VF kat sol
VF kat sağ

23 Aralık 2021

​Cumhurbaşkanına oy veriyorum

En uzun gece 21 Aralık diye biliyoruz ya hani;

Bu literatürü geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan değiştirdi.

Döviz tarihi rekorları ardı ardına kırıp 18 liranın üzerine çıkmış,

Altın bana kimse yaklaşamaz kabilinden yükselmişti.

Kötü senaryoların tamamı yazılmış,

Tüm kötü karakterler sahneye çıkmıştı adeta.

Daha önce bu memlekette bu kadar olumsuzluk tablosu, bu kadar insan tarafından aynı anda çizilmiş miydi hatırlamıyorum.

Canına yandığımın ülkesinde her şey mi kötüye gidiyordu?

İnanın neredeyse herkes böyle düşünüyordu.

İyi şeyler söyleyen kalmamıştı sanki.

Muhalefet alabildiğine korku hikayeleri anlatıyor,

İktidar cenahından ne hikmetse hiçbir şey duyamıyorduk.

Aslında bizleri en çok tedirgin eden de buymuş meğer.

Cumhurbaşkanı çıkıp alınacak tedbirleri anlattı,

Bize güvenin dedi.

Sonrası hepimizce malum.

Her şeye çıldırmışçasına zam yapılırken, dolar alıp başını giderken, altın beni kimse durduramaz derken bu kadar Ak partili yönetici, bilmem kaç tane danışman ne yapıyordu?

Bu toplumun yüreğine su serpecek konuşacak hiç kimse yok muydu koca teşkilatta?

Şimdi daha iyi anlıyorum insanların parti bir yana biz Cumhurbaşkanı’na oy veriyoruz demesinin sebebini. Her durumu kurtarabilecek kişi Cumhurbaşkanı, partinin içine düştüğü buhranı bitirecek tek partili Recep Tayyip Erdoğan, devlet meselelerini yurt dışına anlatacak tek devlet adamı Reis. Hal böyle olunca da insanlar haklı olarak parti bir yana biz Cumhurbaşkanı’na oy veriyoruz diyormuş.

Eğer böyle giderse kimse kusura bakmasın her geçen gün daha çok kararsız seçmen sayısı artacak.

Millet ittifakının oyu artacak demiyorum ama, Cumhur ittifakının oyu azalacak.

Bizim milletimiz belirsizliği sevmez. Dibini görmediği suya girmez.

Kimin pişirdiğini bilmediği yemeyi yemez.

Bu son durum derlenmek, toparlanmak için ben ce son fırsat.

Bu hava yakalanmışken teşkilatın ileri gelenleri toplumun nabzını tutmalı.

Millete derdini anlatabilmeli.

Son durumu kısaca değerlendirelim mi?

Memleketin maddi değerindeki kayıp durmuş oldu. İnşallah böyle devam eder.

Bu atmosfer AK Parti’ye erken seçim konusunda ilham verir mi?

Böyle düşünenler var. “Baharda seçim olur” diyenlere rastladım.

Ama baharda seçim demek bugünlerde seçim kararını açıklamak veya bugünlerde parlamentodan erken seçim kararı çıkarmak demek.

Biraz zor.

Bu uygulamanın bir maliyeti olur mu?

Döviz fiyatları yeniden artış eğilimine girerse olur. Çünkü artışı hazine garanti ediyor.

Kim öder maliyeti?

Tabii ki vatandaş öder.

Nasıl öder?

Vergiyle, zamla, enflasyonla öder.

Düşük faiz, yüksek kur, daha çok ihracat, daha çok üretim ve cari fazla tabirleriyle formüle edilen Güney Kore veya Çin usulü yeni ekonomi modeli hala geçerli mi?

Tam değil. Döviz düşmeye devam ederse ithalat artma eğilimine girebilir. Aksi olur döviz artarsa bu da politika faizi düşük tutulsa bile fiili faizin yükselmesi anlamına gelir.

Bağlantılarını ve hesaplarını yüksek döviz fiyatına göre yapan ihracatçı da yeni külfetlere katlanmak zorunda kalabilir.

Sakıncaları var mı bu yapılanların?

Vardır mutlaka. Ama bugün sakınca günü değil.