14 Temmuz 2020

Çağdaş bir demokrasi masalı

 

‘Kırmızı Başlıklı Kız' Masalı, küçük bir kız ile kurt arasındaki olaylara dayanan bir Avrupa halk masalıdır. Sözlü edebiyata dayalı masalın bilinen ilk yayımlanmış versiyonu, Fransız masalcı Charles Perrault'nun 1697 yılında basılmış Kaz Ana'nın Masalları kitabında yer alır.

‘Kırmızı Başlıklı Kız' ile ormanın vahşi kurdu arasında yaşananlar ile Türk Demokrasisi'nin başına gelenler arasında şaşırtıcı benzerlikler vardır.

Şimdi masala bu gözle ve Türkiye uyarlaması ile tekrar göz atalım:

(…..) Bu arada kurt doğru büyükannenin evine gitti. Kapıyı çaldı.

"Kim o?"

"Benim; Kırmızı Başlıklı. Sana kurabiye getirdim, aç kapıyı."

"Mandalı bastır! Ben çok halsizim, kalkamıyorum" diye cevap verdi yaşlı kadın. Kurt mandalı bastırdı, kapı açıldı.

 (…..) Hayvan hiçbir şey söylemeden doğru büyükannenin yatağına giderek zavallı kadını yutuverdi. Sonra onun giysilerini üstüne geçirerek başörtüsünü de başına taktı. Daha sonra da yatağa yatarak perdesini çekti.

(Türkiye'nin Demokrasisini midesine indiren darbeci odaklar, her defasında Siyaseti ve Demokrasiyi  önce yıpratıp yatağa düşürdüler. Sonra da kurdun kurabiye getirdiğini söyleyerek hasta yatağında iken büyükanneyi midesine indirdiği gibi demokrasi ve hürriyet getirdiklerini söyleyerek Demokrasiyi yutuverdiler. Darbecilerin Başbakanı Nihat Erim'in “Özgürlüklerin üzerine şal örtülebilir” dediği gibi, ülkenin yönetimine çöküp perdeyi çekiverdiler)

(…….) Kırmızı Başlıklı Kız yeterince, hatta taşıyamayacağı kadar çok çiçek topladı. Derken büyükannesini hatırladı ve hemen yola koyuldu. Sokak kapısını açık bulunca şaşırdı, içeri girince bir tuhaflık hissetti. Kendi kendine: "Bana da ne oldu? Neden içime korku düştü ki? Oysa ben buraya hep seve seve gelirdim" diye söylendi. Ve "Günaydın" diye seslendi. Cevap alamadı. Yatağa yaklaşarak perdesini açtı.

Büyükanne orada yatmış, başörtüsünü de iyice yüzüne kapatmıştı, yani biraz tuhaf görünüyordu.

Kırmızı Başlıklı Kız "Aaa, büyükanne, senin ne kadar büyük kulakların var!" (1924 yılında kurulan ilk muhalefet fırkası Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası da buna benzer  bir soru sormuştu)

Vahşi Kurt "Seni daha iyi duyayım diye." (Demiş ve ilk muhalefet fırkası Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nı yutuvermişti)

Kırmızı Başlıklı Kız "Aaa, büyükanne, senin ne kadar büyük gözlerin var!" (1930 yılında kurulan ikinci muhalefet fırkası Serbest Laik Fırka da buna benzer  bir soru sormuştu)

Vahşi Kurt "Seni daha iyi görebileyim diye." (Demiş ve ikinci muhalefet fırkası Serbest Laik Fırkası'nı yutuvermişti)

Kırmızı Başlıklı Kız "Aaa, büyükanne, senin ne kadar kocaman ellerin var?" (1950 yılında iktidara gelen üçüncü muhalefet fırkası Demokrat Parti de buna benzer  bir soru sormuştu)

Vahşi Kurt "Seni daha iyi yakalayayım diye!" (Demiş ve üçüncü muhalefet fırkası Demokrat Partiyi bir 27 Mayıs 1960 günü darbeyle yere indirerek vahşice parçalamıştı)

