VF kat sol
VF kat sağ

24 Şubat 2021

​Dünya Sosyologlar Derneği

Özgür iradesi ile kimi zaman en güzel şeyleri üretebilen, kimi zamanda büyük felaketlere neden olabilen insan, toplu yaşamaya başladığı günden beri, birlikte yaşamanın getirdiği sorunları aşmak için çözüm arayışlarına girmiş, bir takım toplumu bağlayacak kurallar ortaya koymuştur.

Bu kurallar, bireyden aile, aileden kurumlar, kurumlardan devlete kadar uzanan toplumsallaşmanın getirdiği bir hiyerarşik yapı. Kabul edilmiş bu süreçte, en üst düzeyden toplumsal bir irade ile kabul edilmiş üst kural koyucu yapı, hiçbir zaman toplumun adil biçimde bütün toplum bileşenlerinin ihtiyaçlarını karşılayamamıştır. Süreli oluşturulan bu karar alma yetki süreçleri, sürekli toplumun bir kesimini öne çıkartmış, o eksende, sözde bütün toplumu kuşatıcı kararlar alınıyor algısı oluşturulmuştur.

Toplumu temel noktada şekillendiren siyasal kararlardır. Siyasal anlamda ayrıştırılmış toplum, doğru bir sosyolojik tanımlamadan uzak düşürüldüğü için, kaçınılmaz sonuçtur.

Sağlıklı bir toplumun oluşması için, toplum dinamiklerini kontrol eden kurumlarında sağlıklı bir süreç içerisinde oluşturulması gerekir. Eğer kurumları transfer ederken işlevsel içerikleri ile taklit ederseniz, kurumun sosyolojik sürecini toplumun sosyal yapısı ile bütünleştirmezseniz. O kurumlar toplumdan kopuk zorba merkezleri haline gelebilir.

Peki, bu ve benzeri olumsuzluklara karşı toplumun yapısını korumak için nasıl bir yöntem takip edilmelidir?

Yazımızın başlığını Dünya Sosyologlar Derneği olarak koymayı uygun gördük. Çünkü yukarıda sorduğumuz soruya ışık olabileceği çalışmaları Dünya Sosyologlar Derneğinin yürüttüğünü düşünüyoruz.

Toplumunuzu analiz etme, tanıma ve bu tanıları ortaya koymak adeta sosyolojinin bir işi olarak taktim edilir. Çözüm önerileri ise, siyasal ihtiyaçları karşılama adına mevcut duruma göre pozisyon alıp önerilerde bulunmak şeklinde karşımıza çıkıyor. Oysa gerçek olan şudur ki, toplumsal davranışlar çok da kökleri sağlam olan davranışlar değildir. Topluluklar bir psikolojik güdü ile hareket eder ettirilebilirler. Bu toplumların üzerinde yönlendirmede müthiş bir kontrol kabiliyeti sağlar. Gücü elinde tutan her kimse, kontrol et ve yönlendir yöntemini kullanır.

Toplum davranışlarını yazmak, yeterli değildir. Kürsülerde tahlillerde bulunmak yeterli değildir. Toplumun yapısını oluşturan temel iki unsur insan ve ailedir. Büyük etki uyandıran toplumsal davranışları da buradan soyutlamak mümkün değildir. Öyle sahada birkaç sorularla anket sonuçları oluşturarak, o oluşmuş sonuçlar üzerinden uzun uzadıya tahliller yaparak toplumun davranış merkezlerini tespit edildiği düşüncesi de çok da isabetli değildir.

Dünya Sosyologlar Derneği, yaptığı çalışmalarla bu temel eksikliğe dikkat çekiyor. Bir yandan akademik düzeyde çalışmalarını sürdüren dernek, diğer yandan çıkardığı “SosyoLOG’’ dergisi ile genç sosyologlarımızın fikirlerini kamuoyu ile paylaşıyor. Geçmişle günümüz arasındaki ilişkilerin kurulması gerekliliğini, Dünya Sosyologları Derneği, adeta “Tabanda Sosyoloji’’ vizyonunu oluşturuyor.

Dünya Sosyologlar Derneği, toplumu birbirine bağlayacak, bütünleştirici yaklaşımlarının yanında, sadece farklılıkları bir zenginlik görmeyerek, bu zenginliklerin kendi içinde bağdaştırıcı ve geliştirici projeleri ile de kurumlarımıza hizmet edecek nitelikte olduğunu gösteriyor. “Toplumsal sorunlara insani çözümler’’ sloganı ile yola çıkmış Dünya Sosyologlar Derneği, adeta tabanda sosyoloji ile sosyoloji alanında yeni bir sayfa açmıştır.

Anketlerle toplum davranışlarının sağlıklı okunamayacağı, doğru çözümlemenin yapılamayacağı gerçeğini ortaya koyan DUSODER, insana dokunmanın ilk temas açısından son derece önemli olduğunu vurgularken, davranışların kökeninde yatan insan psikolojisini de saha çalışmalarında önemsemektedir.

Bireylerin tutumlarını belirleyen olaylar neyse, toplumun davranışlarını da belirleyen olgular aynıdır. DUSODER, sosyolojik çalışmaların bu yönü ile birbiriyle bütüncül düşünülmesi son derece doğru sonuç alma açısından önemli olduğunu vurguluyor. İşte bu ayrılmaz iki yönü gören DUSODER yönetimini, genç sosyologları ve destekçilerini, genel Başkan Necdet Topçu’nun şahsında tebrik ediyorum.

Masa başında değil, toplumun içinde tabanda başlamış bu sosyolojik hareketin toplum tarafından da büyük ilgi gördüğünü görüyoruz. Bu da DUSODER’İN çalışmalarının ne kadar isabetli olduğunu gösteriyor.

Selam ve dua ile…

@yunuseksi_53