Diyanet
İşleri Başkanlığı, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en köklü kuruluşudur. Aynı
zamanda Diyanet, dinin güzel yüzünü temsil eden, dinin ülkemize doğru bir
şekilde ulaşmasına çabalayan bir kurumdur.Diyanet, seçim
sathı mahalline girildikten sonra ciddi saldırılara maruz kalmış, gereksiz
ithamlarla karşılaşmıştır. Makam arabası polemiği üzerinden ciddi şekilde
hırpalanmaya çalışılmış, hatta bu operasyon uluslar arası bir boyuta çekilmiş,
araba polemiği Suudi Arabistan, Bosna, Irak ve Makedonya gibi etkinliğimizin
arttığı ülkelerde manşetlere çekilerek Diyanet üzerinden Türkiye yıpratılmaya
çalışılmıştır.Uluslararası
arenada Türkiye'yi, Türkiye'de dini ve dindarlığı hedef alan "araba" polemiğine
Diyanet'in başındaki, hem Türkler, hem Kürtler tarafından çok sevilen, gittiği
her yerde ayrı bir ilgi gören Mehmet Görmez bey, arabayı iade ederiz diyerek
son noktayı koymuştur. Araba konusu
tam kapandı derken, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın bir müjde olmak
üzere Mardin'de Diyanet'in Kürtçe Kur'anı Kerim Meali bastırdığını ifade etmesi
üzerine, elindeki meali göstermesiyle, herkese cevap yetiştirme ve bunu da
siyasete alet etme hevesinde olan bir güruh bunun alelacele hazırlandığına,
seçime yönelik olduğuna dair, bir sürü yorum yaptılar. Siyaset ne yazık ki iyi
işleri de perdelemeye çalışıyor dedirten bu yorumlar birçok insanı incitme
noktasına geldi.Hiç şüphesiz
ki çeşitli dönemlerde birleri dini kendi emelleri uğruna kullanmışlardır, bu
işler bugünde olabilir yarın da olacaktır, ama yapılan her iyiliği de buna
yormak en basit ifade ile konuya bilgisizlik olabilir."O'nun varlığının ve
kudretinin delillerinden biri de: Gökleri ve yeri yaratması, dillerinizin ve
renklerinizin farklı olmasıdır. Elbette bunda bilen ve anlayan kimseler için
ibretler vardır." (Rum, 30/22) Ayeti bize olması gerekeni bir ışık
kaynağı gibi göstermektedir. 80 yıl süren bir yasakçı zihniyetin Ak Parti
iktidarı ile beraber yıkılmış olması, gerekenlerin yavaş yavaş ta olsa güzel bir
sürecin başlangıcı olarak ortadadır. Üç yıl önce vaaz ve hutbenin gerekli
yerlerde gerekli dillerle okunabilmesi ki kastımız sadece Kürtçe değil, Zazaca,
Arapça, Lazca gerekirse İngilizce ve diğer bilinen tüm dillerde, olabileceğine
dair bir tutumla gerçekleşmişti. Sıra meallerle ilgili bu tabuyu yıkmaya
gelmeliydi. Diyanet bu tabuyu yıkmak üzere 4 yıldır bir mücadele sergiliyordu,
onlarca meal incelendi, tashihler yapıldı, son okumalar gerçekleşti ve elimize
şu an baskısı geçen meal ortaya çıkmış oldu. Hatta Kürtçe mealle yetinilmedi
hemen peşinden Ermenice bir meal çalışması olduğu ifade edildi ki ben bunu daha
önemli görüyorum. Her ne kadar Diyanet açılım sürecine katkı sunuyorsa da
Ermenice meal her şeyden daha öte bir güzellik muhteva ediyor. Bu Diyanette bir
zihniyet devrimini açıkça ifade ettiği için son derece önemli bir adım olarak
tarihe geçmeyi çoktan hak ediyor.Birileri
Diyaneti yıpratma hevesiyle saldırırken, yaptığı bu değerli hizmet için
teşekkür etmesi gerekenlerin, meydanlarda benden başkası bu davanın sahibi
olamaz edasıyla saldırması acziyetlerini ifade etmiyor mu? Diyanet iyi
yolda, ama bu yolun başında, Kürtçeden sonra Lazca da, Arnavutça da, Çince de,
hatta ve hatta bu dünya üstündeki tüm dillerde mealler, tefsirler, ilmihaller
bekliyoruz. 29 Mayıs üniversitesinde dünyanın din adamları yetiştirmesini,
geleceğe gerçek dinin ışığını yansıtmasını bekliyoruz. Bu size verilmiş bir
görev, bu görevi yerine getirmezseniz mesulsünüz diye sizi uyarıyoruz, hatta... Teberrük niyetine bastığınız Kur'anı Kerim Meali
için tekrar teşekkür ediyoruz. Başta Diyanet işleri Başkanı Sayın Mehmet
Görmez'e, ekibine ve hasetsen bu mealin hazırlanmasında emeği geçen tüm güzel
insanlara selam olsun.Durmayın,
durmayın ki, aydınlık tüm dünyayı sarsın, gerçek mesaj her yüreğe ulaşsın.Selam ile...Twitter :
@evsenomer