Dünya Sosyologlar Derneği
Özgür iradesi ile kimi zaman en güzel şeyleri üretebilen, kimi zamanda büyük felaketlere neden olabilen insan, toplu yaşamaya başladığı günden beri, birlikte yaşamanın getirdiği sorunları aşmak için çözüm arayışlarına girmiş, bir takım toplumu bağlayacak kurallar ortaya koymuştur.
Bu kurallar, bireyden aile, aileden kurumlar, kurumlardan devlete
kadar uzanan toplumsallaşmanın getirdiği bir hiyerarşik yapı. Kabul edilmiş bu
süreçte, en üst düzeyden toplumsal bir irade ile kabul edilmiş üst kural koyucu
yapı, hiçbir zaman toplumun adil biçimde bütün toplum bileşenlerinin ihtiyaçlarını
karşılayamamıştır. Süreli oluşturulan bu karar alma yetki süreçleri, sürekli
toplumun bir kesimini öne çıkartmış, o eksende, sözde bütün toplumu kuşatıcı
kararlar alınıyor algısı oluşturulmuştur.
Toplumu temel noktada şekillendiren siyasal kararlardır. Siyasal
anlamda ayrıştırılmış toplum, doğru bir sosyolojik tanımlamadan uzak
düşürüldüğü için, kaçınılmaz sonuçtur.
Sağlıklı bir toplumun oluşması için, toplum dinamiklerini kontrol
eden kurumlarında sağlıklı bir süreç içerisinde oluşturulması gerekir. Eğer
kurumları transfer ederken işlevsel içerikleri ile taklit ederseniz, kurumun
sosyolojik sürecini toplumun sosyal yapısı ile bütünleştirmezseniz. O kurumlar
toplumdan kopuk zorba merkezleri haline gelebilir.
Peki, bu ve benzeri olumsuzluklara karşı toplumun yapısını korumak
için nasıl bir yöntem takip edilmelidir?
Yazımızın başlığını Dünya Sosyologlar Derneği olarak koymayı uygun
gördük. Çünkü yukarıda sorduğumuz soruya ışık olabileceği çalışmaları Dünya
Sosyologlar Derneğinin yürüttüğünü düşünüyoruz.
Toplumunuzu analiz etme, tanıma ve bu tanıları ortaya koymak adeta
sosyolojinin bir işi olarak taktim edilir. Çözüm önerileri ise, siyasal
ihtiyaçları karşılama adına mevcut duruma göre pozisyon alıp önerilerde
bulunmak şeklinde karşımıza çıkıyor. Oysa
gerçek olan şudur ki, toplumsal davranışlar çok da kökleri sağlam olan
davranışlar değildir. Topluluklar bir psikolojik güdü ile hareket eder
ettirilebilirler. Bu toplumların üzerinde yönlendirmede müthiş bir kontrol
kabiliyeti sağlar. Gücü elinde tutan her kimse, kontrol et ve yönlendir
yöntemini kullanır.
Toplum
davranışlarını yazmak, yeterli değildir. Kürsülerde tahlillerde bulunmak
yeterli değildir. Toplumun yapısını oluşturan temel iki unsur insan ve ailedir. Büyük
etki uyandıran toplumsal davranışları da buradan soyutlamak mümkün değildir.
Öyle sahada birkaç sorularla anket sonuçları oluşturarak, o oluşmuş sonuçlar
üzerinden uzun uzadıya tahliller yaparak toplumun davranış merkezlerini tespit
edildiği düşüncesi de çok da isabetli değildir.
Dünya
Sosyologlar Derneği, yaptığı çalışmalarla bu temel eksikliğe dikkat çekiyor. Bir
yandan akademik düzeyde çalışmalarını sürdüren dernek, diğer yandan çıkardığı “SosyoLOG’’ dergisi ile genç
sosyologlarımızın fikirlerini kamuoyu ile paylaşıyor. Geçmişle günümüz arasındaki
ilişkilerin kurulması gerekliliğini, Dünya Sosyologları Derneği, adeta “Tabanda Sosyoloji’’ vizyonunu oluşturuyor.
Dünya Sosyologlar Derneği, toplumu birbirine bağlayacak,
bütünleştirici yaklaşımlarının yanında, sadece farklılıkları bir zenginlik
görmeyerek, bu zenginliklerin kendi içinde bağdaştırıcı ve geliştirici
projeleri ile de kurumlarımıza hizmet
edecek nitelikte olduğunu gösteriyor. “Toplumsal sorunlara insani çözümler’’
sloganı ile yola çıkmış Dünya Sosyologlar Derneği, adeta tabanda sosyoloji ile
sosyoloji alanında yeni bir sayfa açmıştır.
Anketlerle toplum davranışlarının sağlıklı okunamayacağı, doğru
çözümlemenin yapılamayacağı gerçeğini ortaya koyan DUSODER, insana dokunmanın ilk
temas açısından son derece önemli olduğunu vurgularken, davranışların kökeninde
yatan insan psikolojisini de saha çalışmalarında önemsemektedir.
Bireylerin
tutumlarını belirleyen olaylar neyse, toplumun davranışlarını da belirleyen
olgular aynıdır. DUSODER, sosyolojik çalışmaların bu yönü ile birbiriyle bütüncül
düşünülmesi son derece doğru sonuç alma açısından önemli olduğunu vurguluyor. İşte
bu ayrılmaz iki yönü gören DUSODER yönetimini, genç sosyologları ve destekçilerini,
genel Başkan Necdet Topçu’nun şahsında tebrik ediyorum.
Masa başında değil, toplumun içinde tabanda başlamış bu sosyolojik
hareketin toplum tarafından da büyük ilgi gördüğünü görüyoruz. Bu da DUSODER’İN
çalışmalarının ne kadar isabetli olduğunu gösteriyor.
Selam ve dua ile…
@yunuseksi_53