CHP DÖNEMİ'NDE AYDIN-İKTİDAR İLİŞKİLERİ (1)
Giriş: “Her rejim kendi burjivasını yaratır” ifadesi şüphesiz aydınlar için de geçerli. Rejimler, bir menfaat odağı olarak tecessüm etmiş halleriyle iktidarlar, çağlar boyunca menfaat takipçilerinin cazibe merkezi oldular. Hal böyle olunca gerek iktidarlar tarafından sunulan nimetten pay almak, gerekse aldığı payın devamlılığını sağlamak gayesiyle, az rastlansa da bir vefa borcu ödemek endişesiyle kapıkulu aydın tipleri her rejimin vazgeçilmez bir motifi haline geldi.
1923 yılında kurulan Türkiye
Cumhuriyeti’nde de benzeri gelişmeler sosyolojik bir çerçevede ortaya çıkmış
kimi eski, kimi yeni yetme aydın, iktidarla aydın onuruyla bağdaşmayacak
ilişkilere girmişti. İktidar da bu bağlılığı karşılıksız bırakmamış,
aydınlarına sürekli iktidarın muhtelif nimetlerini sunarak ödüllendirmiştir.
ABD’nin ilk büyükelçisi her ne
kadar “sinir verici” olarak nitelese de, Ankara’da basın yayın organları başta
olmak üzere bir tanrılaştırma kampanyası doludizgin sürüyor, bunun
bayraktarlığını da dönemin aydınları yapıyorlardı. 05.08.1935 tarihli
Cumhuriyet Gazetesi o gün gelinen boyutu şu ifadeyle özetliyordu: Atatürk yarım
ilahtır. Türklerin babasıdır. Hiçbir devlet şefinin hayatında bu kadar heykel
dikilmemiştir.
CHP’nin uzun süre umumî katipliğini
yapan Recep Peker, Ülkü Dergisi’nde yazdığı bir yazıda bu süreci şu cümlelerle
açıklıyordu: “Millî Şeflerin hükümlerine candan uyan ve inanan disiplinli bir
cemiyet kurma sevdasındayız.” (1)
Halbuki bir ülkede aydın onuruna
sahip kişilerin bu tür gelişmeler karşısında yapacağı çok şey vardı. Ancak bunu
yapabilmek için Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nde bir dönem başkanlık yapan Dr.
Bilal Kartal’ın tarif ettiği aydınlardan olmak gerekiyordu. Dr. Kartal, aydını
şöyle tarif ediyordu: Düşünen, üreten, bu değerleri karşılık beklemeden tüm
insanlığa sunan kişidir aydın. Hiçbir olgu onu yanlı düşünmeye itemez ve
zorlayamaz. O inandığı ve doğru bildiği için açıkladığı biçimde düşünür.
Birilerini kötülemek, birilerine yaranmak için düşüncelerini değiştirmez.. (2)
Sinir Bozucu Tanrılaştırma
ABD’nin ilk Ankara Büyükelçisi John
Grew, sonraki yıllarda kaleme aldığı hatıralarında o günkü Ankara’da hakim olan
havaya “basında ve başka yerlerdeki tanrılaştırma davranışları” (3) şeklindeki vurgusuyla dikkat çeker.
Gerçekten de o günlerde basında ve bazı devlet makamlarında görev yapan bazı
aydınlar gerek sistem ve gerekse sistemin kurucuları hakkında artık ölçünün
iyice dışına çıkmış yüceltmeler yapmaktadırlar. Behçet Kemal Çağlar, Aka
Gündüz, Kemalettin Kamu, F. Nafız Çamlıbel, Ö. Bedrettin Uşaklı, Y. Ziya Ortaç,
O. Seyfi Orhon bunlardan bazılarıdır.
Tek parti dönemi aydınları ile
iktidar arasındaki ilişkiyi anlamak için aşağıda yayınlayacağımız listeye
kısaca bir göz atmak yeterli.
• Aka
Gündüz : 1932 - 1946 yılları arasında milletvekili olarak atandı.
• Nurullah
Ataç : Basın Yayın Umum Müdürlüğü, TDK yayın başkanlığı yaptı. 1945 yılında
Cumhurbaşkanlığı mütercimliğine getirildi.
• F.
R. Atay : 1922 yılında milletvekili olarak atandı.
• F.
Ahmet Aykaç : 1927 - 1938 yılları arasında Elazığ milletvekili atandı.
• Ahmet
Rasim : 1927 - 1932 yılları arasında İstanbul milletvekili atandı.
• İ.
Hakkı Baltacıoğlu : 1942 - 1946 yıllarında Afyon ve Kırşehir milletvekili
olarak atandı.
• Tahsin
Banguoğlu : 1943 yılında Bingöl milletvekili olarak atandı.
• Selahattin
Batu : 1942 - 1946 yılları arasında Çanakkale milletvekili olarak atandı.
• Y.
Kemal Beyatlı : 1923’te Urfa milletvekili atandı. 1935 - 1942, 1943 - 1946 yılları arasında da Tekirdağ ve İstanbul
milletvekili olarak atandı. Varşova, Madrid ve Kabil’de büyükelçi olarak
bulundu.