Kırmızı Başlıklı Kız "Ama büyükanne, ağzın ne kadar da büyük!" (1965 yılında iktidara gelen dördüncü muhalefet fırkası Adalet Partisi de buna benzer  bir soru sormuştu)

Vahşi Kurt "Seni daha iyi ısırayım diye!" (Demiş ve dördüncü muhalefet fırkası Adalet Partisi'ni 12 Mart 1971 günü bir darbeyle yere indirerek vahşice parçalamıştı)

Ve kurt, bunu söyler söylemez zavallı kızcağızı yutuverdi.

Vahşi kurt, ‘Kırmızı Başlıklı Türk Demokrasisi'nin dört partisini midesine indirmekle yetinmemiş yuvalandığı yataktan 12 Eylül 1980 günü ve 28 Şubat 1997 günü  de başka  demokratik iktidarları önce bir darbeyle yere indirerek  sonra vahşice parçalayarak midesine indirmişti.

……………..

(……) Kurt, karnı iyice doyduktan sonra da yatağa yattı, uykuya dalarak horlamaya başladı. Bu arada evin önünden bir avcı geçmekteydi. "Yaşlı kadın nasıl da horluyor; git bir bak bakalım bir şeye ihtiyacı var mı?" diye aklından geçirdi. Eve girdi ve yatağa yaklaştığında kurdu gördü. "Seni burada buldum, namussuz! Çoktandır arıyordum" diye söylendi.

Ak Parti 27 Nisan 2007 günü bir büyük cesaret ve kahramanlık gösterdi. Aldığı oyun namusuna ve iktidarına sahip çıktı. Bu kez kurdun kendisini parçalamasına müsaade etmedi.

Avcı tam silahını doğrultmuşken düşündü. Kurt büyükanneyi yutmuş olabilirdi! O zaman henüz onu kurtarabilirdi. Ateş etmeyip eline bir makas aldı ve uyuyan kurdun karnını kesmeye başladı. Biraz kesince Kırmızı Başlıklı'nın başı göründü; derken ufak kız dışarı sıçrayıverdi. "Uüü-üff, ama korktum! Kurdun karnı çok karanlıkmış" dedi. Derken büyükanne de canlı olarak kurtarıldı; zor nefes almaktaydı.

Ak Parti Demokrasi makasıyla vahşi kurdun karnından kurtarabildiği kadar demokratik değer ve özgürlük kurtardı. Başörtüsü başta olmak üzere ülke insanının darbeciler tarafından yutulmuş bir çok hak ve özgürlüğünü Kurdun çok karanlık karnından zor da olsa çıkarıverdi.

Kırmızı Başlıklı Kız hemen kocaman taşlar toplayıp onlarla kurdun karnını doldurdu. Kurt uyandığında yerinden fırlamak istedi, ama taşlar o kadar ağırdı ki, olduğu yere çöküverdi; ölmüştü!

Vahşi kurdun yerinden son fırlama teşebbüsü 15 Temmuz 2016 günü oldu. Eğer karnına ve kursağına tıkanmış taşlar olmasa yine Türk Demokrasisi'nin ve milletin kazanımlarını  önce vahşice parçalayacak sonra da mideye indirecekti.

Kırmızı Başlıklı Türk Demokrasisi, vahşi kurdun sürüsünden olan başka kurtlar tarafından yutulup mideye inmek istemiyorsa, kurdun karnına taş doldurmalı, çanına ot tıkamalıdır.

Yoksa vahşi kurdun, Kırmızı Başlıklı Kıza masalda verdiği "Seni daha iyi duyayım diye”, "Seni daha iyi görebileyim diye“, "Seni daha iyi yakalayayım diye!", "Seni daha iyi ısırayım diye!" şeklindeki cevaplara hala çok bayılan ve bu cevapların ne kadar haklı ve makul olduğunu savunan nice büyüklerimiz mevcuttur.