21 Ağustos 2017

Çağdaş haçlı seferleri İslâm’ı İslâm’la vurmak

Zihni bağımsızlık olmadan bağımsızlıktan söz etmek mümkün değildir. Müslüman dünyası Kur'an'sız kalmışlığın bedelini ödüyor. Bu kararı batı alıyor Müslümanlar  uyguluyor.

İngiltere diye sinsi bir güç var. Batılılar DAEŞ ile savaşmıyor, çağdaş bir haçlı savaş taktiği olarak DAEŞ'i kullanarak İslâm'la savaşıyorlar. Yüzyıllık planlarını yine aktif bir şekilde  kendi leşlerini Ortadoğu'ya bırakmadan, İslam'ı İslâm'la vurma, politikasını uygulamaktadırlar. İslâm'ı ayrı ayrı şucu bucu olarak mikro düzeyde cemaat,  makro düzeyde ülkeler bazında zihinlerde parçalandı.

Bizans oyunları olarak tarihte sahne almış çok başlılık üzerinden, küçük kanton devletçikleri oluşturularak, dünyanın her yerinde yeraltı ve yer üstü zenginlik kaynaklarını sömürmek batının temel hedefidir. İslam içinde ki ayrılıkları bir zenginlik olarak görüp bir elin beş parmağına benzetme gafleti,  elbette haçlı zihniyetine hizmet etmektedir.

Düşmanı karşınızda görmeniz başkadır, evinizin içinde  olması başkadır. FETO terör örgütü, terör örgütü ismini almadan önce, büyük bir cemaatti. Herkes tarafında övülen, malıyla emekleri ile desteklenen, siyasilerle boy veren, devleti ele geçirmeye çalışan bu terör örgütünün, evin içinde büyümesini sağlayan söylemleriydi. O halde FETÖ terör örgütünün elebaşısının söylemleri çok iyi analiz edilmelidir. Diyanet bu konuyla ilgili bir çalışmayı geçte olsa Mehmet GÖRMEZİN başkanlığında yapmış olup; kırk yıl gecikmiş çalışmaydı.

Dış güçler İslam birliğini parçalamada cemaatleri kullanırlar. Cemaatlerin ayrı din anlayışları şahıslara indirgenerek, kişi ekseninde yeni din anlayışları oluşturulur. Onların yorumları, vahyin muhkem ayetlerinin önüne geçmiştir. Bağlıları artık dini inançlarını şahsa bağlayarak, ahirette büyük umutlar beklerler. Çevresinde toplandıkları şahsa tam biat ederler. Artık Allah ile ilişkilerini tamamen bu şahsın  söylemleri ile belirlerler. Feto bu anlayışın meyvesidir. ‘'Muhammed'e kul olmadan Allah'a kul olunmaz'' diyen bir cemaat liderinin sözleri, vahye aykırı söylemler olsa da, mutlaka tevil edilerek,  cemaatlerin başındaki insanların kutsanarak otorite kabul edilirler. Bir adamı kontrol edince ona tabi olup ona güvenen herkesi kontrol edebilirsin. İşte diş güçler bunu sürekli uyguladı ve  uyguluyor.

Cemaatlerin, İslam dünyasındaki sorunları çözmek gibi bir derdi maalesef yoktur. Sürekli bir ihtiyaç halinde halktan para toplamak temel görevleri. Mensuplarının birbiri ile sürekli çatışmaları, birbirlerini tekfir edecek noktaya taşımaları, bağımlılığın, teslimiyetin vahye olmayışındandır. Sürekli üzerinde durduğumuz ve toplumun her alanda dirilişi için olmazsa olmaz olarak gördüğümüz, faizin kalkması konusundaki duyarsızlıkları, vurdumduymazlığı yanında aktif biçimde faizcilik yapan cemaatler var. Cemaatlerin bütün dini hizmetlerinde faiz bulaşması konusunda umursamaz tutumlar artık aşikardır.

Cemaatlerin hepsinin hem fikir olduğu ‘'faizli para ile  tuvalet taşı dahi alınmaz'' kabulü, bütün gelirlerine faizi bulaşmasına karşı duyarsızlığı bir akıl tutulmasına en somut örnektir.

İşte siz Allah'a sadakatiniz ve sevginizin göstergesi olarak yaptığınız, camiler, Kur'an kursları, eğitim kurumları, yol, çeşme ve yetiştirdiğiniz hafızlar; hepsi faizin içerisinde yapılıyor. Bunun böyle olmadığını söyleyebilecek sadece sistemin işleyişini bilmeyenlerdir.

Peki Feto terör örgütü gibi bugün diğer cemaatlerin olmayacağı garanti mi dir ? Terör  örgütü başı Gülenin Kur'an için söylediği ‘' Kur'an İslâm'ı diye bir sapıklık çıkmış'' anlayışı bugün diğer cemaatler de ne düzeyde var diye sorsak; cevapsız kalacak bir soru olduğunu düşünmüyorum.

Bu düşünce yapısı ifrat ve tefrit ilişkisi içinde bütünü ile Resulullah'ın yaşanmışlık örnekliği olan sünneti hiçe sayan zümrede, ayrıca dış güçler tarafından oluşturulmuş zeminde olup, iki tarafta  bu zeminde dış güçlere  hizmet eder. Bunlar Kur'an'ın önerdiği vasat ümmet olma özelliğini kaybedilmiştir.

Irak kabinesinden 18 bakanın İngiliz vatandaşı olması ne anlama geliyor? Bu ülkede, başbakanlık yapmış ABD vatandaşı da vardı... İslam birliğinin oluşmasını engellemek, çatışma üretmek için kutupların  beslenmesi ehli sünnet içinde de sürekli canlı tutularak,  akıl almaz resule iftiraları ekranları da  gündeme getirip din algısı, dini bozma, sulandırma  operasyonu ‘'İslâm'ı İslâm'la vurmak''  yöntemi ile sürekli uygulanmaktadır.

Oysa Allah, kendisine inandığını söyleyenlere ‘'Topluca Allah'ın ipine/Kur'an'a sımsıkı sarılın. Sakın ayrılıp bölünmeyin...'' diyerek Ali İmran 103 de göstermişti.

Bugünün tarihi dünün tarihinin küllerinden devam etmektedir. Allah'ın inananlar için çizdiği yol haritasına dönülmediği sürece batının üstünlüğü her alanda devam edecektir.

Selam ve dua ile...

Yunus EKŞİ