28 Temmuz 2023

Depremin Türkiye'deki Yıkım ve Helak Boyutu

6 Şubat tarihinde yaşanan deprem, Türkiye'nin pek çok ilini etkilemiş ve binlerce yapıda hasara neden olmuştur. Bu yazıda, depremin yıkım boyutunu nüfusa oranla analiz ederek, felaketin büyüklüğünü farklı bir dilde ifade etmeyi amaçlıyoruz.

 

1.           Türkiye'deki Yıkımın Genel Analizi:

 

Çevre Bakanlığı verilerine göre deprem bölgesindeki illerdeki 5 milyon 919 bin 872 bağımsız bölüm içinde yer alan 2 milyon 193 bin 209 yapı incelenmiştir. Bu yapılar arasında 872 bin 59 bağımsız bölüm olan 311 bin 196 yapının yıkılmış, acil yıkılması gereken, ağır ve orta derecede hasar görmüş olduğu tespit edilmiştir.

 

2. İl Bazında Yıkım Oranları:

 

Depremin etkilediği il ve ilçelerdeki yapıların durumu ayrıntılı olarak analiz edilmiştir. Çevre bakanlığının yaptığı analizlere göre;

•             Gaziantep'te; 62 bin 120 bağımsız bölüm içinde 26 bin 262 yapı yıkılmış, acil yıkılması gereken, ağır ve orta hasarlıdır.

•             Kahramanmaraş'ta; 143 bin 350 bağımsız bölüm içinde 55 bin 896 yapı yıkılmış, acil yıkılması gereken, ağır ve orta hasarlıdır.

•             Malatya'da; 131 bin 910 bağımsız bölüm içinde 45 bin 775 yapı yıkılmış, acil yıkılması gereken, ağır ve orta hasarlıdır.

•             Hatay'da; 329 bin 10 bağımsız bölüm içinde 98 bin 527 yapı yıkılmış, acil yıkılması gereken, ağır ve orta hasarlıdır.

•             Adıyaman'da; 84 bin 401 bağımsız bölüm içinde 35 bin 263 yapı yıkılmış, acil yıkılması gereken, ağır ve orta hasarlıdır.

•             Kilis'te; 5 bin 41 bağımsız bölüm içinde 3 bin 40 yapı yıkılmış, acil yıkılması gereken, ağır ve orta hasarlıdır.

•             Elazığ'da; 18 bin 674 bağımsız bölüm içinde 8 bin 54 yapı yıkılmış, acil yıkılması gereken, ağır ve orta hasarlıdır.

•             Adana'da; 22 bin 759 bağımsız bölüm içinde 6 bin 62 yapı yıkılmış, acil yıkılması gereken, ağır ve orta hasarlıdır.

•             Osmaniye'de; 25 bin 850 bağımsız bölüm içinde 11 bin 446 yapı yıkılmış, acil yıkılması gereken, ağır ve orta hasarlıdır.

•             Şanlıurfa'da; 22 bin 464 bağımsız bölüm içinde 12 bin 728 yapı yıkılmış, acil yıkılması gereken, ağır ve orta hasarlıdır.

•             Diyarbakır'da; 26 bin 480 bağımsız bölüm içinde 8 bin 143 yapı yıkılmış, acil yıkılması gereken, ağır ve orta hasarlıdır.

 

3.           Nüfusa Oranla Yıkılacak Evler:

 

Türkiye'nin nüfusu 84 milyon olarak kabul edilsin ve her evde ortalama 5 kişi yaşadığını düşünelim. Buna göre, Türkiye'deki toplam bağımsız bölüm sayısı şu şekildedir:

Toplam bağımsız bölüm sayısı = 84 milyon (nüfus) x 1 ev / 5 kişi = 16.8 milyon bağımsız bölüm

Depremin etkilediği bölgelerde yıkılmış, acil yıkılması gereken, ağır ve orta hasarlı olan yapı sayısı 872 bin 59'dur.

