13 Aralık 2018

Çanakkale’de yatan dedelerimiz, sen-ben yılbaşı kutlayalım diye savaşmadı

Bir Hristiyan bayramı olan Noel/Yılbaşı yaklaşıyor. Geçen sene önceki senelere göre daha yoğun tebliğ çalışmaları yapılmıştı. Diyanet dahi öncelikli vazifesi olan tebliğ gereği, Cuma hutbesinden vatandaşları bu inanç ve kültür yozlaşmasına karşı uyarmıştı.

Şurası kesinki tebliğ çalışmaları olmasın diye, yine Müslümanlar üzerinde psikolojik baskı kurmaya çalışacaklar. Aynı klişe tavır olarak “Bu kadar yolsuzluk, hırsızlık, haksızlık, şiddet v.b. varken takmışsınız noel babaya, yılbaşına” falan diyecekler.

Evet, hırsızlık adaletsizlik falan hepsinin ana kaynağı kültür yozlaşması, milli şuur kaybı değil mi zaten. Noel kutlamaları sırasında yardım kampanyaları düzenlenip, hayır hasenat yapılıyor sanki! Vur patlasın çal oynasın derken yine binlerce adli vaka Bu kadar zulme karşı 3 maymunu oynayanlar, ne acayip ki, yine dünyadaki zulüm ve adaletsizlikten mağdur olan mazlumlara el uzatan Müslümanlara atıyorlar çamuru. Ve bu propagandaya inanmaya dünden razı olan milyonlar var maalesef…

Ancak hiç aldırmadan büyük bir kararlılık ile şu on günü yoğun bir tempoyla geçirmek gerekiyor. Çünkü son günlerde, artık bütün hazırlıklarını tamamlamış, niyetini iyice bozmuş vatandaşlara yapılacak tebliğin fayda vermesi çok düşük bir ihtimal olacaktır.

Hazırlık ve karar aşaması olan şu günlerde gerekli kardeşlik uyarısını yapmak gerekir.

*Başta DİB çoktan planlamış olması gereken güzel çalışmalarını hemen uygulamaya koymalıdır. Müftüler, imamlar, müezzinlerde, vatandaşlarla tebliğ maksadıyla her gün, her saat yakın iletişim içinde olmalılar.

*Milli eğitim camiası ise belki diyanetten bile daha fazla sorumluluk altındadır. Okullarda, anaokullarında, kreşlerde yılbaşı ile ilgili eğlence, süsleme, hediyeleşme, sanat çalışmaları gibi etkinlikleri müfredatlardan çıkarmalıdır. Nesillerin milli şuurunu bulantıya uğratan bu kültür yozlaşmasının temelleri okul ve kreşlerde atılmamalıdır.

*Dernekler, vakıflar odalarından, binalarından çıkıp sokaklara caddelere açılmalı, hatta esnaflara, dükkânlara yönelik çalışmalar başlamalıdır. Dergiler, radyolar ve hatta el ilanları ile de tebliğ kampanyaları düzenlemelidir.

*Bilboardlar için güzel grafik çalışmaları hazırlanmalı. Metrolar, otobüs durakları, sinevizyonlar akılda kalıcı, esprili, düşündürücü ve uyandırıcı çalışmalarla hemen bir iki gün içinde kaplanmalıdır.

*Esnaflar, dükkân sahipleri ise vitrinlerini Çanakkale de yendiğimiz düşmanlarımızın dedesi Noel baba denilen meymenetsiz adamın figürleri ve pagan inancından Hristiyanlığa geçmiş olan çam ağaçlarıyla süslememelidirler. Oradan gelen müşterinin vereceği üç kuruşun kat kat fazlasını Allah'ın vereceğini idrak etmelidir.

*Her Müslüman bu çirkin kültürün toplumdan atılması için elinden gelen gayreti göstermelidir.

Hatta dini hassasiyeti pek olmayan vatandaşlar bile seferber olmalıdır. Çünkü elbette bu konu dinimizle ilgili imanları tehdit eden büyük bir fitne olduğu gibi; milli kimliğimizi, kültürümüzü dinamitleyen bir milli güvenlik meselesidir.

Bazıları da “Biz Chiristmas (Noel) falan kutlamıyoruz. Sadece eğlence olsun diye yeni bir yıla girmenin neşesini yaşamak istiyoruz.” diyorlar.

İyide kardeşim çam ağaçları, Noel baba ve geyik figürleri, huni şapkalarla eğlencenin tarzı bile aynı.

Hristiyan dünyasında Noel ile yılbaşı etle tırnak olmuş, fark kalmamış. Kutlamaların teması, tatil günleri bile birleşmiş. Ha Noel ha yılbaşı ikisi bir olmuş.

Zira Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdukları gibi “Kim bir topluluğa benzerse, oda onlardandır.” (Ebu Davud, libas 4)

 

Ey Müslüman kardeşlerim!

Hiçbir şey yapmıyorsan başta aileni koru, çevrene, nazının geçtiği kişilere anlat, kendin anlatamıyorsan bu ve benzeri yazıları okut, çalışmaları göster. Çünkü böyle yapmak senin tebliğ vazifen!

Bu vazifeyi yaparken sakın kaba davranma, kırıcı olma, sen sadece uyarmakla mesulsün, kalplerin sahibi Allah'tır. Uyarmakla birlikte bol bol duada et.

Provakasyonlara dikkat et! Kimse ile kavga etme, tartışma. Tahriklere kapılma, sabırlı ve nazik ol. Kutuplaştırıcı ifadeler kullanma. Ayetlerle, mantıklı delillerle, hikmetle yaklaş.

Hemen bugünden başka farkındalık oluşturmaya. Gerçek hayatın sıcak bir gülümseme ile başlayan birkaç güzel cümlenin de sosyal medyadan daha etkili olduğunu unutma.

Neticede hepimiz, toplu isyan gecesi yaklaşırken, Allah'ımızın şu ayetine dikkat edelim.

“Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun!...” (Tahrim 6)