27 Ekim 2015

Chatham House’s Rose(*)

Abdullah Gül'ün Chatham House ödülünü Çanakkale Boğazının işgal yıldönümü olan 9 Kasım 2010'da Kraliçe'nin elinden aldığını gözönünde bulundurursanız, anlattıklarımın satır satır bizi ilgilendirdiğine yönelik zerre tereddüt taşımazsınız.

Chatham House… 1920'de Yuvarlak Masacılarca kurmuş. Sözüm ona, “büyük ölçekli bir dünya savaşını önlemek için uluslararası diyalog sağlamayı” amaçlıyor. İsmi de Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü. Ancak kurulduğu binanın adı olan; Chatham House diye anılıyor.

Herşey sıradan geliyor değil mi ilk bakışta?

Ama öyle değil işte…

Yuvarlak Masacılar, yani Chatham House'un kurucuları, 100 yıl önce Ortadoğu'yu Küresel Sistemin çıkarları doğrultusunda dizayn için Sykes-Picot haritasını akledenlerle, İsrail'in devletleşme sürecinin mihmandarları!..

Kurulduğundan bu yana, İngiltere'nin savaşa ihtiyaç duymadan işgal etmek istediği coğrafyalarda etkin faaliyet gösteriyor. Zannetmeyin ki bu coğrafyalarda uluslararası hukuk çerçevesinde açtıkları bağlı kuruluşlar üzerinden yürütüyorlar faaliyetlerini!

Daha çok İngiltere'de belirli okullarda “eğitim verdikleri” Kraliçe'nin “özel çocuklarını” köprü ve hatta “temsilci” olarak kullanıyorlar.

Chatham House'un, İngiliz politikalarının küresel ölçekte kabul görmesi için yaptığı çalışmaların tüm maaliyeti, Kraliyet tarafından fonlanıyor.

İlginçtir, Chatham House'un iki kurucusunun Sevr Anlaşmasında da etkili olduğu ve bunun mükafatı olarak Kraliyet tarafından desteklendiği öne sürülür.

Ezotorik bir yapı

Chatham House'un aldığı hiçbir karar kamuoyuna açıklanmıyor. Ezotorik bir örgütlenme modeli var. Mesela İngiliz iç ve dış istihbarat birimleri olan MI5 ve MI6 gibi kuruluşlara eleman yetiştiren Exeter Üniversitesi ile de organik bir ilişkisi var.

Ne ilgisi var bizimle diyorsunuz; farkındayım…

Hele tarih hafızası resetlenmiş bir eğitim sisteminden geçince; ne Sykes-Picot'un bir önemi var, ne de Ortadoğu'ya dair küresel ölçekte bir savaşa gerek kalmaksızın işgal etmeyi amaçlayan İngiliz aklının…

Oysa yukarıda anlattıklarım, Suriye ve Irak üzerinden yanıbaşımızı yeniden şekillendirmeye çalışan, Büyük İsrail projesinin Akdeniz'e inişi için başı bozuk Kürt çetelerden bir koridor kurmayı amaçlayan Küresel Sistemin ana aktörü İngiltere'nin Türkiye üzerindeki hesaplarını anlamada tarihsel birer referans.

Türkiye'yi Ortadoğu denkleminin dışında tutmaya çalışan Küresel satrancın, Erdoğan ve AK Parti'yi hedef alan hamlelerinin yoğunlaştığı bir dönemde, Chatham House'a konuk olan Abdullah Gül'ün neden yeni bir oluşum için iteklendiğini anlayamazsınız başka türlü.

Hele Abdullah Gül'ün Chatham House ödülünü Çanakkale Boğazının işgal yıldönümü olan 9 Kasım 2010'da Kraliçe'nin elinden aldığını gözönünde bulundurursanız, anlattıklarımın satır satır bizi ilgilendirdiğine yönelik zerre tereddütünüz kalmaz.

Gül'ün kadim dostu Fehmi Koru ile Chatham House'un organik ilişki içerisinde olduğu Exeter Üniversitesinden mezun olduğunu, Gül'ün Bilderberg toplantılarına katılan tek Milli Görüş kökenli siyasetçi olduğunu da unutmayalım bu arada.

İşgal gemisiyle Nişan gemisi aynı!

Abdullah Gül'e Büyük Şovalye Nişanı takmak için Kraliçe'nin İstanbul'a gelişi, tören tarihi, geldiği gemi; hepsinde ezotorik mesajlar yüklü.

Kraliçe HMS İllustrious ismli bir gemiyle gelirken, teamüller ayaklar altına alınarak Türk bayrağı çekmiyorlar gemiye. Abdullah Gül'ün İngiliz aristokratlarının hizmetçileri ve sömürge valileri için tasarlanmış geleneksel kıyafet olan smokini de ilk kez orada, “Kraliyet çıkarları için önemli görevlerde bulunmuş kişilere verilen Büyük Şövalye Nişanı” takı töreninde giyiyor.

İlginç olan başka birşey daha var. İngilizler, Kasım 1918'de İstanbul'u işgal ederken HMS President'ten HMS Ajax isimli bir gemiyle gelip Dolmabahçe önlerine demirliyorlar. Yani Gül'e şovalye nişanı verileck tören için hazırlanan mizansen, geminin adından demir attığı kıyı noktasına ve Türk bayrağını yok saymaya kadar her yönüyle, İstanbul'un işgali sırasındaki görüntülerin tıpa tıp aynısı.

Son olarak Chatham House'un en önemli misyonunun, hedef coğrafyaları küresel ölçekte bir savaşa gerek kalmaksızın işgal etmeyi amaçlayan İngiliz aklını dinamik tutmak olduğunu da hatırlatmakta yarar var.

Şimdi puzzle'ı tamamlayıp tamamlamamak size kalmış!

(*) Chatham House'un Gülü