Ebeveynlik Ehliyeti Bir Ütopya mı? Yoksa Bir Olasılık mı?
Otomobil, ruhu ve kalbi olmayan, duyguları veya kaygıları bulunmayan bir nesne. Peki, bu ruhsuz ve duygusuz nesneyi kullanmak için aradığımız yeterlilikler neler? Sağlık raporu, ehliyet sınavında başarılı olmak ve uygulamalı sınavda becerimizi kanıtlamak.
Peki, dünyanın en değerli varlığı olan
insanı hayata hazırlamak, onu yetiştirmek ve büyütmek için ebeveynlerde bir
yeterlilik arıyor muyuz? Ne yazık
ki hayır. Sağlıklı ve reşit olan herkes istemesi halinde ebeveyn olabiliyor.
Allah insanı, eşref-i mahlukat olarak yani;
yaratılmışların en şerefli ve üstünü diyerek tanımlıyor. Şayet bilirsek bu
insana verilebilecek en yüce imtiyaz. Bu değerli varlığın özü ise çocuk ve her
çocuk bir anadan doğup, bir ailede büyüyüp hayata karışıyor. Yaşamın ilk
yıllarındaki deneyimler ise bireyin tüm yaşamını etkiliyor. Bu kritik dönemin sağlıklı
(psikolojik ve fizyolojik açıdan) geçirilmemesi telafisi mümkün olmayan
sorunlara yol açıyor.
Herkes çocuk sahibi olmalı mı?
Bu tartışma zaman zaman yapılıyor ve açıkçası ebeveyn olmak temel
insan haklarından (üreme hakkı) biri ve kimsenin buna müdahale etme hakkı yok. Amacım
bunu tartışmak değil. Kaldı ki bir insana sen ebeveyn olamazsın demenin pek çok
olumsuzluğu söz konusu. Bununla birlikte daha makul ve faydalı başka bir yol mevcut.
Her anne baba adayının ebeveynlik
yeterliliğini geliştirmek, bu konuda bilgi, beceri ve anlayış kazandırmak. Zira
dünyanın, gelişme, öğrenme ve bozulma potansiyeli en yüksek varlığı olan,
“çocukların,” büyüme, gelişme ve öğrenme süreci akışına bırakılamayacak kadar
değerli.
Türk-İslam dünyasının ve batının önde gelen bilim insanları ilk
çocukluk yıllarının önemini ve insan yaşamı üzerindeki etkisini ısrarla
vurgulamaktadırlar. Gazali, çocuğu “içine
girdiği kabın şeklini alan su” ya benzetmektedir. Bu güzel benzetmede su,
saflığı, temizliği, yaşamı ve bereketi simgelerken, kap ise çocuğa şeklini
veren çevreyi yani aileyi, okulu ve toplumu ifade etmektedir.
Ebeveynlik Ehliyeti Mümkün mü?
Bunun pek ala mümkün olduğunu
düşünüyorum. Mesela lise ve üniversite düzeyindeki örgün ve yaygın öğretim
kurumlarında verilecek çeşitli dersler ve uygulamalarla tüm anne baba
adaylarına eğitimler verilebilir. Yine, evlenmek isteyen çiftler için çeşitli kurslar
ve eğitim programları düzenlenebilir hatta küçük ev aletleri gibi hediyelerle
çiftler desteklenebilir. Bir başka seçenek ise aile sağlığı merkezlerinde
görevlendirilecek aile danışmanları ile ebeveynlere eğitim ve psikolojik destek
sağlanabilir. Her ailenin bir doktoru olduğu gibi her ailenin destek
alabileceği bir aile danışmanı olabilir.
Ebeveyn eğitimlerine yönelik dünyada ve ülkemizde uygulanan çok sayıda
program ve bazı projeler mevcut. Geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanlığı
tarafından tanıtımı gerçekleştirilen “Aile
Okulu” projesi de bunlardan biri ve gayet güzel bir proje. Bununla birlikte
ebeveyn eğitimleri gönüllülük esasına
göre düzenlendiği için katılım ve fayda sınırlı kalıyor.
Gebelik, doğum, çocukların gelişim
özellikleri, anne çocuk sağlığı, beslenme, çocuklarla iletişim, davranış
sorunlarıyla baş etme, çocuklarla nitelikli zaman geçirme, milli ve manevi
değerlerin öğretimi, oyun, aile içi iletişim, bilinçli medya kullanımı vb.
birçok konuda eğitimler ve uygulamalar içeren “ulusal ebeveynlik programı”,
çocuk, aile, toplum ve ülkemiz için çok önemli faydalar sağlayacaktır.
Dünya bilgi ve gayretle düzelir. Bu
iyileşme ve düzelmeyi sağlayacak olanlar ise çocuklarını inançlı, mutlu,
sağlıklı, bilgili ve merhametli bireyler olarak yetiştirecek ebeveynlerdir. Bir
şey nerede kaybedilmişse ancak orada bulunabilir. Bugün toplumsal hayatta
karşımıza çıkan ve hemen hemen herkesin mustarip olduğu sorunların kaynağı
ailenin ve ebeveynliğin değişiminde gizlidir. Dolayısıyla bozulma nereden
başlamışsa düzelme de oradan başlar.
Onlarca farklı tehdit ve olumsuz uyarana
karşı adeta bir var olma mücadelesi veren aile kurumunu, ebeveynleri ve
hepsinden daha çok korunması gereken çocuklarımızı korumak devletimizin en
temel görevidir. Bu mücadele milletimizin var oluş mücadelesidir ve
ebeveynlerden bağımsız bir zafer mümkün değildir.
Çocuk, yer yüzündeki en kıymetli
cevherdir ve iyi bir sanatkarın ellerinde mücevhere dönüşür. Çocukları
mücevhere dönüştürecek sır ebeveynlikte ve muallimlikte gizlidir. Bir kez daha hatırlatmak isterim ki;
"Ehline denk gelmeyen her şey ziyan olur,
Can da inci mercan da..."
Vesselam…