17 Nisan 2019

Daha Fazla Samimiyet Daha Fazla Gayret

Samimiyet ve gayret dedi, sonra sükût etti yaşlı derviş. Ak sakallarını ovuşturarak düşündü, geçmişi, bugünü ve yarını. Gözleri kandilin etrafında dönen kelebeği takip etti bir müddet. Kelebek misali ölümüne pervane olmaktı samimiyet. Bir yola, bir davaya, bir ideale baş koymaktı, bu uğurda yanıp kül olmaktı samimiyet.

Samimiyetle çıktıkları yola baş koyanlar, inandıkları davaya gönül verenler, geri dönmediler ve dönmeyi de düşünmediler. Vatan uğruna, bayrak uğruna, ezan uğruna şehadete koştular. Samimiyetle, aşkla, gayretle. Malazgirt'te, Çanakkale'de, Kut'ül Amare'de, 15 Temmuz'da.

Samimiyet, modern yapaylığın, bedenleri ve ruhları kuşattığı bir çağda, aranan ve özlenen, her kişide değil, az kişide bulunan bir meziyet artık. Kul olmanın da vatansever olmanın da maşuk olmanın da özünde samimiyet var.

Evvela var edene ve yaşatana, Allah'a karşı samimi olmak, samimi bir kul olmak gerek. İslam'a, onun emir ve yasaklarına karşı samimi olmak, samimi bir mümin olmak gerek. Belki milyonlarca şühedanın canı ve kanıyla yurt tutulmuş bu aziz vatana karşı samimi olmak, samimi vatansever olmak gerek. Eşimize, çocuklarımıza, dostlarımıza, komşularımıza yani bir arada yaşadığımız insanlara ve topluma karşı samimi olmak gerek. Mesleğimize, yaptığımız işe karşı samimi olmak gerek. Mevlâna gibi aşkla dönmek, Mimar Sinan gibi aşkla örmek, Aşık Veysel gibi çağları aşan bir nazarla görmek gerek.

Kapitalist sömürge düzeninin dayattığı gibi sadece hazları ve hırsları için yaşayan modern insan kılıfından sıyrılıp tüm kâinatın sorumluluğunu taşıyan, karaya vuran masum yavruların acısını bir madalya gibi yüreğinin üstünde taşıyan bir insan olmak daha da ötesinde insan kalmak gerek.

Samimiyet örneği olarak Hz. Muhammed'in (s.a.v.) hayatı en güzel referans kaynağıdır aslında. Herkese selam veren, ahvalini soran, hastaları ziyaret eden, borçluların borcunu ödeyen bir Nebi. Taziye için kuşu ölen Zeyd'in evine kadar giden, Sevgili. Ve taşlaşmış yürekleri yeşerten, can veren samimiyet. 

Samimiyet için gayret gerek elbette. Kolaycılığa ve yapaylığa kaçmadan, gayretle karşı koymak lazım bu bozuk düzene. İyi bir insan olmak için, hedeflerine ulaşmak için, başarılı olmak için, günahlardan kaçınmak için gayret etmek gerek. İnsanın hem dünyasını hem de ahiretini mamur etmesi için, gayret gerek.

Nobel ödüllü bilim adamımız, Prof. Dr. Aziz Sancar, "çoğu insan zekaya inanır, ben inanmıyorum, bizi birbirimizden ayıran emektir, ben çalışmaya inanıyorum" diyerek gayretin insanı başarıya ulaştıran sır olduğunu ifade etmektedir. Benzer şekilde Prof. Dr. Fuat Sezgin, “millet olarak bu uyuşukluktan ve batı karşısındaki çaresizlik duygusundan kurtulmak zorundayız” demektedir.

İnsana en büyük iyilikte, en büyük kötülükte bizzat kendisinden gelir. Bizi başarıya ulaştıracak olan bizzat kendi çabalarımızdır. Gayretli olmak ve hırslı olmak arasındaki perdeyi de kaldırmamak gerekir. Müslüman hırslı değil, gayretlidir. Zira dünya malına karşı aşırı hırs, insanı mutsuz eder.

Kendimiz için, ülkemiz için ve tüm insanlar için daha faydalı olmak adına gayret etmeliyiz. Hz. Mevlana'nın buyurduğu gibi insan hep aynı kalmamalı. İlerlemeli, yol almalı, yenilenmelidir. Kâinatın özünde de yenilenme ve gayret vardır.

Ne güzel şeydir her gün bir yerde konaklamak,

Akarsu, donma korkusundan elbette uzak,

Dün geçti, dünün sözü de dünle geçip gitti,

Bugün, yepyeni bir söz söylemeli muhakkak (Hz. Mevlâna).

İbn Arabi'nin “kader gayrete aşıktır” sözü hepimiz için bir ders ve bir öğüt olarak başucumuzda dursun, hepimize rehber olsun.

Vesselam…