26 Temmuz 2016

Darbe ve ötesi

Darbe girişiminin üstünden on günden fazla zaman geçti. Hâlâ bir numarası bilinmeyen, muammalarla dolu bir süreçten geçtiğimizi yeni yeni fark ediyoruz. Memleketi Allah korumuş.

Son iki yıldır yaşadığımız süreci geçen sene yıllarca Mısır'da kalmış bir gazeteci arkadaşımla konuşurken ‘bu bir darbe senaryosu' demişti. Aslında her şeyi 6-8 Ekim olayları sürecinden beri işletmeye devam etmişler. Ülkenin en rahat karışacak yeri güneydoğudan başlamayı tercih etmişler. Bu süreç bazı girişimler sonucu yön değiştirince ikinci operasyon yapıldı ve Aytaç Baran şehit edildi. Bölgede hendekler kazdırıldı. Hendek başlarında nöbetler tutturuldu. Polis yetersiz kalıyor denilerek bugün darbeye adı karışan askerler üzerinden operasyonlar yapıldı. Halkın infiale gelip hükümeti devirmesi için askeri davet edeceği beklenirken, insanlar evlerine kapanıp, olaylara karşı nötr bir tavır sergilediler. Planlanan hiçbir işleri istediği gitmedi. Sur'da yüz gün boyunca operasyon yapmaları, her yeri yakıp yıkmaları, Nusaybin, Cizre ve Şırnak operasyonlarının uzayıp durması, her gün şehit edilen kamu görevlilerinden dolayı halkın sadece metanetle davranması ve belki de en önemlisi Allah'ın yardımı bu Darbeci güruhun hevesini kursaklarında bıraktı.

Okunmuş ve üflenmiş bir dolarları onları temize çıkaramadı. Yıllarca bu halkın kursağından kesip onlara verdikleriyle, gün gelip halkı bombalayabileceklerini kimse tahmin bile etmemişti. Ellerini kana bulayabileceklerini kimse ama kimse aklının ucundan bile geçirmemişti. Böylesi korkunç bir örgüt olabileceklerini hiç kimse tahmin edemezdi ki… Fetullah Gülen üstüne giydiği derviş hırkasıyla herkesi kandırmıştı. Halk da ona, giydiği derviş hırkasından dolayı kanmıştı oysa ki…

Siz, bir “Kuş” ile “Derviş”in hikâyesini bilir misiniz?

Bir gün yaralı bir kuş Hz. Süleyman'a gelerek, kanadını bir dervişin kırdığını söyler.

Hz. Süleyman, dervişi hemen huzuruna çağırtır.

Ve ona sorar;

“Bu kuş senden şikâyetçi, neden kanadını kırdın?”

Derviş kendini savunur;

“Sultanım, ben bu kuşu avlamak istedim. Önce kaçmadı, yanına kadar gittim, yine kaçmadı. Ben de bana teslim olacağını düşünerek üzerine atladım. Tam yakalayacağım sırada kaçmaya çalıştı, o esnada kanadı kırıldı.”

Bunun üzerine Hz. Süleyman kuşa döner ve der ki;

“Bak, bu adam da haklı. Sen niye kaçmadın? O sana sinsice yaklaşmamış. Sen hakkını savunabilirdin. Şimdi kolum kanadım kırıldı diye şikâyet ediyorsun?”

Kuş kendini savunur.

“Efendim ben onu derviş kıyafetinde gördüğüm için kaçmadım. Avcı olsaydı hemen kaçardım. Derviş olmuş birinden bana zarar gelmez, bunlar Allah'tan korkarlar diye düşündüm ve kaçmadım.”

Hz. Süleyman bu savunmayı doğru bulur ve kısasın yerine getirilmesini ister.

“Kuş haklı, hemen dervişin kolunu kırın” diye emreder.

Kuş o anda;

“Efendim, sakın öyle bir şey yaptırmayın” diyerek öne atılır.

“Neden” diye sorar Hz. Süleyman.

Kuş sebebini şöyle açıklar;

“Efendim, dervişin kolunu kırarsanız, kolu iyileşince yine aynı şeyi yapar... Siz en iyisi mi, bunun üzerindeki derviş hırkasını çıkartın... Çıkartın ki, benim gibi kuşlar bundan sonra aldanmasın.”

Fetö örgütünün üstündeki hırkayı çıkarmamız lazım. Eğer çıkarmazsak gelecekte aynı şeylerin olması tekrardan muhaldir. Alınacak tedbirin önce bu alanda olması elzemdir. Hem bu yapıyla mücadele ederken bu yapının olayı sulandırmak üzere önceden attığı adımlara dikkat etmekte fayda vardır. Kapatılan derneklerin bir kısmının onlarla alakalı olmadığı görülünce bu işlemler durduruldu, aynı şeyin görevden alınlar içinde yapılması uygun olacaktır. Mağduriyetlerin oluşmamasına azami derecede dikkat edilmelidir. Tek bir mağduriyet dahi sorun teşkil eder. Topyekun cezalandırma yöntemi ise yanlış olur. Hepimiz ince eleyip sık dokumak zorundayız.

Masumiyetin esas, suçun istisna olduğu ve şüpheden sanık yararlanır, genel kuralı gereğince hareket edilmelidir. Onlar ne olursa olsun, karar vericilerin adil olmak zorunda olduğu unutulmamalıdır. Özellikle iftira sonucu bu gurupta değerlendirilenlerin dosyalarına daha fazla titizlik gösterilmelidir. Adalet temel ölçümüz olmalıdır.