20 Ağustos 2020

CEMAL PAŞA'NIN SULTANLIK HAYALLERİ (4)

Cemal Paşa'nın Suriye Valiliği ve Ermeni Dostluğu

Müslüman Araplara karşı böyle acımasız ve vahşi politikalar sürdüren Cemal Paşa, Ermenilere karşı son derece şefkatli idi.

Cemal Paşa ile Enver ve Talat Paşalar arasında 1915 senesinde birtakım anlaşmazlıklar ortaya çıktı. Örneğin Cemal Paşa, I. Dünya Harbi esnasında bir kısım Ermenilerin izlediği politikalar sebebiyle, tatbik edilen siyaseti tasvip etmiyordu. Bu sebeple kendi idaresi altındaki yerlerde Ermenilerle işbirliği yapıyor, onları elinden geldiği kadar memnun etmeye çalışıyordu.

Cemal Paşa Araplara karşı Ermenilerle işbirliği yapmaktan hiç çekinmiyordu. I. Dünya Harbi sırasında Ermeni komitaları Osmanlı Hükümeti'nin şiddetle aleyhinde bulundukları halde, Cemal Paşa'ya karşı dostça tavırlar alıyorlardı (Öndeş,2012: 401).

Cemal Paşanın Sultanlık Planları

Daha önce de belirttiğimiz üzere Cemal paşa Suriye valiliği sırasında bu topraklarda adeta adı konulmamış bir sultanlık kurmuş ve bunun saltanatını sürmüştü.

Osmanlı Devletinin Suriye Valisi Cemal Paşa, alenen metres kullanan bir yönetici konumundaydı. Münevver Ayaşlı'nın naklettiğine göre ;Lübnan'ın asıl ecesi Linda Sürsok'tu. Cemal Paşa'nın sevgilisi derlerdi. Cemal Paşa, arada bir Beyrut'a gelirdi. Geldiği zaman saray gibi evinde bu zengin madamelerle poker oynarlardı. Bu madameler nargile de içerlerdi. Aynı nargileden içerlerdi (Ayaşlı,2003:9).

Cemal Paşa, askeri  zaferleri bile şampanya patlatarak kutlayan bir Osmanlı Valisi idi. Halbuki O sırada Kutsal Topraklar olan Mekke ve Medine de ona bağlıydı. Münevver Ayaşlı 1.Dünya Savaşı sırasında bu anlamda Lübnan'da yaşadığı bir hatırasını şöyle nakleder: Gece yarısı odamızın kapısı vuruldu, Cemal Paşa'nın sesi geliyordu. “Hemşire, hemşire!..” diye anneme sesleniyordu. Annem kalktı giyindi, salona çıktı. Annem odaya gelince sordum. Annem “Gazze'deki harp kazanılmış, Paşa çok memnun, sevinç içinde, herkesi kendi uyandırmış, hepimiz salonda idik, paşa şampanya içiyor, hepimize şampanya ikram ediyordu, durmadan şampanya şişeleri patlatıyordu.” dedi dönünce (Ayaşlı,2003:50).

Cemal Paşa'nın maiyetinde bulunmuş İhtiyat Zabiti Münim Mustafa da bu anlamda şu olayı anlatıyor: Kudüs'ün şayan-ı dikkat mebânisinden biri de Cebel-i Tûr'da Cemal Paşa'nın karargâhı idi. Burası her gece ışıl ışıl yanan elektrik ziyaları ile bir inci gibi nazara çarpardı. Akşamları tertip olunan ziyafet masalarının Kudüs'te büyük bir şöhreti vardı.

O tarihte Cemal Paşa'nın Suriye mıntıkasında pek mühim kuvvet ve nüfuzu vardı. Onun her sözü kanundu. Emirlerinde bir hükümdar çeşnisi vardı. Cemal Paşa'nın geleceği şayî olan her yerde müthiş bir faaliyet başlar ve herkes korkudan saatlerce endişe içinde geçirirdi. O; her yerde muazzam heyetlerle istikbal ve o suretle teşyî' edilmeyi sevdiğinden geçeceği yerlere taklar kurulur, şehirlerde dükkânlar kapanır, geleceği yerler merasim heyetleriyle dolar boşanırdı. Cemal Paşa'nın seyahatleri pek mutantan ve daima hususî katarlar tertibiyle icra edilirdi.

Onun pek fazla azamet ve gururu artık bir mütearife idi. Suriye demek Cemal Paşa demekti. Halk Cemal Paşa'ya heybet ve azametinden kinaye olarak "Suriye hükümdarı” derdi.

Devletin Harb-i Umumî gibi en nazik bir badire içinde bulunduğu bir sırada Cemal Paşa Suriye'de bir hükümdar debdebesi yaratmak peşinde koşacağına, idealist insanlara yaraşacak kiyaset, tevazû, dûr-endişlik ibraz etmiş olsa idi şüphe yok ki memlekete hizmet edebilirdi. (Mustafa,2018:51-52-53).

