18 Ağustos 2022

Ebeveynlik Ehliyeti Bir Ütopya mı? Yoksa Bir Olasılık mı?

Otomobil, ruhu ve kalbi olmayan, duyguları veya kaygıları bulunmayan bir nesne. Peki, bu ruhsuz ve duygusuz nesneyi kullanmak için aradığımız yeterlilikler neler? Sağlık raporu, ehliyet sınavında başarılı olmak ve uygulamalı sınavda becerimizi kanıtlamak.

 

Peki, dünyanın en değerli varlığı olan insanı hayata hazırlamak, onu yetiştirmek ve büyütmek için ebeveynlerde bir yeterlilik arıyor muyuz? Ne yazık ki hayır. Sağlıklı ve reşit olan herkes istemesi halinde ebeveyn olabiliyor.

 

Allah insanı, eşref-i mahlukat olarak yani; yaratılmışların en şerefli ve üstünü diyerek tanımlıyor. Şayet bilirsek bu insana verilebilecek en yüce imtiyaz. Bu değerli varlığın özü ise çocuk ve her çocuk bir anadan doğup, bir ailede büyüyüp hayata karışıyor. Yaşamın ilk yıllarındaki deneyimler ise bireyin tüm yaşamını etkiliyor. Bu kritik dönemin sağlıklı (psikolojik ve fizyolojik açıdan) geçirilmemesi telafisi mümkün olmayan sorunlara yol açıyor.

 

Herkes çocuk sahibi olmalı mı?

 

Bu tartışma zaman zaman yapılıyor ve açıkçası ebeveyn olmak temel insan haklarından (üreme hakkı) biri ve kimsenin buna müdahale etme hakkı yok. Amacım bunu tartışmak değil. Kaldı ki bir insana sen ebeveyn olamazsın demenin pek çok olumsuzluğu söz konusu. Bununla birlikte daha makul ve faydalı başka bir yol mevcut. 

 

Her anne baba adayının ebeveynlik yeterliliğini geliştirmek, bu konuda bilgi, beceri ve anlayış kazandırmak. Zira dünyanın, gelişme, öğrenme ve bozulma potansiyeli en yüksek varlığı olan, “çocukların,” büyüme, gelişme ve öğrenme süreci akışına bırakılamayacak kadar değerli.

 

Türk-İslam dünyasının ve batının önde gelen bilim insanları ilk çocukluk yıllarının önemini ve insan yaşamı üzerindeki etkisini ısrarla vurgulamaktadırlar. Gazali, çocuğu “içine girdiği kabın şeklini alan su” ya benzetmektedir. Bu güzel benzetmede su, saflığı, temizliği, yaşamı ve bereketi simgelerken, kap ise çocuğa şeklini veren çevreyi yani aileyi, okulu ve toplumu ifade etmektedir.

 

Ebeveynlik Ehliyeti Mümkün mü?

 

Bunun pek ala mümkün olduğunu düşünüyorum. Mesela lise ve üniversite düzeyindeki örgün ve yaygın öğretim kurumlarında verilecek çeşitli dersler ve uygulamalarla tüm anne baba adaylarına eğitimler verilebilir. Yine, evlenmek isteyen çiftler için çeşitli kurslar ve eğitim programları düzenlenebilir hatta küçük ev aletleri gibi hediyelerle çiftler desteklenebilir. Bir başka seçenek ise aile sağlığı merkezlerinde görevlendirilecek aile danışmanları ile ebeveynlere eğitim ve psikolojik destek sağlanabilir. Her ailenin bir doktoru olduğu gibi her ailenin destek alabileceği bir aile danışmanı olabilir.

 

Ebeveyn eğitimlerine yönelik dünyada ve ülkemizde uygulanan çok sayıda program ve bazı projeler mevcut. Geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanlığı tarafından tanıtımı gerçekleştirilen “Aile Okulu” projesi de bunlardan biri ve gayet güzel bir proje. Bununla birlikte ebeveyn eğitimleri gönüllülük esasına göre düzenlendiği için katılım ve fayda sınırlı kalıyor.

 

Gebelik, doğum, çocukların gelişim özellikleri, anne çocuk sağlığı, beslenme, çocuklarla iletişim, davranış sorunlarıyla baş etme, çocuklarla nitelikli zaman geçirme, milli ve manevi değerlerin öğretimi, oyun, aile içi iletişim, bilinçli medya kullanımı vb. birçok konuda eğitimler ve uygulamalar içeren “ulusal ebeveynlik programı”, çocuk, aile, toplum ve ülkemiz için çok önemli faydalar sağlayacaktır.

 

Dünya bilgi ve gayretle düzelir. Bu iyileşme ve düzelmeyi sağlayacak olanlar ise çocuklarını inançlı, mutlu, sağlıklı, bilgili ve merhametli bireyler olarak yetiştirecek ebeveynlerdir. Bir şey nerede kaybedilmişse ancak orada bulunabilir. Bugün toplumsal hayatta karşımıza çıkan ve hemen hemen herkesin mustarip olduğu sorunların kaynağı ailenin ve ebeveynliğin değişiminde gizlidir. Dolayısıyla bozulma nereden başlamışsa düzelme de oradan başlar.

 

Onlarca farklı tehdit ve olumsuz uyarana karşı adeta bir var olma mücadelesi veren aile kurumunu, ebeveynleri ve hepsinden daha çok korunması gereken çocuklarımızı korumak devletimizin en temel görevidir. Bu mücadele milletimizin var oluş mücadelesidir ve ebeveynlerden bağımsız bir zafer mümkün değildir.

 

Çocuk, yer yüzündeki en kıymetli cevherdir ve iyi bir sanatkarın ellerinde mücevhere dönüşür. Çocukları mücevhere dönüştürecek sır ebeveynlikte ve muallimlikte gizlidir.  Bir kez daha hatırlatmak isterim ki;

 

"Ehline denk gelmeyen her şey ziyan olur,

 Can da inci mercan da..."

 

Vesselam…