06 Mart 2019

Cinsiyetsiz Toplum Projesi Neyi Amaçlıyor?

Kapitalizmin sapkın efendileri önce insanın değerlerini ve inancını hedef aldılar. Sonra tükettiği besinlerin genetiğiyle oynadılar ve genetiği değiştirilmiş besinlerle sağlığını bozdular. Bugün ise “Cinsiyetsiz Toplum Projesi” ni uygulamaya soktular. Bu sefer ki hedefleri insanın cinsel kimliği. Hiçbir değer ve normu olmayan toplum hedefi için cinsiyetsiz insan modelini inşa etmeye çalışıyorlar.

Allah, kadın ve erkekleri ayrı fıtrat ve cinsel özellikler üzerine yaratmıştır. Biyolojik ve psikolojik temelli bazı problemler nedeniyle farklı cinsel yönelimleri olan insanlar da var elbette. Bunları ayıplıyor veya reddediyor değilim. Böyle bir durum herkes için kolay aşılabilir bir süreç değil. Böyle zorlukları yaşayan insanlar için her türlü kamu desteğinin ve hoşgörünün gösterilmesi gerektiğine inanıyorum.

Cinsiyetsiz toplum projesinin amacı, kendilerinin savunduğu gibi cinsel ayrımcılığı ortadan kaldırmaktan ziyade, insanın biyolojik olarak devamlılığını bozmak. Zira kendilerini “Yeni Dünya Düzeni” kurucuları olarak görenler, dünyaya gelen her insanı kendi refahları ve gelecekleri için bir tehdit olarak görüyorlar. İnsan nüfusunun artışını da iki yolla azaltmak mümkün. Öldürerek ve doğum oranlarını azaltarak.

İşte tam da bu noktada kirli tuzakları devreye giriyor. Dünya da savaşın yaşandığı coğrafyalara bakınca iki ortak özellik öne çıkıyor. Müslüman ve yoksul toplumlar. Suriye, Yemen, Filistin, Myanmar, Uygur ve Afrika kıtasındaki bazı ülkeler. Bu ülkelere bakıldığında sistematik bir soykırımın olduğunu görmek mümkün. Batılı toplumlarda ise oyun, ölüm üzerinden değil doğum üzerinden oynanıyor. Bugün pek çok batılı ülkede doğum oranları ölüm oranlarından daha düşük. Yani oradaki ölüm doğal yolla gerçekleşiyor.

Bu sapkın akımların diğer bir hedefi ise ilahi nizamı yok etmek. Bu yüzden, bitkinin, hayvanın ve nihayetinde insanın genetiğiyle oynuyorlar. Genetiği değiştirilmiş bitki, klonlanmış hayvan ve klonlanmış insan projesi bu amacın somut örnekleri. İtalyan doktor Severino Antinori, 2009 yılında klonlama tekniğiyle 3 çocuğun doğmasını sağladığını ve bu çocukların Doğu Avrupa ülkelerinde yaşadıklarını iddia etmişti.

Elinde tuttuğu zehir şişesiyle tüm okyanusun suyunu zehirleyebileceğini zanneden zavallılar, akıllarınca kadere ve ölüme meydan okuyorlar. Nitekim bu sapkın hareketin öncülerinden olan David Rockefeller, 200 yaşına kadar yaşayacağını iddia etmiş, bu uğurda defalarca organ nakli olmuştu. Fakat 101 yaşında hayatını kaybetti. Kader ve ölüm tüm tuzaklardan daha gerçek ve baskındır.

Dünyaya baktığınızda ağzında insancıl söylem olanların bu söylemleri en çok ihlal edenler olduğunu görebilirsiniz. Kadın eşitliğinin ve değerinin olmadığını söyleyenler, kadını en çok değersizleştiren batılı sermaye gruplarıdır. Neredeyse ürettiği her şeyi kadın bedeni, dişiliği ve kadının cinsel kimliği üzerinden tanıtan ve pazarlayan bu anlayışın tek kutsalı “para” dır.

Cinsiyetsiz toplum projesi gibi toplumu dizayn etmeye dönük projelerin öncelikli hedefi ne yazık ki çocuklardır. Zira bir kimlik arayışı içerisinde olan ve kendi değer sistemini inşa etme sürecindeki ergenler onların kirli emelleri için en uygun gruplardır. Sosyal medya, televizyon programları, dijital oyunlar, müzik grupları, popüler kültür gibi farklı araçlar kullanılarak çocukların zihni bulandırılıyor ve masumiyetleri suiistimal ediliyor.

Türkiye, sahip olduğu genç nüfusu ve Müslüman kimliği dikkate alındığında hedefteki ilk ülkelerden birisidir. Bizler için bir rehber ve kılavuz olan Kur'an-ı Kerim, helak edilmiş kavimlerin hikayeleriyle dolu. Toplumlarda ölür tıpkı insanlar gibi. Toplumları öldüren zehir ise aşırılık ve hayasızlıktır. Göğsümüzdeki iman cevherini korumak, çocuklarımızı bu tür sapkın hareketlere karşı muhafaza etmek ve şuurlu olmak bugün bize düşen temel vazifedir.

Vesselam…