24 Ocak 2018

Destanlarla dirilen nesiller dün Çanakkale bugün Afrin

Bize güç ver...cihad meydanını,

Pehlivansız bırakma Allah'ım!

Kahraman bekleyen yığınlarını,

Kahramansız bırakma Allah'ım!

 

Arif Nihat Asya'nınDua” şiirinden bir dörtlük. Sanki bugünleri görürcesine samimi ve içten yapılmış, Allah katında kabul görmüş bir duanın dizeleri belki de. Belli ki bu dua daha öncede yer almış nice inanmış gönüllerde.

 

Malazgirt zaferinden Afrin'e kadar nice zaferler yaşamış, destanlar yazmış bir millete mensup olmak, en büyük payelerden birisidir bizim için. Öyle ki, ne zaman umutsuzluğa düşsek isimsiz bir kahraman ansızın topraklarımıza umut tohumlarını serpiyor.

 

Toprağın yeşermesi ve nebat bulması için nasıl ki su gerekse, milletlerde destanları ve kahramanları sayesinde, milli ideallerini ve şuurlarını canlı tutarlar. Çocuklarına anlatacağı bir destanı ya da kahramanı olmayan milletler ne kadar da talihsiz!

 

Kahramanları tarihe, kitaplara ve cihana dahi sığmayan, mümbit toprakların vatanı Anadolu. Başlangıcı ve sonu belli olmayan nice destanların, nice isimsiz kahramanların yurdu Anadolu. Vatanı uğruna cepheye koşarak giden ve dönmeyi düşünmeyen yiğitlerin beşiği Anadolu…

 

Anadolu'nun, şüheda kanıyla helal kılınmış toprakları o kadar mümbit ki, dünyanın egemen güçleri tüm çabalarına rağmen asla muvaffak olamıyor bu coğrafyada. Bazen Fethi Sekin adında bir kahraman şehadetiyle fethediyor tüm kötülükleri bazen de Ömer Halisdemir gibi yiğitler kanıyla kurtarıyor tevhidi.

 

Bugün hayatta olan her yaştan insanın şahit olduğu bir destanı var bu ülkenin. Bazılarımız Kıbrıs Barış Harekâtının tanığı. Yıllardır süren terörle mücadelede, binlerce şüheda ve kahramanlıkları hepimizin kalbinde. 15 Temmuz ihanetinin bertaraf edilmesini sağlayan yüzlerce şehit ve gazimizin fedakarlıklarının kaç örneği vardır acaba yer yüzünde. Ve işte hepimizin tanık olduğu Afrin / Zeytin Dalı Harekâtı.

 

Kahramanlar dün Malazgirt'te, Çanakkale'de olduğu gibi bugünde Afrin'de, şehadetleriyle yüceltiyor tüm kutsallarımızı. Tarihe isimlerini yazdırmak için yarışırcasına. İdeali için ölümü dahi öldüren milletimiz ve onun şanlı askerleri inşallah yine muzaffer olacaktır cenk meydanında.

 

İlahi yazgı yaşanmaya devam edecek. Analar çocuklarına Musa ve Oğuz Kaan ismini verecek yine, ecdadı gibi mert ve yiğit olsun evlatları diye. Çocuklar asker olmak isteyecek büyüyünce. Okul tabelalarında isimleri yazacak kahramanların. Çocuklar o tabelanın altından geçip girdiği okulunda destanlarını okuyacak ecdadının. Yine tahta kılıç yapacak düşmanı yenmek için çocuklar ve hiçbir çocuk düşman rolünü istemeyecek oyunda, çünkü çocuk da olsa hiçbir masuma düşman olmak yok hamurunda.

 

Sonra vatan borcu ödenecek. Adeta bir düğüne gider gibi davulla zurnayla gidecek, eli kınalı Mehmet'ler Peygamber Ocağı'na. Arabaların camına “O Şimdi Asker” yazdırılacak. Analar pencere kenarlarında, dua kokan elleriyle okşayacak oğullarının fotoğraflarını. Kiminin payına şehitlik, kimininkine gazilik düşecek ilahi taksimde. Öyle ya bu aziz vatanda yaşamanın bedelini hep canımız ve kanımızla ödedik, bundan sonra da böyle olacak. Çünkü vatanımız üzerinde oynanan oyunlar hiç bitmeyecek. Onlar ele geçirmek için uğraştıkça biz canımızla kanımızla sarılacağız vatanımıza.

 

İsmini hiç duymadığımız kahramanların cesaret ve fedakarlıklarına tanık olacağız yine Afrin'de, Münbiç'te. Her yeni zafer milletimizin dirilişine ve uyanışına vesile olacak. Nasıl ki rüzgarın kayaların üzerindeki tozları savurması gibi, ruhumuzu kaplayan yılgınlıklarda dağılacak her yeni zaferle birlikte. 

 

Allah bir kez daha cenk meydanını kurmayı milletimize nasib eyledi. Amacı işgal etmek, sömürmek olmayan kutlu bir cenk. Hepimiz bu kutlu yolda sonuna kadar yürümeye hazırız…

 

Allah şanlı ordumuzun yardımcısı olsun ve aziz vatanımızı her türlü kötülükten muhafaza eylesin…