Dil Kapısında tâlim etmek
Kelimelerle inşa edilmiş Dil Kapısı. Dînine, irfanına bağlı lisanî hayat yaşamak isteyenlerin dergâhıdır bu kapı… Dilini, yâni kelimelerini îmanına ve gönlüne teslim edenlerin mekânıdır... Dil Kapısının ilk kurucuları Peygamberlerdir. Hz. Âdem dünyâya gönderilirken eline önce “Kelimeler Kitabı” verilmiş. Kendini kelimelerle sınamak isteyen velîlerin yolu açılmış böylece.
BU KAPIDA DİL DÎNE GÖTÜREN BİR YOLDUR
Bu Kapıda dil dîne götüren
bir yoldur. Bu ulvî ihtiyaçtan dolayı bu Kapıda kelimelerin sûretini geçip
sîretinden yapılmış edebî hayatı inşâ etmek, dili ve gönlü bir etmek, ben’den
sen’e, sonra Bir’e ulaşmak için tâlim edilir. Dil Kapısının tâlimlerinde vehbî
olan da var, kesbî olanda... Bu tâlimi
hakkıyla yapanlar Bezm-i Elest’teki söze sâdık kalanlardır.
BU KAPIDA KELİMELER ETİNDEN KEMİĞİNDEN AYRILIR
Bu Kapıda kelimeler etinden
kemiğinden ayrılır, terbiye edilir, hamlığından kurtulur ve hakikat âlemine
götüren birer yol olur. Bu dünyâdan öteki dünyâya kelimelerin kuvvetiyle
gidilir. Dilin ilâhî aşkın sözcüsü ve dîne götüren bir yol olduğunu bu kapıda
tâlim etmeyen bilmez. Dil
Kapısında tâlim edenler mecânin-i kelime, yâni kelime mecnunlarıdır. Leylâları
yürekten damıtılmış kelimelerdir. Hz. Mevlânâ, Yûnus Emre ve şairlerin pîri
Fuzûlî Dil Kapısında ulvî hakikati kendi lisanlarında söze döken ve derûnlarını
kelimelerin zarfına koyan ulu kişilerdir. Bu zatların kelimeleri üstüne Dil
Kapısında bugün de tâlim edenler var.
DİL YARASI OLAN DİL KAPISINDA ŞİFA BULUR
Dil Kapısı’nda kelimeler var,
ulvî aşk ve dostluk var. Kelimeler mâveranın birer miracıdır. Hâl ehline göre
bir meyhâne olan bu kapıda ilâhî aşk şarabına, yâni Allah aşkına bürünmüş
kelimelerle sarhoş olunur. Halktan Hakk’a, kesretten vahdetin sırrına,
halvetten mâşuka varılır.
Dil yarası olanlar Dil
Kapısında şifa bulur. Dil Kapısında ateş ve su, hüzün ve gurbet bir aradadır.
Bu Kapıda tâlim ederek kendini vuslat ateşine atanlar, ateşten çıkıp suyun,
yâni âsûde serinliğin cennetine ulaşırlar.
DİL KAPISINI TERK EDEN HÜSRANDADIR
Bu kapıda tâlim etmeyenler,
kendisine emanet verilen kelimelerin sadece lafzını konuşabilen ve etiyle
uğraşanlardır. Dilin derûnundan mahrumdurlar ve sîretini zikredip
çoğaltamazlar. İlhamla gelen kelimeler mâveraya da kanatlandırabilir, benliği
de azdırabilir. Hayatın anlam bilgisi kelimeler üzerinden öğrenilir. Dil
Kapısını terk edenler hüsrandadır, bendesi olanlar saadettedirler.
