kutsal ki bu topraklar, kir tutmuyor, nefret tohumlarını yeşertmiyor, kurulan oyunlar bir bir bozuluyor. Yüz yıllardır kardeşliğimizi, birliğimizi, vatanseverliğimizi, imanımızı ve ruhumuzu yok etmek için her yolu deneyenler yine aynı akıbeti yaşıyorlar. Bugün bir kez daha sükût-u hayale uğramıştır batılı dostlarımız! Çünkü milletimizin ruhu aynı ruhtur, samimiyeti aynı samimiyettir, şehadeti aynı şehadettir.

 Tüm savaşlarını Müslüman coğrafyalarda kuran, tüm silahlarını mazlumlar üzerinde test eden, insan hakkını sadece kendi vatandaşlarına layık gören sömürge devletleri utanmadan bize akıl veriyor. Biz sizin tüm suçlamalarınızdan, tüm iftiralarınızdan beriyiz, hem de binlerce yıldır. Bu aziz milletin mazisinde, sömürge, katliam, soykırım yoktur ve olmayacaktır da inşallah. Ama her kim ki bizi bölmek, yıkmak, yok etmek isterse ona da bugün olduğu gibi en şiddetli biçimde karşı koyacağız. Mazluma karşı merhametli, zalime karşı öfkeli olacağız.

 Barış Pınarı Harekâtı sonrasında batılı devletler tarafından verilen tepkiler bir kez daha göstermiştir ki onlar için öldürülmesi ve korunması gereken insanlar sadece kendi menfaatlerine göre belirlenmektedir. Suriye'de katil Esad tarafından öldürülen milyonlarca masum insan için sesini çıkarmayanlar, hatta silah temin edenler, kurdukları terör örgütlerini nasıl da savunmaktalar. Çünkü onları da günü gelince başka bir amaç için kullanacaklar.

 Herkes kendi fıtratına uygun yaşar. Onlar tuzak kurmaya, nifak tohumları ekmeye devam edecekler biz ise daha fazla şuurlanacağız, daha fazla bilgileneceğiz, daha fazla çalışacağız ve kutsallarımızı daha fazla savunacağız. Bu topraklarda özgürce yaşamaksa muradımız, o vakit bir ve beraber olacağız.

 Millet olma şuurumuzu kaybetmeden, modern düzenin dayattığı söylemlere teslim olmadan ülkemiz, milletimiz ve tüm mazlumlar için çalışacağız, üzüleceğiz, mücadele edeceğiz. Ahlak yoksunu modern çağın şehvetine teslim olmadan, geçici ve maddi heveslere aldanmadan, tarihimizle, kültürümüzle, imanımızla besleyeceğiz ruhumuzu. Ve o ruh umudu olacak tüm mazlumların. İşte o ruh yıkacak tüm bozuk düzenleri. O ruh ferahlatacak zulümle yanmış sineleri…

 Vesselam…