23 Temmuz 2015

Devlet otoritesi zafiyet içinde

Bu ülkenin namuslu insanlarının, en az namussuzlar kadar cesur olması gerektiğini bir kez daha yinelememiz gereken bir dönemdeyiz.

Daha dün, Çağlayan'da savcı Mehmet Selim Kiraz'ı rehin alıp katleden bir örgütün mensupları için ulusal yas talep edecek kadar sesi yüksek çıkanlar ortadayken, en az o namussuzlar kadar cesur olmalıyız. Suruç saldırısında ölen MLKP üyeleri ve sempatizanlarının, yurdun çeşitli bölgelerine gönderilen cesetlerini, İstanbul başta olmak üzere, şehir meydanlarında keleşler ve otomatik silahlarla karşılayan şerefsizler kadar cesur olmalıyız. "Halkımız kendi güvenliğini sağlamalı" diyen soysuzlar, namussuzlar kadar cesur olmalıyız. "Kürt halkı silahlanmalı tünellere inmeli" diyen itsoyu kadar cesur olmalıyız. Yürüttükleri kanlı siyasetin aort damarlarında kan azaldıkça, Türk ve Kürt kanı dökerek beslenen aşağılık örgütler ve bunların destekçisi legal görünümlü illegal siyasi parti mensubu alçaklar kadar cesur olmalıyız...

Terör örgütleri ile organik ilişkilerini ve bu ülkeye kastedecek iç savaş senaryolarını hayata geçirmenin ön hazırlığı olan silahlanmayı meşru kılmaktan başka bir işe yaramayan Suruç saldırısı sonrasında, "TC bunun hesabını verecek" deme cüretini gösteren namussuzlar kadar cesur olmalıyız...

Devlet otoritesinin zaafa uğradığı algısı oluşturarak, kendilerini savunma adına sokakları teslim almaya çalışan it sürüleri kadar cesur olmalıyız. Biz halk olarak bu cesareti tekrar kazanırsak, emin olun zaafa uğrayan devlet otoritesinin tesisi daha kolay olacaktır. Evet, doğru okudunuz, devlet otoritesinin zaafa uğradığından söz ediyorum.

Devlet otoritesi zaafa uğramamış olsa, terör ve tedhişle bağını itiraf eden eli kana bulaşmış, şiddet ve kanın merkezi olmuş bir parti hala legal görünümle örgütsel faaliyet yürütebilir mi?

Devlet otoritesi zaafa uğramamış olsa, bu legal görünümlü terör örgütünün başındaki zevat, milyonların gözleri önünde Kürtlere silahlanma çağrısı yapabilir mi? Devlet otoritesi olsa, bugün silahlanma çağrısında bulunan alçaktan, dün Yasin Börü dahil 50'yi aşkın müslüman Kürdün ölümüne sebep olan olayların hesabını soracak bir hukuk mekanizması işlemez miydi? Devlet otoritesi zaafa uğramamış olsa, İstanbul'un göbeğinde elinde uzun namlulu silah dahil her türlü ateşli silahla kortej oluşturan soysuzlara karşı hukuk işlemez miydi?

Ortada bir devlet otoritesi olsa, HDPKK terör örgütünün legal/illegal tüm unsurlarının ortak eylemi olan Suruç patlaması, başka bir kanlı örgüte yıkılma telaşına devletin makamları alet edilir miydi? İstihbaratçılar, patlamaya dair her türlü bilgiye ulaşmış ve tüm bağlantılar HDPKK örgütünü işaret ederken, bu bilgiler Ankara'ya kadar manipüle edilip ülkenin Başbakanının önüne farklı şekilde konulabiliyorsa, hangi devlet otoritesinden söz edeceğiz biz?

Devlet otoritesnin zaafiyet gösterdiği yerde, illegal terör örgütlerinin hareket alanı genişler, tehdit ve baskılarıyle hedeflerine ulaşmaları kolaylaşır. Türkiye bunu 7 Haziran'da sandığa bile sahip çıkamadığında yaşamamış mıydı? Kanlı terör örgütü, terör faaliyetlerini meşrulaştırmak için meclise gönderdiği HDP'nin oylarını silah tehdidi ile arttırıp, baraj silahların gölgesinde geçilmedi mi?

Ta o zaman bile devlet otoritesinin zaafiyet gösterdiğini müteakip kereler ifade ettik. Bir hükümetin bakanlarının, seçim bölgelerinde PKK baskısıyla rahat çalışamadıklarını canlı yayınlarda itiraf etmelerinin bir propaganda malzemesi olamayacağı, bunun teslimiyet olduğu konusunda müteakip kereler uyardık. Devleti temsil edenlerin, PKK baskısından şikayet ettiği bir yerde, bölge halkının silahlara teslim olmasının kaçınılmazlığına vurgu yaptık.

Sonuç; haklı çıktık. Ve şimdi de devlet otoritesinin zaafa uğradığı dönemlerde, halkın yaşamını, günlük hayatı ile ticaretini illegal oluşumlarla koruma altına almasının kaçınılmaz olduğu uyarısında bulunuyoruz. Terör örgütü mensuplarından hesap sormaktan bile korkacak kadar çöken devlet otoritesi gerçeğinin, şehir meydanlarında gözle görüldüğü bir dönemde, bu uyarımızı da bir yerleri ile dinleyecek olanlar şunu unutmasın; yakın zamanda, bizleri dinledikleri o bir yerleri, besledikleri göz yumdukları bu namussuzlar güruhu tarafından kesildiğinde vakit çok geç olacak...