26 Haziran 2015

DEVLET PROTOKOLÜNÜN İKİ NUMARASI CHP'YE TESLİM E-Dİ-LE-MEZ!

TBMM Başkanı seçim takvmi başlayınca, bugüne dek çizilen koalisyon senaryoları da farklılaşma eğilimine girdi.

Cumhuriyet Halk Partisi'nin Deniz Baykal'ı Meclis Başkan Adayı olarak açıklaması üzerine "kulis kuşları" birden kimi gazetecilerin kulaklarına AK Parti-CHP koalisyonunu fısıldamaya başladı.

Aslına bakarsanız ne fısıldayan kuş var ne de bir duyum... Sadece temennileri güçlü gerekçeler üzerine oturtma telaşı.

Devlet Protokolünde Cumhurbaşkanından hemen sonra gelen makamı CHP'ye "teslim alma" çabası sadece.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 7 Haziranın hemen ardından Deniz Baykal ile yaptığı görüşme üzerine kurgulanan senaryolara "kulis kuşu" etiketini vurdun mu al sana "bomba kulis bilgisi"!

Bu fısıltıların ölçüsünü kaçıranlar, AK Parti'nin Deniz Baykal'ı destekleyeceğini bile söylüyor. Yaslandırdıkları zemin ise AK Parti-CHP koalisyonunun ön adımı.

Eğer bu kulis kuşları doğru bilgiler fısıldıyorsa biz AK Parti'yi yanlış tanımışız demektir.

Daha düne kadar AK Parti-MHP koalisyonundan yana tavır takınan bu gazetecilerin, böylesine çark edişini anlamlandırma çabasına girmeyeceğim hiç.

Çünkü biliyorum ki bugün AK Parti'ye yakın görünen gazeteciler içinde de aynı halet-i ruhiyede. Ve yine biliyorum ki bu türler için ilkenin kıymat-i harbiyesi yok.

Öncelikle mevcut sandalye dağılımına göre AK Parti'nin kendi adayını seçtirebilmesinin önünde sayısal ve ilkesel bir engel yok.

MHP'nin defaatle kamuoyuna açıkladığı "HDP ile yan yana gelmeyecekleri ve birlikte bile anılmayacakları" mesajı ortadayken AK Parti adayının seçilmemesinin önündeki engel ne çok merak ediyorum!

MHP'nin HDP ile bir arada olmadığı hiçbir kombinasyonda AK Parti dışından bir Meclis Başkanının seçilmesi mümkün değil.

Peki MHP, HDP ile bir araya gelip Deniz Baykal'ı seçtirir mi?

MHP için bu intihar ve ilk seçimde barajda boğulmak olur.

AK Parti'nin fire vereceği korkusu mu var peki?

Ne bu panik hali, kim neyin hesabını yapıyor?

Deniz Baykal'ın TBMM Başkanlığına seçilmesinin AK Parti-CHP koalisyonunun önünü açacağı değerlendirmelerine gelince...

AK Parti'nin CHP ile yapacağı muhtemel koalisyon, bu parti tabanında derin yaralar açar. Üstelik Devlet protokolünün iki numarasını CHP'ye hem de koltuğunu uçkuru yüzünden kaybetmiş bir isme teslim etmenin bedeli çok ama çok ağır olur.

AK Parti, CHP ile nasıl eletrik aldı da koalisyona girsin?

AK Parti'nin öncelikli misyonu CHP zihniyetini iktidara taşımak, protokolünün iki numarasını CHP'ye teslim etmek değil. Bilakis AK Parti'yi var eden, AK Parti'yi 13 yıldır güçlü ve dinamik tutan temel misyon, CHP zihniyetinde vücut bulan eski Türkiye artıklarının tasfiyesidir. Bu zihniyet tasfiye olmadan Türkiye'nin küresel bir aktör olamayacağını savunan AK Parti, şimdi bu zihniyeti mi iktidara taşıyacak, bu zihniyete mi devlet protokolünün iki numarasını teslim edecek!

Bu yönde bir duruşa evrilen AK Parti'ye yakın gazeteciler, en azından Aydın Doğan'a "garsonluk" hayali kuruyor olabilirler! Çira CHP ile olası bir koalisyon TÜSİAD ve Aydın Doğan gibi küresel baronların uzantıları açısından can simidi olacak.

Çok daha başka birşey var!

AK Parti-CHP koalisyonu şarlatanlığı yapanlar, bilhassa Doğan medyasındakiler, böyle bir koalisyonun, "AK Parti'yi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın vesayetinden kurtaracağı ve özgürleştireceği" şeklinde yakışıksız değerlendirmelerde bulunuyorlar. Bunu CHP'nin ağır topları da ifade ediyor.

Böyle bir pervasızlığa, böyle bir ahlaksızlığa, böyle bir seviyesizliğe rağmen AK Parti-CHP koalisyonu zaten kurulmaz da, bu değerlendirmelere AK Parti'den yüksek perdeden tepki verilmemesi de midemizi bulandırmıyor değil.

Bu, "ver Bilali al iktidarı" pervasızlığından daha az bir edepsizlik mi sanki!

Bu kadar pervasızlık ve edepsizliği sineye çekip böyle bir koalisyon senaryosunda figüranlığı kabullenecek AK Parti ise; olası ilk seçimde, yüzde 30'un altına iner!