20 Ocak 2020

Çocuk kalbime...

Ah benim küçücük ama içine kocaman sevgiler sığdıran kalbim...

Bir gülücüklük canı olan, bir bakışlık nefesi olan kalbim...

Aman ha! Yüz bulma hemen, güzel iki söz söyledik diye...

Bilirim ben seni, çok seversin şımartılmayı.

Sana değildir sözlerim...

Seni var eden ve göğüs kafesimin içine yerleştiren ve seni hep küçücük bir kız çocuğu gibi saklayan Rabbim'edir övgülerim...

 

Hani bazen kırılıp dökülüyorsun ya, nereden toplanmaya başlayacağını bilemiyorsun; işte o zaman annesinin çeyizinden kalma porselen takımını kırıp, takımı bozmuş çocuk gibisin. Bazen de sen kırıyorsun ya bir başka kalbi; o zaman da senin porselen takımın bozuluyor haberin yok...

 

İçinden Yunusça bir seda yükseliyor ara sıra:

"Sevelim sevilelim dünya kimseye kalmaz..."

Sonra bütün kötülükleri unutuveriyorsun; sebepsiz ağlayan bir çocuğun eline şeker verildiğinde sustuğu gibi oluyorsun işte o zaman da...

 

Üç günden fazla küs kalınmanın men edildiği dinimizde sen üç saat küs kalmaya dayanamıyorsun. "Üç günlük dünyada, üç saatlik küslük mü olur?" diyor Rabbin sana.

Gülümsüyorsun…

"Haklısın Rabbim..." diyorsun bir de; o en şımarık ama en masum halinle.

 

Bazen düşüp acıtsan da canını, yaramazlıklar yapsan da, üzsen de üzülsen de sen; Rabbim'in en büyük emanetisin bana. Dilerim hep bir tebessümlük canın olur. Seni her şeye rağmen çok seviyorum, sana minnettarım.

Alınma hemen üzerine dedik ya!

Seni var eden ve bana emanet eden Rabbim'e hamdü senalar olsun.

O'na emanetsin...

 

Hatice Kübra Aydın