DÜNDEN AZ YARINDAN ÇOK MUTLUYUZ
Tüm canlılar için ortak bir çaba
“mutluluk” arayışı. Kuşlar bu yüzden bir kıtadan diğerine uçuyor, insanlar daha
mutlu olmak için bir ülkeden bir başka bir ülkeye göç ediyor. Anne babalar daha
mutlu çocuklar yetiştirdiklerini, okullar ise öğrencilerinin daha mutlu
olduklarını iddia ediyor. Üniversiteler en nitelikli ve mutlu mezunları topluma
kazandırdıklarını savunuyorlar. Gerçekten de insanlar geçmişe göre bugün daha
mı mutlu?
Araştırmalar insanın geçmişe göre daha
mutlu ama geleceğe göre daha mutsuz olduğunu gösteriyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından her yıl
tekrarlanan “Yaşam Memnuniyeti Araştırması” çok ilginç sonuçlar
içeriyor. Araştırmanın 2020 yılı sonuçlarına göre, mutlu olduğunu beyan eden
18 ve üzeri yaştaki bireylerin oranı, 2019 yılında %52,4 iken 2020 yılında
%48,2 (2011 yılında %62,1) oldu. Mutsuz olduğunu beyan eden bireylerin oranı
ise 2019 yılında %13,1 iken 2020 yılında %14,5 (2011 yılında %9,9) oldu. Araştırmaya
göre mutlu veya mutsuz kategorisinde yer almayanların oranı %37,3. Son on
yılda mutlu olduğunu belirtenlerin oranında ciddi bir düşüş yaşanırken mutsuz
olduğunu belirtenlerin oranı ise yükselmiş (TÜİK, 2020).
Araştırma bulguları cinsiyet
değişkenine göre incelendiğinde, kadınların erkeklerden daha mutlu olduğu
görülüyor. Mutlu olduğunu beyan eden erkeklerin oranı, 2019 yılında %47,6 iken
2020 yılında %43,2 oldu. Kadınlarda ise bu oran, 2019 yılında %57,0 iken 2020
yılında %53,1 oldu.
Araştırma bulguları medeni durum
değişkenine göre incelendiğinde, evli bireylerin, evli olmayan bireylere
göre daha mutlu olduğu görülüyor. Mutlu olduğunu belirten evli bireylerin
oranı, 2020 yılında %51,7 iken evli olmayanlarda bu oran, %41,3. Bu sonuç bize
evli olmanın insanın yaşam doyumunu artırdığını gösteriyor.
Araştırmanın en dikkat çekici
bulgularından biri yaş gruplarına göre mutluluk düzeyi. Araştırma sonuçlarına
göre; 65 ve üzeri yaş grubu, 2019 yılında %58,5, 2020 yılında ise %57,7
ile en yüksek mutluluk oranının görüldüğü yaş grubu oldu. En düşük
mutluluk oranı ise 2019 yılında %48,7 ile 55-64 yaş grubunda görülürken 2020
yılında %45,4 ile 35-44 yaş grubunda gözlenmiş (https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Yasam-Memnuniyeti-Arastirmasi-2020-37209).
İnsanın giderek mutsuzlaşması
sadece bizim için değil tüm dünya için önemli bir sorun. Zira bugün Avrupa
ülkeleri, Amerika ve Japonya gibi diğer gelişmiş ülkeler insanların giderek
artan mutsuzluğuna çözüm bulmaya çalışıyorlar. Avrupa birliği ülkelerinin
mutluluk düzeyi ortalaması %62. En mutsuz ülke %31 ile Litvanya, en mutlu
ülkeler ise %76 ile Belçika, Hollanda ve Avusturya (https://ec.europa.eu/eurostat/web/products-eurostat-news/-/DDN-20191107-1). Amerika’da mutlu olmadığını belirtenlerin
oranı 1990 yılında %8 iken 2018 yılında %13’e yükselmiş (https://www.washingtonpost.com/business/2019/03/22/americans-are-getting-more-miserable-theres-data-prove-it/).
Eğitimin, zenginliğin, konforun ve
refahın giderek yükseldiği dünyada, mutluluğun küresel boyutta azalması oldukça
manidar. Belki de mutlu olmak için başvurduğumuz yollar veya araçlar yanlış.
Aristoteles, mutluluğun erdemli bir yaşam sürmekle mümkün olduğunu belirtirken,
Eric Fromm ise hırslardan arınmış bir kişiliğe sahip olmakla mutlu
olunabileceğini belirtmektedir. Victor Frankl, modern insanın mutsuzluğunu
yaşamındaki anlamsızlık ile açıklamaktadır. Farabi, dünya ve ahiret saadetinin
sırrını erdemler ve güzel ahlakla açıklamıştır. İmam Gazali, “Kimya-ı Saadet”
(mutluluğun kimyası) isimli eserinde mutluluğun insanın Allah’ı bilmesi
(marifetullah) ile mümkün olacağını belirtmiştir.
Araştırma sonuçları, kuramlar, yaşama
dair gözlemlerimiz ve deneyimlerimiz insanın mutluluk arayışını yanlış bir
zeminde sürdürdüğünü göstermekte. Madde ve haz üzerine kurulu yaşam döngüsünde
ebedi saadete ulaşılması mümkün değildir. Öyleyse mutluluk arayışını daha baki
ve manevi bir zeminde sürdürmek gerekir. Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor; “Bilesiniz ki gönüller ancak Allah’ı
zikrederek huzura kavuşur” (Ra’d / 28).
Vesselam…