VF kat sol
VF kat sağ

16 Ocak 2019

Çocuklar İçin Karne Büyükler İçin Düşünme Zamanı

Yarıyıl tatili başlamak üzere. Çocuklar heyecanlı. En iyi karne kimin olacak, en çok kırık kimin karnesinde bulunacak. Anneler ve babalar daha sakin eskiye nazaran. Çünkü e-okul sisteminde çocukların notlarını ve karnesini önceden görmek mümkün. Yani onlar karneleri göreli çok oldu. Teknolojiyle değişen pek çok şey gibi, karnelerde değişimden nasibini aldı.

Çerçevelenen ve evin en güzel köşesine asılan karneler belki daha kıymetliydi. Saman kağıdına basılan karneler kadar güzel kokmuyor, şimdiki karneler. Belki de karnesinin kokusunu ciğerlerine çekmiyor şimdilerde çocuklar.

Gözler önce matematik dersinin notunu arıyor karnede, sonra Türkçe ve sonra diğer dersler. Matematik yüksekse kaygıya gerek yok. Nede olsa en çok işe yarayan ders matematik. Doktor ya da mühendis olmanın yolu matematikteki başarıdan geçiyor. Menzili belirlenmiş çocukların yürüyebilecekleri başka bir yol varmış gibi!

Karneyi çocuklar alıyor olsa da karne aslında hepimizin. Çocukların aldığı karneler aynı zamanda annelerin, babaların, öğretmenlerin, esnafların, gazetecilerin, siyasetçilerin, yerel yöneticilerin.

Okul çocuklar için sadece alfabenin, sayıların, işlemlerin değil aynı zamanda yaşamın öğrenildiği yer. Çocuklar okula sadece kitapları, defterleri ve beslenme çantalarını getirmezler. Çocuklar okula, içinde yaşadığı ailenin kültürünü, ailesinde konuşulan dili, televizyonda izlediği filmi, bilgisayar oyunlarında kanıksadığı vahşeti, okul yolunda dolmuşta işittiği sohbeti ve sokakta gördüklerini de getirirler. Kısacası çocuklar okula kendi yaşamlarını ve toplumun kültürünü de getirirler. Paylaşır çocuklar heybesindekileri birbiriyle, iyi ya da kötü olduğunu fark etmeden. Bu yüzden bir ülkenin okullarına baktığınızda, o ülkeye dair çok fazla fikir edinebilirsiniz.

Bugün haber bültenlerinden içimizi çekerek izlediğimiz, birbirinin saçını başını yolan, öğretmenlerine saldıran, okul bahçesinde uyuşturucu madde kullanan çocuklar bir bütün olarak bu toplumun eseri.

Karneler çocukları üniversite kapısına yaklaştırırken, gerçek yaşamdan, iyi bir insan olma idealinden uzaklaştırmamalı. Bugün Türk eğitim sistemine baktığımızda göstermelik ve içi boş “değerler eğitimi” uygulamaları dışında, iyi bir insan olma, ahlaklı olma, faydalı olma adına eğitim sisteminde ne var? Okulların koridorlarına “değerler eğitimi panosu” asmakla çocuklara değer kazandıramayız. Kaldı ki çocuklara “değer” kazandırmak ve “iyi insan olma” ideali aşılamak sadece okulun görevi değil.

Çocuklarınızın karnelerini incelerken sadece ders notlarını değil, davranış notlarını da önemsediğinizi onlara gösterin. Sadece akademik başarının değil iyi bir insan olmanın da önemli olduğunu hissettirin. Modern çağın gelecek için tek gereksinim olarak dayattığı kariyer hedeflerinin yanında mutlu bir insan olmak için başkalarını sevmek, sorumluluk sahibi olmak, ahlaklı olmak ve inançlı yaşamak gerektiğini de öğretin çocuklarınıza.

Düşük notlar yükselir, kırık notlar sağlamlaşır lakin kırılan çocuk kalbi kolay kolay tamir olmaz. Bu yüzden çocuklarınızı karnesi iyi değil diye incitmeyin. Başarmak için onlara destek olmak, yeni fırsatlar sunmak ve eksik bıraktığımız şeyler noktasında kendimizi sorgulamak daha faydalı bir yol, hepimiz için.

Bırakalım çocuklar yine kardan adam, meşe ağacından kızak yapsınlar. Gönüllerince eğlensin, dinlensinler. Kardan adam erir fıtratı gereği, lakin çocukluk hatıraları baki kalır. Bu yarı yıl tatilini de kurslarla, sınavlarla, etütlerle geçirmesin çocuklar. Çocuklar yine çocuk olsunlar, çocuklar hep mutlu olsunlar…

Vesselam…