Dönemin Bahriye Nazırı Avni Paşa, bu anlamda şu olayı anlatıyor: Bahriye  Nezareti'nin muhtelif evrakları arasında özel bütçeden arta kalan yüz liralık nakit evrakı ile beraber Cemal Paşa'nın yaptığı harcamaları içeren hesap pusulasını ve Suriye taraflarında Dördüncü Ordu Kumandanlığı ile devam eden memuriyeti süresince sarf ettiği şahsi harcamaları veya meydana çıkarılmış gelirinin bir milyon altına yaklaştığını görünce harbi niçin çıkarmak istediğini ancak keşfedebildim (Öndeş,2012:188).

Gelelim Cemal Paşanın Sultanlık planına.. Osman Öndeş'in Avni Paşa'dan naklettiğine göre*; bu konu bir iddia değil belgeli olan bir plandan ibaretti. Cemal Paşa'nın kadim dostları Ermeniler, Rumlar ve Ruslar Cemal Paşa'yı Osmanlının yeni Sultanı yapmak için gerekli bütün hazırlıkları yapmışlardı.

Osman Öndeş'in naklettiğine göre; İttihad ve Terakki Hükûmeti ile Cemal Paşa arasında bir takım fikir aykırılıkları ve rekabet duyguları olduğunu sezen Ermeniler, İtilaf Devletleri tarafından Cemal Paşa'ya Suriye krallığı vaat ederek onu İstanbul Hükûmeti aleyhine isyan ettirmek için plan hazırladılar. Bu plan uzun müddet Petersburg, Londra, Paris ve Roma Hükûmetleri arasında siyasi haberleşmelere konu oldu.

Rusya'nın Bükreş elçisi S.A. Poklefski tarafından Rus hariciye nezaretine gönderilen 15 Ekim 1915 tarihli şifrede; Talat, Enver ve Cemal Paşa arasındaki anlaşmazlıktan bahisle, hükûmetine, "Şayet biz Türkiye Asya'sında icrai hükûmet etmek hususunda Cemal'e yardım vaat edecek olursak, onu İstanbul aleyhinde açıktan açığa bir harekete sevk etmek ihtimal dâhilindedir. Bu düşünce uygun görülürse, Ermeniler Cemal'e etki yapacak surette temas hususunu düşündüklerinden cevabınızı bekliyoruz' tavsiyesinde bulundu.

Rus hariciye nezareti bu şifreyi alır almaz, hemen Bükreş elçisine muvafakat cevabı vermiş, ayrıca durumu 25 Ekim 1915 tarihli ve 6391 numaralı olarak Paris, Londra ve Roma elçilerine bildirmiş; Fransa, İngiltere ve İtalya hükûmetlerinin olurlarının alınması için elçilerine şu talimatı vermişti:

"İstanbul Ermeni toplumu idare kaynaklarından bildiriliyor ki; devletler kendilerine müteakip koşulları teklif edecek olurlarsa, Cemal'i, İstanbul Hükûmeti aleyhine açık bir isyana meylettirmek ümidi vardır:

1-Yeni sultan için Suriye, Filistin, Irak, Arabistan, Kilikya muhtar eyaletlerinden teşkil edilecek bir "Türkiye Asya'sı” devletinin korunmasını ve bağımsızlığını müttefik devletler üstlenirler.

2-"Türkiye Asya'sı" devletinin sultanı Cemal Paşa olacak ve sultanlık babadan büyük oğula geçecektir.

3-Sultan Cemal, İstanbul Hükümeti'yle, sultanını Almanlar elinde esir kabul ve ilan ederek, bunlar aleyhine harb açmayı taahhüt edecektir.

4-Bu harb açılınca, İtilaf Devletleri ona silah, teçhizat ve erzak verecektir.

5- Harb bitince İtilaf Devletleri Cemal'e mali yardımda bulunacaktır.

6- Cemal, İstanbul'un ve Boğazların elden gitmesine (Rusya lehine) razı olacaktır.

7- Cemal, Ermenileri kurtarmak ve harbin nihayetine kadar onları beslemek hususunda önlem almayı taahhüt edecektir.

Her türlü dâhili karışıklık yalnız ve ancak Türkiye'nin kuvvetlerini zayıflatır ve bizim faydamıza hizmet eder. Bize sadık Ermeniler vasıtasıyla Cemal ile gizli görüşmelere girişmek lazımdır. Eğer Cemal Almanları kovmaya ve İstanbul Hükümeti'ni devirmeye muvaffak olamazsa; Osmanlı İmparatorluğu'nda bir karışıklık ve fesat çıkarmak hususu bile yararlı olacaktır. Gizlilik dereceli olarak Hariciye Nazır'ına durum izah edilerek acele telgraf vermenizi rica ederim (Öndeş,2012: 401-402).

İşte Osmanlı Devletinin ve Saltanatının sultan adaylarından biri olan Cemal Paşa'nın kısa bir portresi….

*Öndeş Osman,(2012),Vahdeddin'in Sırdaşı Avni Paşa Anlatıyor, İstanbul:Timaş Yayınları