Eğitim sistemimiz (1)
Bu yazımda eğitim ve öğretim sistemimizle ilgili önemli gördüğüm konuları ele almaya çalışacağım inşallah!
Okul müdürünü görevlendiriyoruz;
ancak mevcut sistemle hiçbir suçu yokken dört yılda bir görevini elinden alıyor
ve her şey sil baştan bir uygulamaya tabi tutuyoruz! Böyle bir uygulama başka
hiçbir devlet kurumunda yoktur. Bu uygulamayla yöneticilikten istenen başarı ve
verim elde edilemez. Çünkü okul müdürü canla başla çalışarak okulu, eğitim ve
öğretime hazır duruma getirmek için emek vermiş ve hizmet etmiştir. Okul yöneticiliği gibi sorumluluk isteyen bir
görevin sadece dört yıllığına yapılması emeğinin hiçe sayılması demektir. Bu
dört yılda bir yeniden atamaya tabi tutma uygulamasından amaç; eğer uzun yıllar
aynı yerde görev yapmanın "hantallığı" ya da “metal yorgunluğu” veya
okulu/kurumu "Babasının çiftliği gibi kullanmaya!"yı önlemekse
yapılacak yöntem şu olmalıdır: Müdürlük unvanını üzerinden almadan, yani
yeniden atanıyormuş gibi işleme tabi tutmadan isteklerini de dikkate alarak onu
başka okula vermektir. Okul müdürünün sınav sonucunda atanması kazanılmış hak
olmalıdır.
Uygulamada okul yöneticiliği
görevleri öğretmenlere ikinci görev olarak verilmekte ve ikinci görev aylığı
ödenememektedir. Öneri: Okul yöneticilerine genel idare hizmetleri sınıfında
kadro verilirse bu olumsuzluk giderilmiş olur.
Eğitim fakültelerince okullarda
yapılan öğretmeni yetiştirme uygulamalarının sonunda yapılacak değerlendirme;
fakülteden ilgili akademisyen, dersin öğretmeni ve bir eğitim müfettişi
tarafından yapılmalı; bu değerlendirme sonunda yeterli düzeyde olduğu tespit
edilenlere diplomadan ayrı olarak öğretmenlikte uzmanlık sertifikası verilmeli
ve bu belge olmadan ataması yapılmamalıdır. Tıp doktorunun uzmanlık belgelerini
tıp fakülteleri vermektedir. Eğitim uzmanı olmak isteyen öğretmenler de eğitim
fakültelerine konacak bir eğitim uzmanlığı programının titizlikle
uygulanması-tıpta olduğu gibi- sürecinden sonra uzmanlık belgesi verilmelidir.
İnsan sağlığı kadar insan eğitimine de önem vermediğimiz sürece ülke olarak
şikayetçi olduğumuz toplumsal travmalardan kurtulamayız. Ülke olarak bize
sadece vücut sağlığını yerinde olması yetmez; eksik kalır. İnsan olarak iki
kanatlı olduğumuz için vücut sağlığımızla birlikte; eğitim, terbiye, davranış sağlığımızın
da yerinde ve yeterli olması gerekir ki toplum olarak dert ve sıkıntılarımız
sona ersin ve sahil-i selamete çıkabilelim!
Öğretmen ihtiyacını gidermek
amacıyla ücretli öğretmen görevlendirme yerine; ücretli öğretmen sayısı
kadar görev bekleyen gençlerimizi
atayıp gerekli aşamalardan geçirdikten
sonra atamalıyız ki daha olumlu sonuçlar alalım. Devlet olarak bu özveriyi
geleceğimiz olan çocuklarımızın yetiştirilememiş yaparsak toplumsal
travmalardan şikayetimiz sona erer ve huzursuz olmayız!
Eğitim yöneticiliği ve
öğretmenlik, sadece sınavla atama yapılarak başarılı olunabilecek bir meslek
değildir. Eğitim yöneticiliği ve öğretmenlik; yetenek ve uygulamalar sonucunda
edinilmesi gereken, beceri, deneyim isteyen bir görevdir. Ezberlenen bilgilere
dayalı test sınavında başarılı olmak veya kısa bir sürede sözlü sorularına
doğru cevaplar vermekle yapılabilecek bir meslek değildir. Kaldı ki bu KPSS
sınavlarında meslekle ilgili sorular sorulmayıp öğretmenlik mesleğiyle ilgisi
olmayan genel bilgi ve kültür soruları soruluyor! Söz gelişi; Türkçe
öğretmenine Matematik; Matematik öğretmenine Coğrafya soruları soruluyor.
Prensip olarak yönetici ve
öğretmen atanmasında sözlü sınavdan kesinlikle vazgeçilmelidir. Öğretmen
atamasında KPSS sınavı yerine soruların tamamı öğretmenlik mesleğine yönelik
olması koşuluyla MEB tarafından yapılacak yazılı sınav puanına göre atama
yapılıp işbaşında yetiştirme ve mesleki deneyim kazandırmaya yönelik
aşamalardan geçirilip sınıfa gönderilmelidir. Okul yöneticilerine de MEB’in
yaptığı yazılı sınav sonunda aynı program uygulanmalıdır.