*****
DERGİLER…
YİTİKSÖZ
Şehir münzevîsi olan fakirin
en sevdiği şey postacının kapısını çalıp dergi ve kitap paketi teslim
etmesidir. Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesinin yayınladığı, Genel Yayın
Müdürlüğünü Duran Boz’un, Yazı İşlerini Müdürlüğünü Duran Doğan’ın yaptığı ve
yayın kurulunda edebiyat hocaları Prof. Dr. Mehmet Narlı, Doç. Dr. Selim
Somuncu’nun yer aldığı “Yitiksöz-sanat,
edebiyat ve düşünce dergisi”nin Ekim-Kasım 2022 / 13. sayısı hânemize gelen
dergilerdendir. Bu sayıda yazan bâzı isimler şunlar: Âdem Turan-Hâfız’ın seyir
günlüğü-11, Nurettin Durman-Ne çok şey var anlatacak, Ali Sali-Yerin ve göğün
orduları, Yasin Mortaş-Gözyaşı miyarı, Suavi Kemal Yazgıç-Kalanlar, Ömer
Yalçınova-Yandığınla kaldın, Yunus Emre Altuntaş-Hasar kaydı, Yunus
Develi-Kriminal bir gün, Cahit Küçük-Zevmek zamanı, Emel Karagedik-Diyeceğim, Sıddıka
Zeynep Bozkuş-Yolcu, Davut Güner-Bu fotıjenik, Erol Yılmaz-Hamle, Nuhan Nebi
Çay-Denge, Mehmet Narlı-Öncüler ve izler-Sezai Karakoç, Ali Galip Yener-Diriliş
kavramı bağlamında, Mehmet Akif Şahin-Şiiri ıslatan yağmur, Enver Çapar-Bir
Muştucu Derviş Sana Seslendi, Duydun mu?, Şakir Kurtulmuş-Mavera ve Yeni
Devir’in Rasim Abi’si, Mehmet Aycı-Çok sesli bir hayat, Mustafa
Köneçoğlu-Resimde görünmeyen şiirler, Abdullah Harmancı-Ali Ural’ın öykü
grameri, Hasan Keklikci-Tren Cücüğü, Ayşegül Özdoğan-Rasim Özdenören öykücülüğü
üzerine kısa bir deneme, Sema Noyan-Sezai Karakoç’un sanat ve edebiyattan
beklediği, Ekrem Elmas-Güne sızan, Necip Evlice-Rasim Özdenören’in çocukluğu,
gençliği ve Hamle dergisi üzerine, Mustafa Kara-Seher yeli/bayramlık, Tuğçe
Öcal-Çakıl taşı, Hümeyra Yabar-Güneşi başında taşıyan bir madenci, Erol
Çetin-Dostluğun insan hâli: Fethi Gemuhluoğlu, Yaşar Ercan-Bir öğüt, karanlığın
içinde bir kandil, Metin Kaplan-Her şiir adı ile çağrılır, Özay
Erdem-Bebekler-kitaplar ve saksılar, Recep Ayık-Otuz yıldan fazla, Gülçin
Yağmur Akbulut-Tünel, Abdulhamit Tokgöz-Yakarış, Süleyman Karaca-Vasinin
vaziyeti, Mevlüt Kılınç-‘Düşen’ kelimeler ve ikindi yazıları.
*****
EVELÂHİR
Editörlüğünü yazar Ömer Yalçınova’nın, Yazı İşleri Müdürlüğünü Duran
Doğan’ın yaptığı, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesinin “iki aylık kültür-sanat ve şehir dergisi” Evelâhir’in Eylül-Ekim 2022 / 12. sayısı da postacının getirdiği
dergilerden biridir. Şehr-i Maraş’ın kültür ve tabiat varlıklarını her
sayısında dosya yapan Evelâhir’in bu sayısının kapak yazıları Maraş’ın meşhur
“Taş köprüsü”, “Maraş’ın Çiçekleri” ve “Tarihe çıkanlar” başlıklarıdır. Bu sayıda yer alan yazarlar şunlardır: Ömer
Yalçınova- Dolu dolu geçmiş bir hayat: Rasim Özdenören, İbrahim Kanadırık- Şeyh
Adil Mezarlığı, Güray Süngü-Hikâyemin geçtiği şehir benim şehrimdir, Mehmet
Işık-Dünden bugüne Ceyhan Köprüsü, Hasan Keklikci-Taş Köprü’den Geçtikten
Sonra, Emine Nur Özdil-Anıtsal bir yapı: Taş Köprü, Dr Yasin
Kozak-Fotoğraflarda Taş Köprü, Tekin Şener-Metropol kasırgasının alaycı gözü,
Gülizar Güneş-Ali Kayası, Erdoğan Aydoğan-Seferi yazıların geniş zaman
süvarisi, M. Fatih Kutlubay-Maraş Blues, Mehmet Gören-Dedebaba Türbesi, Hatice
Çınar-Oğuz Paköz: ‘Hayat Maraş’ta başlamıştır diyebiliriz’, İnci Okumuş-Orkis
Prensesi’nin Döngele’deki şifa sırrı, Hasan Ejderha-Değirmen, Ömer
Yalçınova-Söyleşi: “Hayretttin Güngör’le “Dün olduğu gibi bugün de
Kahramanmaraş edebiyat yurdudur”, Halil İbrahim Çelik-Kahramanmaraş edebiyat
yolu: Tayflar geçidi, Ferhat Ağca-Maraş’ın çiçekleri: Maraş Kurtkulağı, Ömer
Yalçınova-söyleşi: Al Koç: ‘Sanatçı, çevresine kayıtsız kalamaz’, Funda Birsen-
Bahtiyar olmak, Pulsuz mektuplar (12) Hüseyin Yorulmaz-Mustafa Aydoğan,
Süleyman Can-Ovanın Efendileri Elbistan Karahöyük, Akif Taş-Kahramanmaraş’ta su
sporları.
