Derkenar

-Ruzname; Kelime Günlüğü’nden-

 

Bir kaynakta Hz. Aişe’nin (ra), Hz. Osman Efendimiz (ra), Kur’an-ı Kerim’i çoğaltmak istediğinde başvurduğu isimlerden olduğu belirtilerek kendindeki nüshada Peygamber Efendimiz’den (sav) ayetlerle ilgili sorup öğrendiği kimi meseleleri not ettiği anlatılıyordu. Kur’an’ın yazısız kısımlarını derkenar ile doldurmuştu.

Bu rivayetin doğruluğundan emin olamasam da derkenar denildiğinde aklıma geliveren bir anekdot oldu hep ve o derkenarların kimi hadislerin aktarımına vesile olacak kadar kıymetli olduğunu düşündürdü.

Derkenar kültürünü entelektüel bir çaba ile sınırlamamak gereli.

Toplumun öncüsü komunda, ilim yönüyle başarısı kabul gören, edebiyat şaheserleri ortaya koyan fikir ve edebiyatçı kişiliklerin notları, kitap imzaları ve derkenarları önceden beri hep ilgi görmüştür.  Ancak böylesi imtiyazları ve ilmî gayretleri olmayan kişilerin de bir eseri okurken yazısız kısımlara doluşturduğu notlar değerli sayılmalı.

Kitapların yazısız boşluk kısımları, okuma sırasında bilinç ve duygulardaki aksedişi gözlemleme; bir metnin oluşturduğu zihnî refleksi ve hatırlattıklarını kaydetme fırsatı verir. Bu durum derkenar sahibine önemli bir birikim sağlar. Okuma yollarını kısaltan şifreler gibidir.

Okurun derkenar alışkanlığı varsa okuduğu bir esere yıllar sonra göz attığında belki hâlen benimsediği belki de eskimiş yorumlarıyla karşılaşacak ve bu da onun dünya yürüyüşünde somut bir kayıt olarak var olacaktır.

Derkenar hassasiyeti biraz da günlük tutmaya benzer. Bir disiplin ve prensip meselesidir. Ama her ikisi de kendiliğindendir; deklare edilemez. Yani kişinin kendi ihtiyacına göredir.

Günlük tutmak çocukların ve gençlerin zihinsel ve duygusal gelişimine olumlu katkı sağlar. Çünkü bir nevi hayatın sağlaması için günlük sayfaları en önemli fırsattır. Bu sağlamaya talip olmak, kişinin gündelik faaliyetlerini, iletişimini, alışkanlıklarını düzenli, şuurlu ve değerli hâle getirir.

İşte derkenar da biraz böyledir.

Okunmuş satırların kişinin kendindeki birikimle kesişmesinden doğan bir değerlendirmedir.

Sayfa veya sayfalardan damıttığı bir yorum, nüve veya özdür.

Okurken zihin, metni devamlı sınar, değerlendirir ve yorumlarken bunu birkaç cümleyle kayıt altına almak veya hatırlattıklarını kayda geçmek o yorumu ve verimi somutlaştırır. Bir daha o derkenara dönüp bakmayacak bile olsa, kalıcı hafızasına taşımış olur.

Okunan nüshayı kişileştirir, hatıralaştırır, özetler.

Bdulkerim Abdulkadiroğlu bir makalesinde “Derkenar (kenar-on a margin) notların intikad (tenkitçi yazı) noktasından büyük bir önemi vardır. intikadda nokta-i nazar beyan edilirken takdir ve tebcil de bulunduğundan, okunan kitapların ve risalelerin sayfa kenarlarına yapılan çıkmalar yazı malzemesi olduğunda, daha geniş bir çevre tarafından bilinirler ve onlardan istifade edilme çerçevesi genişler” diyerek derkenarın ilmî birikime katkılarını dile getirir.

Derkenar faydaları yönüyle ilmî ve edebî yayınlarda metaforik yönüyle sık sık zikredilir. Önemli görülen kısa vurgulara başlık olarak sık sık karşımıza çıkar.

Zihnimiz de zaten yazılmayan birçok derkenar biriktirip durur gün boyunca. Kişiler, hadiseler, tarihler, durumlar karşısında elde edilen özet veriler ve yorumlar zihin kütüphanemizde kendince bir yere konumlanır. Bu genelde öyle hızlı olur ki kişi yazılı olarak kayda geçmeye yetişemeyebilir. Bu derkenarlarda kategorize edilen kişiler, tarihler ve hadiseler, ihtiyaç duyduğunda anahtar kelimeler aracılığı ile bulunduğu yerden gün yüzüne çıkarılır. Bu çağrışımlar da kayda alınamayacak kadar hızlı gerçekleşebilir.

Söylenişi de işlevi de güzel kelimelerden derkenar…

***

Künye: Derkenar; bir yazının kenarına çıkma şeklinde yazılmış not, çıkma, çıkıntı, hâmiş, hâşiye; kucaklama, kucaklaşma, kucağa alma anlamlarına gelir (Kubbealtı Lügatı).