Çocuk aziz, terbiye ondan aziz: 40 eğitim atasözü
Dilin ve dolayısıyla kültürün kendini etkili bir şekilde gösterebildiği ifade vasıtaları vardır: Türküler, ağıtlar, maniler, ninniler, masallar, destanlar, efsaneler, deyimler, atasözleri... Bunların günlük hayatta en çok kullanılanları ise deyimler ve atasözleridir. Çünkü bu ikisiyle hem düşünceleri kısa, öz olarak anlatıp çarpıcı uyarılarda bulunma ve etkileyici bir anlatımı elde etme hem de bir olayın doğruluğunu, yanlışlığını ya da bir yargıyı ispatlama ve bunu atalarımızın tecrübelerinden yararlanarak yaptığımızı belirtme imkânına sahip oluruz.
Araştırmalara göre atasözleri
ve deyimler, kendi başlarına bir edebî tür olmasa da özellikle söyleyişi
kuvvetlendirme, fikirlere kuvvetli birer kanıt oluşturma ve az sayıda cümle ile
öz ifadeler kurabilme; ilgi ve merak uyandırma; metinlerdeki söyleyişleri daha
anlamlı hâle getirip vurgu ve tonlamayı kolaylaştırma açısından eğitimde
kullanılabilecek ürünlerdir. Atasözleri özellikle Türkçe ile Türk dili ve
edebiyatı derslerinde dinleme, okuma, konuşma ve yazma eğitiminin vaz
geçilmezleri arasındadır. Kısacası pek çok araştırmada dil öğretiminde ve değer
kazandırmada atasözlerinden yararlanmanın gerekliliği vurgulanmıştır.
Atasözleriyle ilgili
yapılan araştırmalarda öğrenciler
atasözlerinin öğüt verici yönüne dikkat çekmişler, çok uzun ifadelerle
anlatılacak konuların atasözleri ile kolayca anlatılabildiğine değinmişler, toplumun
geçmişten günümüze getirdiği tecrübeleri taşıdıklarını söylemişlerdir. Bu
bilgilere bakıldığında öğrencilerin atasözlerini iyi bir şekilde
tanımladıklarını söyleyebiliriz. Yine öğrencilerin çoğu günlük konuşmalarda -yeri
geldiğinde- atasözlerinden yararlandıklarını söylemişler ve atasözlerinin
pratikliğine dikkat çekerek bunları kullanmanın konuşmada büyük kolaylık
sağladığını belirmişlerdir. Öğrencilerin temel anlamda olan atasözlerini kavrama
düzeyinde çoğunlukla doğru cevap verdikleri görülmüş ancak mecaz anlamda
kullanılanlarda sorun yaşadıkları tespit edilmiştir. Mesela “Yuvarlanan taş
yosun tutmaz.” atasözünün anlamını bilmede öğrenciler yetersiz kalmış; bazı
atasözlerinin anlamlarını ise karıştırmıştır.
Türkçemizin
zenginlikleri ve incelikleri arasında yer alan atasözlerimizi çocuklarımızın öğrenip
kullanım düzeylerini artırmak için öncelikle ders kitapları başta olmak üzere derslerde
onların daha fazla atasözüyle muhatap olmalarını sağlamanın yanı sıra farklı
öğretim tekniklerinin kullanılması yararlı olabilir. Bunun için drama yöntemi, karikatür
kullanımı ve etimolojik yöntem kullanılabilir. Öğrencilere soyut ve somut
kavramları atasözleriyle verilebilir. Kelimelerin öğretiminde eş anlamlılık,
zıt anlamlılık durumları ele alınabilir. Ayrıca atasözünün veya kelimenin bağlamına
(konteks) bakılabilir. Yine öğretmenler, öğrencilerini hem atasözlerini
kullandırmaya özendirmek hem de öğrenilen bu güzel sözlerin iyice kavranmasını
sağlamak ve unutulmasını önlemek için onlara atasözü defterleri
tutturulabilirler.
Sonuç olarak, her milletin
ihtiyaç duyduğu bir insan tipi ve o insan tipini yetiştiren eğitim sistemi
vardır. Biz de çocuklarımıza vereceğimiz eğitimle ülkesini ve milletini seven,
kültürümüzü yaşayan/yaşatan bireyler yetiştirmeliyiz. Çünkü onlara ancak bu sayede
Türk kültürüne büyük eserler kazandırabilme ve ulusal/uluslararası meselelere
çareler bulma bilinci verebiliriz.
Yazımızı eğitimle
ilgili 40 atasözüyle bitirelim.
1.
Abdal düğünden, çocuk oyundan usanmaz.
2.
Ağılda doğan oğlağın çayırda otu
biter.
3.
Ala keçi her zaman püsküllü oğlak
doğurmaz.
4.
Allah kırkılmış kuzuya göre yel
estirir.
5.
Arabanın ön tekerleği nereden geçerse
arka tekerleği de oradan geçer.
6.
Atasız uşak yularsız eşek gibidir.
7.
Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp.
8.
Bir çocuğun kırk ebesi olursa ya kör
olur ya topal.
9.
Budala kızını metheder, aptal kendini.
10. Cahil
adam meyvesiz ağaca benzer.
11. Cahilin
dostluğundan âlimin düşmanlığı yeğdir.
12. Çocuğu
okutan babanın akçası, ananın bohçası.
13. Çocuğun
dilinden anası anlar.
14. Çocuk
aziz, terbiye ondan aziz.
15. Çocuk
idi kıyamadım, büyük idi yenemedim.
16. Çocuk
ile olma aşina, çok belalar getirir başına.
17. Çocukluğunu
bilmeyen çocuğu ile düzenlik edemez.
18. Çocuk
babasından öğrenir yazı yazmayı, kız anasından öğrenir sokak gezmeyi.
19. Dana
ne kadar büyüse gene anasını emer.
20. Demir
tavında dövülür.
21. Doğmamış
ile görmemiş birdir.
22. Ekmeğin
iyisi deneden, yiğidin iyisi anadan olur.
23. El
yanında çocuğa darılma arsız olur.
24. Elmas
yontularak insan yoğrularak değer kazanır.
25. Erken
gelen yazdan, kendi başına büyüyen kızdan kork.
26. Her
yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.
27. İki
kaynar bir taşar, evlat aşı tez pişer.
28. Karpuz
sulandıkça büyür.
29. Kızı
sakla gözün gibi, oğlanı sakla ağzındaki dilin gibi.
30. Kızın
varsa el yatağında yatmasın, oğlun varsa el ekmeği tatmasın.
31. Kızını
kız iken övme, gelin iken öv; gelin iken övme, kucağı çocuklu iken öv.
32. Kız
anadan görmeyince sofra sermez, oğul babadan görmeyince at sürmez.
33. Mereğin
otunu danalar bitirir.
34. Oğlan
evlenince bey oldum sanır.
35. Ot
kökü üstünde biter.
36. Oku
oğlum oku yaz, okumazsan sana derler baba ördek baba kaz.
37. Öküz
göz etmese tosun boyunduruklamaz.
38. Tay
at oluncaya kadar sahibi mal olur.
39. Tay
besleyen ata biner.
40. Terazi tartıyla, her şey vaktiyle.