******
BERDÜCESİ
BERDÜCESİ Kültür, Edebiyat ve Sanat Dergisi’nin (berducesidergisi@gmail.com) 2022 / Güz / 4.
sayısı da kapımıza gelen dergiler arasındaydı. Kahramanmaraş Büyükşehir
Belediyesinin üç ayda bir yayınladığı ve Duran Doğan’ın Genel Yayın Müdürü
olduğu bu dergi KSÜ’de edebiyat hocası olan Doç. Dr. Selim Somuncu’nun
teşvikleriyle, Dr. Öğrt. Gör. Esra Kirik, Canan Olpak Koç, Ayşe Farsakoğlu,
Fadime Tikbaş Apak, Melek Demirdöğen, Sibel Kök, Tuğçe Gök ve Bilge Doğan’ın
gayretleriyle çıkan bir dergidir. Derginin çıkış gayesini ve 4. sayısına dair
düşüncelerini editör Bilge Doğan “Sunuş” yazısında şöyle anlatıyor:
“Yaz bitti, güz yağmurları
düşüyor toprağa. Duyuyor musunuz, hüzünlü şarkıyı söylüyor tabiat. Eylülün
serinliği dolarken yüreğimize kalemimize zeval gelmesin dileğiyle biz de yeni
şarkılar söyledik. “Yazmak ciddiyet ister”, düsturuyla dergimizin güz sayısını
hazırladık. Dünya dönüyor ve mevsimler geçiyorken kış, ilkbahar, yaz ve şimdi
sonbahar sayısıyla güzellikler taşıyor Berdücesi. Mevsimlerin anlamlarıyla iz
bırakıyoruz okurun yüreğine. Berdücesi’nin ilk sayılarında bahsetmediğimiz,
okuyucumuzun merak etmesini istediğimiz, dergimizin isminin mânası mevzundan
bahsetmek istiyoruz. Berdücesi, Maraş’ın kuzeydoğu taraflarında yer alan,
Gaffarlı yakınlarına düşen ve soğuğu ile meşhur beldedir. Ahır Dağı’nın
eteklerindeki soğuğa misal verilirken Berdücesi anılırmış. “Berd” soğuk; “yüce”
ise yüksek manasına gelir. Türkçe bazı kelimelerde gördüğümüz “y” sesinin
düşmesiyle “Berd-yücesi” şeklindeki yer ismi, Berdücesi olarak halk
söyleyişinde zamanla değişikliğe uğramış. Berdücesi’nde soğuklar erkenden
başlar, bağ evlerinde erkenden sobalar yakılırmış, sonbaharla birlikte ise
herkes şehre inermiş. Cahit Zarifoğlu’nun “Berdücesi” şiirinin ismi de bu
yerden ilham olmuştur. Erdem Bayazıt, bir gün bağ komşusu Zarifoğlu’nun yeni
yazdığı bir şiire başlık bulmak için uğraştığını görür. Bulundukları yerden
(Durnalı) baktıklarında karşılarına düşen tepenin adı Berdücesi’dir. Bu ismi
duyan Zarifoğlu, yeni şiirinin adını bulmuştur. Bu şiir, 1962’de yazıldığı için
şairin “Şiirler” adlı kitabında, “Berdücesi- 1962” başlığı ile yer alır. (…)
Berdücesi’nin güz sayısını okuyucularımıza emanet ediyoruz.”