Nüfusa oranla yıkılacak olan yapıların oranı şu şekildedir:

Yıkılacak yapı oranı = (872,059 / 16,800,000) x 100 ≈ 5.19%

 

4.           Afetin Boyutu:

 

Yukarıdaki hesaplamalara göre, deprem sonucunda Türkiye genelindeki bağımsız bölümlerin yaklaşık %5.19'u yıkılmış, acil yıkılması gereken, ağır ve orta hasarlıdır. Bu durum, büyük bir felakete işaret etmektedir. İnsanların yaşamlarını ve evlerini kaybetmiş olmaları, ailelerin dağılması, toplulukların yerleşim alanlarının büyük ölçüde etkilenmesi, ekonomik kayıplar ve sosyal travmalarla sonuçlanan bir helak durumudur bu açık bir şekilde.

 

Sonuç:

 

6 Şubat depremi, Türkiye'de büyük ölçüde yıkıma ve acıya neden olmuş, pek çok insanın yaşamlarını değiştirmiştir. Nüfusa oranla hesaplanan yıkılan yapı oranı (%5.19), bu felaketin boyutunu göstermekte ve depremin ciddiyetini vurgulamaktadır. Bu tür doğal afetlerin etkisini minimize etmek için, güçlü altyapılar, yapıların güvenliği ve toplum bilincinin artırılması gibi önlemlerin alınması hayati öneme sahiptir.

 

On binlerce insan hayatını kaybetmiş, yüzbinlerce binada yapısal hasar oluşmuş ve yüz binlerce insanın evsiz kalmasına sebep olmuştur. Yaşanan bu kayıplar, bir daha geri gelmeyecek olan insanların eksikliğini ve değerli hayatların yerine konulamayacağını acı bir şekilde hatırlatmaktadır.

 

Depremin milli servete verdiği zarar da oldukça büyüktür. Yıkılan binalar, iş yerleri, altyapı ve diğer varlıkların kaybı, ekonomik olarak ülkeyi derinden etkilemiş ve uzun süreli bir toparlanma süreci gerektirmiştir. Bu felaketin ekonomik sonuçları, birçok insanın geçimini sağlama gücünü ve işlerini kaybetmesine yol açmıştır.

 

Depremin neden olduğu yaralanmalar, fiziksel acıların yanı sıra psikolojik boyutu da önemli bir sorundur. Depremin şiddeti ve sonuçları, birçok insan üzerinde derin bir travma bırakmış, kaygı ve korkulara yol açmıştır. Bozulan psikolojiler, toplumun ruh sağlığını etkilemiş ve uzun dönemli destek ve tedavi ihtiyacını doğurmuştur.

 

Bu felakette ortaya çıkan denetimsizlik ve yapıların kötü yapılması, dayanıksız olması gibi sorunlar, olayın boyutunu daha da vahim kılmaktadır. Depremin bu kadar büyük etkiler yaratmasının temel nedenlerinden biri, yapıların yeterli denetim ve standartlara uygun inşa edilmemesi, güvenlik önlemlerinin yeterince alınmamış olmasıdır. Denetimsizlik ve sorumsuzluk, bu felaketin daha da büyümesine ve daha fazla can kaybına yol açmıştır.

 

Bu olayda, kimsenin hesap vermemesi ve hesap sormaması da büyük bir eksiklik olarak görülmelidir. Toplum, böylesine büyük bir felaketin ardından sorumluların hesap vermesini, benzer olayların önüne geçmek için önlemler alınmasını beklemektedir. Ancak denetimsizlik ve yapısal sorunların yarattığı ihmaller, bu beklentinin karşılanmasını zorlaştırmaktadır.

 

Sonuç olarak, 6 Şubat depremi, Türkiye'nin karşılaştığı en büyük felaketlerden biridir ve birçok acı olayı içinde barındırmaktadır. Yaşanan kayıpların yerine konulamayacağı, milli servetin zarar görmesi, ekonomik sıkıntılar, yaralanmalar ve psikolojik travmalar, denetimsizlik ve yapısal sorunların derin izler bıraktığı açıktır. Bu felaket, toplum olarak daha güvenli ve dayanıklı bir gelecek için gereken dersleri almalı ve önlemleri ciddiyetle ele almalıyız. Güçlü bir afet yönetimi, yapı denetimi ve bilinçli bir toplum olarak gelecekte benzer felaketlerin etkilerini en aza indirmeliyiz.