• B. Kemal Çağlar : 1941 - 1947 yılları
arasında Erzincan milletvekili olarak atandı.
• F. Hüsnü Dağlarca : Basın Yayın Genel
Müdürlüğü, Turizm Genel Müdürlüğü ve Çalışma Bakanlığında İş Müfetttişliği
yaptı.
• A. Muhip Dranas : Çocuk Esirgeme Kurumu
Müdürlüğü, Anadolu Ajansı Yayım Kurulu Üyeliği, İş Bankası Yönetim Kurulu
üyeliği yaptı.
• Celal Sahir Erozan : 1928 yılında Zonguldak
milletvekili atandı.
• Sadri Ertem : 1939 - 1943 yıllarında Kütahya
milletvekili atandı.
• M. Şevket Esendal : 1920 - 1924 yılları
arasında Azerbaycan’da büyükelçilik yaptı. İran, Afganistan ve Rusya’da aynı
göreve devam etti. 1941 - 1945 yılları arasında CHP Genel Sekreterliği
görevinde bulundu.
• İ. Alaaddin Gövsa : Milletvekili ve Ziraat
Bankası Yönetim Kurulu üyesi olarak atandı.
• R. Nuri Güntekin : 1939 - 1943 yılları
arasında milletvekili atandı.
• H. Rahmi Gürpınar : 1936 - 1943 yılları
arasında milletvekili atandı.
• Abdulhal Şinasi Hisar : Dışişleri
Bakanlığı’nda çalıştı. Balkan Birliği Cemiyeti Genel Sekreterliği’ne atandı.
Devlet kademelerinde görev aldı.
• Kemalettin Kamu : 1939 - 1943 yıllarında Rize
ve Erzurum milletvekili olarak atandı.
• Y. Kadri Karaosmanoğlu : 1931’de Manisa
milletvekili olarak atandı. Çeşitli ülkelerde elçilik yaptı.
• M. Fuat Köprülü : 1934 yılında Kars
milletvekili atandı.
• B. Sıtkı Kunt : 1939 - 1946 yılları arasında
Hatay milletvekili atandı.
• A. Sırrı Levent : 1940 - 1946 yılları
arasında Aydın milletvekili atandı.
• O. Seyfi Orhon : 1946 yılında Zonguldak
milletvekili atandı.
• Y. Ziya Ortaç : 1946 yılında Ordu
milletvekili atandı.
• İ. Hakkı Sevük : 1943 - 1946 yılları arasında
Sinop milletvekili atandı.
•
H. Suphi Tanrıöver : Saruhan
milletvekili olarak atandı. İki kez Milli Eğitim Bakanlığı görevinde bulundu.
Uzun süre Bükreş’te büyükelçilik yaptı.
• Abdulhak Hamit Tarhan : 1928 yılında İstanbul
milletvekili atandı.
• A. Kutsi Tecer : 1942 - 1946 yıllarında Adana
ve Urfa milletvekili olarak atandı.
• Ö. Bedrettin Uşaklı : 1943 yılında Kütahya
milletvekili atandı.
• R. Eşref Ünaydın : Afyon milletvekili ve
Büyükelçi olarak atandı.
•
H. Cahit Yalçın : 1939 - 1950 yılları arasında İstanbul ve Kars milletvekili
olarak atandı.
• M. Emin Yurdakul : Urfa ve İstanbul
milletvekili atandı.
• Ziya Gökalp : Diyarbakır milletvekili olarak
atandı. (4)
Seçilmediler, Atandılar
Dikkat edilirse listede
milletvekili olarak gözüken aydınlar için “atandı” ifadesini kullandık.
Bilindiği üzere Tek Parti dönemlerinde meclisi oluşturan milletvekili o dönemde
iktidarda bulunan Halk Fırkası tarafından atanıyordu. Bu dönemde TBMM’nde uzun
yıllar aynı kişiler mebusluk yapmışlar, bir yerde Meclis’in ‘gediklileri’
olmuşlardır. Öyle ki mebusluk adeta asker-sivil-bürokrat kesimler için bir
geçim kaynağı olmuştur. TBMM adaylarının tesbiti ve seçim sırasında uygulanan
esaslar nedeniyle Millî Şef Dönemi’nde TBMM, seçilmiş üyelerden oluşan bir
meclis yerine ‘tayin edilmiş’ kişilerden oluşan bir meclis manzarası
göstermiştir. (5) Atama yoluyla
oluşturulan bu meclis sağlıklı işleyen bir demokratik organ olmaktan çok,
alınan kararları onaylayan bir topluluk özelliği arzediyordu. TBMM’de mebuslar eleştiride bulunmaz
olmuşlardı. Oylamalarda aykırı oylara rastlanamamaktaydı. Örneğin, 1930 yılının
mayıs ayında TBMM’den geçen yetmişbeş yasanın tümü de oybirliğiyle kabul
edilmişti. (6) (Devam edecek)