VF kat sol
VF kat sağ

20 Şubat 2016

DAEŞ’le mücadelede meşru blok PYD/YPG’yi de bitirir!

Ankara saldırısının arkasında terör örgütü PYD/YPG'nin olduğu neredeyse kesinleşti.

Birilerinin, teröre hukuk atfetme çabasıyla geliştirdiği, “Bölgedeki aktörlüğü uluslararası meşruiyete bağlı olan PYD/YPG böyle bir eylemi gerçekleştirmez” tarzı söylemlerine bakmayın siz.

Onlar, Uluslararası Af Örgütü'nün, PYD'nin Türkmen ve Araplara yönelik etnik temizlik girişimlerine ilişkin hazırladığı raporları göremeyecek kadar körler.

PYD'nin koalisyon güçleri ve Rusya'nın hava saldırılarının desteğiyle kontrol altına aldığı köylerde ve ilçelerde insan haklarını ihlal ettiğinde ve savaş suçu işlediğinde, “PYD'nin kendi topraklarını korumaya çalıştığını” söyleyecek kadar fikir fahişesi onlar.

Türkiye'nin egemenliğini korumak adına angajman kurallarını uygulayarak yürüttüğü mücadelenin hedefindeki PYD/YPG terör örgütüne destek bildirisi yayınlayacak kadar hain ve namussuzlar.

Üstelik onlar, başta Suriye'deki diktatör olmak üzere, Ortadoğu'yu Küresel Sistemin satranç tahtasına dönüştüren ve kan ve şiddeti kanıksanır hale getiren unsurların hemen tamamıyla aynı cephedeler.

PYD/YPG terör örgütünü meşrulaştırma aracına dönüştürülen DAEŞ/IŞİD karşıtlıklarına da bakmayın. Türkiye'yi doğrudan hedef aldığında, bu örgütle de aynı safta olmaktan zerre imtina etmez bu alçaklar sürüsü.

Ama maksadım bu nesepsiz güruhun tahlilini yapıp bunlara özel bir önem yüklemek değil.

Asıl maksadım, hem koalisyon güçlerinin hem de içimizdeki terör yandaşlarının, terör örgütü PYD/YPG'yi meşrulaştırma aracına dönüşen “DAEŞ'le mücadelede” yeni ve meşru bir blok oluşturulmasını önermek.

Eğer DAEŞ'le mücadelede, Türkiye-Sudi Arabistan-Katar üçgeninde bir blok teşekkül ettirilir ve örgütün tasfiyesi noktasında önemli bir yol alınırsa, Türkiye'nin egemenliğini de tehdit eden Kürt çetelerin bölgedeki meşruiyeti sona ereceği gibi; Türkiye'nin bu çeteleri imha operasyonlarını durdurmak için geliştirilen savunma argümanları da ortadan kalkmış olur.

Mesela ABD Dışişleri Bakanlık Sözcüsü John Kirby, YPG'ye koalisyon desteğinin devam edeceğini aktarırken, buna gerekçe olarak da, “IŞİD'e karşı en etkili savaşçılar arasındalar. Koalisyon tarafından havadan destekleniyorlar” ifadelerini kullanıyor.

Bu arada, Türkiye'nin meşru müdafaa hakkını Türkiye toprakları üzerinde kullanması gerektiğini savunan Washington yönetiminin, PYD/YPG terör örgütüne yönelik top atışlarını durdurması telkinini de yineliyor Kirby. Binlerce kilometre uzaktan hangi hakkı savunmak için Suriye'de ve Irak'ta olduklarını unutarak hem de.

DAEŞ'LE MÜCADELEDE YENİ VE MEŞRU BLOK OLUŞMALI

Tam da bu noktada, ABD Başta olmak üzere Küresel aktörlerin PYD/YPG üzerinden yürüttükleri karanlık planı bozacak önemli bir hamle, Suudi Arabistan'dan geldi.

Birkaç gün önce hatırı sayılır bir hava gücünü İncirlik'te konuşlandıran Suudi Arabistan'ın Dışişleri Bakanı Adil el-Cübeyr, DAEŞ'e yönelik düzenlenecek bir kara operasyonuna katılacaklarını açıkladı.

Yukarıda anlatmak istediğim, ABD, Rusya gibi ülkelerin PYD/YPG'yi meşrulaştırma amaçlı savunma argümanının ortadan kaldırılmasından kastettiğim tam da bu.

Koalisyon güçleri ve Rusya, bugüne kadarki hava saldırıları ile DAEŞ'le mücadeleden çok PYD/YPG'ye koridor açtı. Bu terör örgütünü de DAEŞ'le mücadele eden savaşçılar diye sundu.

Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar'ın öncülüğünde oluşturulacak bir kara birliği ile DAEŞ'e yönelik gerçekleştirilecek kara harekatı, Koalisyon ve Rusya'nın PYD/YPG'ye yönelik bütün tezlerini çürütür.

DAEŞ'in imha süreci dolaylı olarak PYD/YPG unsurlarının imhasını da tetikler.

Böyle bir durumda, bölgeyi dizayn sürecinde terör örgütlerini partner seçen küresel aktörlerin maskesi inmekle kalmaz, Türkiye üzerinde uygulamaya konulmak istenen bölme ve parçalama hamlesi de ters teper.

İşte o zaman Ankara'daki saldırının faili olan Terör Örgütü PYD/YPG'nin ateşi Londra'ya, Moskova'ya, Berlin'e ve hatta Washington'a düşer bakarsınız!

zihnicakir@gmail.com

@zihnicakir