Bu sayıda yazanlar: Filiz
Eneç-Geçmiş Zaman Türküsü (şiir), Canan Olpak Koç-Felsefe-i Zenan: Özgürlük
Momenti Peşinde (inceleme), Ayşegül Sözen Dağ- Fil Terbiyecisi (şiir), Feyza
Nur Emiroğlu-Buhurumeryem (öykü), Elif Sönmezışık Aydın-Kutupların Hemdemi: Gri
Mavi (deneme), Cihan Nur Ardıç-Byung Chul Han’da Şeffaflık Toplumundan Güven
Toplumuna Bir İnşâ (inceleme), E. Ercan Çeliksu-Çürüklerin Sancısı (öykü),
Hümeyra Yargıcı-Muhtemel (şiir), Zeynep Sayman- Bir Orman Kuytusu (inceleme),
Tuğçe Öcal-Asiye Hanım’ın Hikâyesi (öykü), Sıddıka Zeynep Bozkuş-Kuş Beyaz
(şiir), Tuğçe Gök-Sibel Tomaç: Geleneksel Formun İçindeki Yenilikleri Tercih
Ediyorum (söyleşi), Derya Özer-Katherina’nın Fendi Petruchio’yu Yendi
(inceleme), Esma Polat-Gün Sulara İnince (şiir), Fatma Ünsal-Sonsuza Otostop
(öykü), Yasemin Kapusuz-Mısralarla Konuşan Sözle Direnen Bir Güzel Hanımefendi:
Ayla Ağabegüm (deneme), Betül Karapınar-Hayırlı Evlat (öykü), Nurcihan
Kızmaz-Eylül Sarısı (şiir), Emel Karagedik- Günbatımına Övgüler (kitap
tanıtımı), Hatice Mert Yunak-Londra Sokaklarında Huzuru Arayan Kadın: Virginia
Woolf (inceleme), Yasemin Zengin-Karşı Ateş (şiir), Şeyma Sarı-Bir Aşkın Tahlil
ve Serencamı: Dineyri Papazı (kitap tanıtımı), Sinem Bozhöyük- İnsan Zihnine
Tinsel Yolculuk (deneme), Lale Yüce-Kanadım Değdi Sevdaya: Âşık Mahzunî Şerif
Kitabı (kitap tanıtımı), Fatmanur Petek-Biz Büyüdük Ve (şiir), Bilge
Doğan-Pavyon (öykü), Hasna Para-Senden Sonra Bir Daha (öykü), Melek Demirdöğen-
Çocuk Edebiyatının İşlevi (inceleme), Meryem Küçük-Zamanın Boynundaki Gerdanlık
(şiir)
*****
YOLDAKİ KALEMLER “Sokakbaşı”(roman), “Maraş’ın Cezbeli Gülleri”
(otobiyografi), “Seni Yaşamadan Olmaz” (şiir)
ve “Marallar Oymağında Bir Ceylan Oturup
Ağlamak” (şiir) kitaplarıyla tanıdığımız Hasan Ejderha’nın yayın
müdürlüğünde çıkan “Kültür, sanat, edebiyat ve fikir dergisi Yoldaki
Kalemler” yoluna devam ediyor ve yoldaki kalem erbabıyla ünsiyetini
sürdürüyor. Yoldaki Kalemler iki
kuşağın bir arada yazdığı dergidir. Birinci kuşak kalem erbabından Memduh
Atalay, Hasan Keklikçi, Yasin Mortaş, Mehmet Mortaş, Teyfik Karadaş, Enver
Çapar, Fazlı Bayram, Mehmet Muharremoğlu, Hüseyin Gök, İbrahim Gökburun, M.
Âkif Şahin, Musa Yıldız, Şaban Sözbilici, Muhammet Nacaroğlu, Gün Sazak
Göktürk, Murat Türkmenoğlu’nun yanında; ikinci kuşaktan Sibel Kök, Ferhat
Altun, Hidayet Bağcı, Nurcihan Kızmaz, Ökkeş Taşlıalan, Samet Yuttaş, M. Alper Taş, Ahmet Enbiya
Uzdil, Fatma Betül Yılmaz, Mehmet Âkif Şen, Ferhat Ağca, Mehmet Yaşar, Merve Söyler,
Melih Edem, Azize Bati, Şeyhşamil Ejderha, Levent Nergiz, Metin Acar, Meltem Kızmaz, Nigar Yağcı,
Senanur Çam, Alirıza Akkale, Gizem Aktürk, Hasan Can Bitti, Mustafa Cihan
Alliş, Rıdvan Tanır, Miraç Doğantekin, H. Akbay, Hasan Bazı, Esra Balcı, Ebrar
Akkaya, Süleyman Kar şiir ve yazılarıyla sanat edebiyat yoluna devam eden
isimlerdir.(ilbeyali@hotmail.com)