12 Mart 2020

Ecel geldi cihane, korona virüs bahane!

Hakkında çok şey söyleniyor.

Laboratuvar virüsü mü?

Biyolojik savaş mı?

İnsan nüfusunu azaltma amaçlı mı?

Yüz milyonlarca aşı ve ilaç satmak için mi?

Yenidünya düzenine geçiş süreci için mi?

Hepsinde biraz doğruluk payı olabilir…

Ancak şu bir gerçek ki,

Koronadan daha tehlikeli olan şey, yaşanan panik ve stres halidir.

Çünkü panik hali, insanı yıpratır, umudunu kırar, esir alır. Kısacası:

Bir gün değil her gün öldürür.

Ve savunma sistemini zayıflatır. Böylece hastalıklara davetiye çıkarır.

Şükürler olsun ki bizler Müslümanız,

Müslüman bir toplumuz.

Dirayetliyiz, yardımseveriz, güçlüyüz, kaza ve kadere iman etmiş kişileriz.

Peygamber Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyuruyorlar ki:

“Şaşarım şu Müslümanın haline: Başına bir musibet gelir, sabreder ve kazanır. Başına iyi bir iş geldiğinde de şükreder yine kazanır.”

KORONA VİRÜSÜ İLE EN ETKİLİ MÜCADELE, İSLAMİYETİ YAŞAMAKTIR

Çünkü İslam, temizlik dinidir. “Allah temizdir, temiz olanı sever” (Hadis-i Şerif) Abdest almak, yemekten önce ve sonra elleri yıkamak, temiz kıyafetler giymek, misvak kullanmak ve daha nice temizlik kuralları vardır. Avrupalılardan kar be kat daha fazla ellerimizi yıkadığımız bilindiği halde pek söylenmek istenmeyen bir gerçektir.

Doğallık dinidir. “Ey insanlar, yeryüzünde olan şeyleri helâl ve temiz olarak yiyin ve şeytânın adımlarını izlemeyin. Gerçekte o, sizin için apaçık bir düşmandır.” (Bakara Sûresi, 168)

Kuran ayetleri ve Peygamber Efendimizin (S.A.V.) sünneti, savunma sistemini güçlendiren beslenme tavsiyeleri ile doludur.

Bol bol oruç tutmak, az yemek, Çörek otu, hurma, zeytin, incir, bal, sirke gibi antioksidan ve probiyotik gıdalara önem vermek gibi.

Psikolojiyi güçlü tutar: İslamiyet sabır, tevekkül ve mücadeleyi emreder. “Hiç kuşkusuz biz insanı zorluklarla mücadele etme gücüyle yarattık” (Beled 4)

Akrabalık, komşuluk ve birlik beraberliği içeren iyiliğe dayalı sosyal bir hayat anlayışı yerleştirir. Kardeşlik duygusu ve kolektif yardımlaşmayı öne çıkarır.

Öyleyse dinimizi yaşayalım ki, Allah'ımız da bizleri korusun, hayır kapılarını açık tutsun.

Zira: “Eğer Allah sana bir zarar dokundurursa, onu yine O'ndan başka giderecek yoktur. Eğer sana bir hayır dilerse, O'nun keremini geri çevirecek de yoktur. O, hayrını kullarından dilediğine eriştirir. Ve O bağışlayandır, esirgeyendir.” (Yunus 107)

“O, ne güzel bir dost ve ne güzel bir vekildir.” (Enfal 40)