10 Mart 2020

Diken tohumu eken, gül biçmeyi beklemesin

Sevgili insan, öteden beri şu duayı çok severim: "Allah, gönlünde ne varsa onu sana versin."  Ne ümitvâr ve letâfet kokan bir temenni... Gönlümüze tohum olarak neyi ekip besliyor isek, Allah'tan da işin sonunda karşımıza onu (ne bir eksik ne bir fazla) çıkarması isteniyor. Adalet için biçilmiş bir kaftan âdeta bu dua...

Bu debdebeli dünya hayatında, gönlünde, zihninde berceste tohumu ne ise, o çıksın karşısına insanın.

Allah, size gönlünüzdekini versin sayın okur. Gönlünüzde; iyilik, merhamet, sevgi, barış ve kardeşlik varsa; Allah yine gönlünüzdekini versin.

Gönlünüzde; haset, çirkinlik, kötülük ve bencillik varsa; Allah yine gönlünüzdekini versin. Bu kötü bir temenni değil sayın okur. Çünkü bu temennim, sizi uykunun kollarına atacak veya sizi âtıl bir insana çevirecek türden bir melodi değildir.

Kalplerin ve zihinlerin nisyan ettiği bir hakikat, bir yasa var: "ve insana uğrunda çaba gösterdiği dışında bir şey verilmeyecektir;" (NECM / 39)

Gönlünüzde, zihin tarlanızda ne ekip besliyorsanız, hasat zamanı da onu biçersiniz. Demem o ki; diken tohumu eken, gül biçmeyi beklemesin.

"Allah gönlüne göre versin" temennisi zihnimizin ifşasıdır. Bu yüzden neyi tohum olarak ektiğimize dikkat kesilelim. Kadirşinas mıyız yoksa kara çalmaktan vazgeçmiyor muyuz? Biz, söylediklerimiz veya söylemediklerimizle; yaptıklarımız veya yapmadıklarımızla, ekmiş olduğumuz tohumların biçilmiş hâliyiz. İyiliği, merhameti, adaleti, sevgiyi ve saygıyı tohum olarak ekebilmemiz temennisiyle. Derler ki, "Herkes gönlünün ekmeğini yer." Öyleyse, gönlünüzce yaşayın sayın okur.