17 Ekim 2017

Cami tasarlamak ve inşa etmek (2)

Genel olarak ortalama Müslüman olan herkesin konuya dâhil olduğu bir durum vardır ortada.

Bir anket yapsanız ve deseniz ki; Cami nasıl olmalı? Neye benzemeli? İçinde neler olmalı? Nasıl yapılmalı? Alacağınız cevap aşağı yukarı bellidir.

Kubbeli olmalı, Osmanlı Camilerine benzemeli, en az iki minareli olmalı, minareleri yüksek olmalı, altında dükkân veya çarşı olmalı, imamına lojman olmalı, geniş bahçesi olmalı, süslü olmalı.

Cevapları bu doğrultuda çoğaltabilirsiniz. Tüm bu olumlu ve güzel cevaplara rağmen camilerimizin niçin söylenilen ve istenilen durumda olmadığını biraz daha irdelemeye devam edelim.

Her şeyden önce cami yapım süreci ehil ellerde değil. Bu durumu açıklayabilmek için tarafları alt alta yazalım ve devam edelim.

Cami dernekleri

Hayırseverler

Mimar ve mühendisler

Kalfalar ve cami işi yapan usta ve firmalar

İlçe belediyeleri, ilgili bürokrasi ya da siyasiler

Müftülükler ve hocalar

Cemaat ya da vakıf temsilcileri

Bu taraflar daha çoğaltılabilir ama biz mevcut tanımlama üzerinden devam edelim.

Cami Dernekleri:

Herhangi bir bölgeye yeni cami ihtiyacı hâsıl olduğunda ya da var olan bir caminin yenilenmesi, büyütülmesi, işletmesinin devam etmesi için bir dernek kurulur.

Söz konusu dernek üyeleri doğal olarak o cami cemaatinden ve genel ilgililerden meydana gelir.

Dolayısıyla eğer dernek üye yapısı doğal seyrinde ve şansa bağlı olarak iyi niyetli, kültürlü, imkânlı, tecrübeli, uyumlu, becerikli bir ekipten oluşursa ne âlâ. Saydığımız bu olumlu özellikleri barındıran bir üye profili sağlanmamışsa artık neler yaşanacağını siz hesap edin.

Emekli hacı amcalardan oluşan bir cami derneğinde hemşerilik, aidiyet ve cemaat farklılıkları, sosyal statü, maddi imkânlardaki farklılıklar; suizanları, hasedi, dedikoduyu oluşturur ve eserin güzel bir şekilde, vaktinde, en iyi şartlarda bitirilmesini engeller.

Her şeyden önce böyle bir cami derneği işe nereden başlayacağını bilemez.

Nasıl bir cami olacağı ile ilgili başta saydığımız şekilde bir kubbeli Osmanlı Camisi hayal edilir ama bu cami projesine nasıl ulaşılacağı bilinmez.

Duruma göre, daha önce yapılmış ve güzel olduğu düşünülen bir caminin, nasıl yapıldığı, projesinin nasıl olduğu, kimin yaptığı, kaça mal olduğu gibi sorular sorulur ve cevapları bulunmaya çalışılır.

Mevcut arsaları ile ilgili olarak hiçbir teknik, imar, mevzuat, bütçe ve benzeri araştırma yapmadan caminin büyüklüğü, içinde hangi fonksiyonların olacağı, süsleme ve kalitesi gibi sorulara en üst limitlerde cevaplar verilerek karar alınır. 

Hayırseveler

İki türlü hayırsever vardır.

Yapılan bir yardım talebine cevap veren cami cemaati, namaz kılan kişiler veya rastgele kişiler

Kendi has parasıyla herhangi bir caminin tamamını veya belli bir kısmını yapmaya talip olan kişi ve kuruluşlar.

Her şeyden önce bizim her Cuma namazı çıkışı cemaatten cami yapımı ve ihtiyacı için para toplanması meselesini tartışmaya açıp doğru bir usul belirlememiz gerekir.

Milletimizin hayırsever kimliği belli ve ortadadır ancak bizim yapılan hayırların biriktiği ve akara döndüğü bir modele geçmek gibi bir sorumluluğumuzun olduğunu belirtmek isterim. Yoksa her hafta veya her şart ve durumda açılan yardım talepleri hem efektif bir sonuç doğurmuyor hem de nefsin ve şeytanın galebe çalmasına sebep oluyor. Ayrıca İmam'ın hutbeden yaptığı yardım talebi, tüm itibarı, karizmayı, feyzi ve bereketi zedeliyor. Çünkü o makam dilenme değil emir ve yasakların bildirildiği, yönetimi ve erki temsil eden bir makamdır.

Has parası ve iradesiyle bir caminin tamamını tek başına yapmaya muktedir bir kişi ya da kuruluş olduğunda işler diğer tüm yöntemlere ve süreçlere göre çok daha iyi yürümektedir.

Çünkü hayırsever, işlerin nasıl yürütüleceğini idare etmekte, paranın nasıl ve nereye harcanacağına hükmetmekte, hangi mimar, müteahhit, usta ya da firma ile nasıl çalışacağına karar vermekte hiç zorlanmayacak ve diğer işlerini nasıl yürütüyorsa bu işini de benzer tecrübe, kültür ve yetenek arka planıyla sürdürecektir.

Mimar ve mühendisler

Mimar ve mühendisler bir şeye karar vermek zorundalar. Cami işini adam akıllı öğrenip bu işlere eğilecekler mi yoksa onlara gelen “bu cami projesini hayrınıza yapın” teklifine yarım yamalak bir karşılık verip, hayır yapıyoruz derken tüm hayırsızlıklara çanak mı tutacaklar.

Çünkü cami tasarlamak ve inşa etmek çok mühim bir iştir. Şark kurnazı milletimiz bu konuda mimar ve mühendislerden yardım isterken aslında mimarların bu konudaki yetersizliklerini bildikleri için yaptıkları ve yapacakları usul hatalarında mimar ve mühendisleri perdeleme ve örtme amaçlı kullanmaktadır. Yoksa şu ana kadar ülkemizdeki camileri kalfalar ve ustalar yapmaktadır.   

Kalfalar ve cami işi yapan usta ve firmalar

Konuya ilgisi olmayanlar bilmez ama ülkemizde çok büyük bir cami sektörü bulunmaktadır.

Çok ciddi pazarlama ağları, çok iyi pazarlama teknikleri, çok fazla tecrübeleri ve cami dernekleri üzerinde çok büyük bir etkileri vardır.

Hatta cami konusunun bir türlü işi bilen mimarların ve mühendislerin sözünün geçtiği bir hale gelmemesinde bu cami ustaları, kalfaları ve firmalarının etkisi vardır.

Tüm gayretlere rağmen sektör onların elinde olduğu için bu konudaki çabalar boşa çıkmakta ve sürecin normal seyrine gelmesi gecikmektedir.

Bunda cami derneklerinin, hayırseverlerin, ilgili bürokrasinin de payı büyüktür.

Haftaya devam edelim inşaallah.

 https://twitter.com/Mimarserkanakin