29 Şubat 2024

Eğitimin mânası yok

Cehalet, tüm olumsuzlukların müsebbibi olarak görüldü ülkemizde. Kimilerine göre, şiddet olaylarının ve adli suçların sebebi cehaletti. Yaşamdaki kabalığın, yolsuzlukların, ekonomik ve ahlaki problemlerin altında yatan neden de cehaletti. Cehaletin müsebbipliğini kimse sorgulamıyordu. Çünkü tüm marazları doğuran ve büyüten bir şeydi “cehalet”

Gelin birlikte basit bir önermede bulunalım. Tüm toplumsal meselelerin, adli ve ekonomik problemlerin altında yatan neden cehalet ise eğitim düzeyi yükseldikçe yaşamdaki olumsuzlukların, şiddetin, nezaketsizliğin, sosyal ve ahlaki problemlerin azalması gerekir. Yani ülkemizdeki öğrenim düzeyi yükseldikçe, sosyal yaşamdaki problemlerin azalması gerekir. Peki gerçekten öyle mi olmuş? 

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Türkiye’de okuma yazma bilmeyenlerin oranı 1935 yılında %80,8 iken bu oran 2021 yılında %2,5'e düşmüş. Aynı araştırmaya göre yükseköğretim mezunu olanların oranı 1970'te %1 iken 2021'de bu oran %17,6'ya yükselmiş. İstatistikler ülkemizdeki okuryazarlık düzeyinin ve üniversite mezunu olan kişi sayısının geçmiş on yıllara göre sürekli arttığını göstermektedir (TÜİK, 2021). 

Adalet Bakanlığı tarafından yayınlanan Ceza ve İnfaz Kurumu istatistiklerine göre; 2012 yılında ceza ve infaz kurumlarında 136.638 kişi bulunurken 2022 yılında 341.294 kişi bulunmaktadır (Adalet Bakanlığı, 2023). Güvenlik Birimine Gelen veya Getirilen Çocuk İstatistiklerine göre; 2018 yılında 152.00 çocuk, 2022 yılında ise 206 bin 853 çocuk suça sürüklenme sebebiyle (kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiasıyla) güvenlik birimlerine geldi veya getirildi (TÜİK, 2023). Malvarlığına karşı işlenen suçlarda, cinsel suçlarda, dolandırıcılık vakalarında, uyuşturucu kullanımına ve satışına ilişkin suçlarda ve daha pek çok farklı suç türünde geçmiş yıllara göre önemli artışlar var. 

Eğitim alanındaki yüz milyarlarca liralık yatırımlara, devasa eğitim kampüslerine, sürekli artan üniversite sayısına ve üniversite mezunu kişi sayısına rağmen, neden toplumsal sorunlar, suç olayları, şiddet ve saldırganlık, nezaketsizlik ve huzursuzluk sürekli artıyor? 

Lafı hiç eğip bükmeyeceğim. Mânadan ve maneviyattan, değer ve ahlaktan uzak bir eğitim sistemi; iyi insan olmayı öğretmek yerine iyi mühendis, iyi doktor, iyi öğretmen olmayı önceleyen bir okul, arzu ettiğimiz merhametli, gayretli, fedakâr ve öz denetimi yüksek insanı yetiştirmekte muvaffak olamamıştır, muvaffak olamayacaktır. 

Bugünkü maarif sistemimiz çocuklara idealler ve yüksek şahsiyet özellikleri kazandırmaktan, onları yaşam becerileriyle donatmaktan hayli uzaktır. Anne babalar dahil herkes çocuğun kaç matematik sorusu çözdüğü ile meşgul. İyi insan olmak, önemsenen bir şey olmadığı gibi bazıları tarafından enayilik olarak görülmektedir. Çocuğun manevi ve ahlaki gelişimi bir gelişim alanı olarak bile dikkate değer bulunmuyor. 

Bugünkü eğitim sistemiyle bilgili ama merhametsiz, kariyeri olan ama yalnız, varlıklı ama doyumsuz, yetenekli ama mutsuz, olanaklara sahip ama bencil insanlar yetiştireceğiz. Japonya’da masum insanlara karşı kullanılan ve 500.000 insanın ölümüne yol açan atom bombalarını yapanlar dünyanın en başarılı bilim insanlarıydı. Bitkilerin, besinlerin ve hayvanların genetiğini değiştirenler; virüsleri, salgınları ve hastalıkları  başımıza bela edenler de dünyanın en başarılı bilim insanlarıdır. 

İhtiyacımız olan şey sadece akademik başarıyı değil, mânayı ve maneviyatı da önemseyen ve öğreten bir okul inşa etmektir. Çocuklara alfabeyi ve dört işlemi öğretmeden önce; iyi insan olmayı, merhametli olmayı, vatansever olmayı öğretecek bir mektep. Kâinatın bir sahibinin bulunduğunu, hiçbir şeyin başıboş ve sebepsiz yaratılmadığını, tüm varlıkların insana emanet olduğunu öğretecek bir okul. İnsanın sadece haz ve mutluluk için yaratılmadığını anlatacak bir okul. Sadece dünyayı değil, ahiret yurdunu da mamur edecek bir okul. 

Vesselam…