16 Ağustos 2018

Ekonomik Yaptırım ve Milli Kalkınma

Yine zor günlerden geçiyoruz, millet olarak. Sabrımızın, gücümüzün, inancımızın ve birlikteliğimizin sınandığı zor günler.

 

Bu seferki saldırının şekli farklı olsa da saldırıyı yapanlar aynı. Vatanı uğruna hiç düşünmeden canını feda eden aziz milletimiz para ile hizaya getirilmeye çalışılmaktadır. Amerika isteklerini ekonomik yaptırımlar yoluyla dayatmakta ve aklınca Türkiye'ye istediklerini yaptıracağını zannetmektedir.

 

Cumhurbaşkanımız, devlet yöneticilerimiz ve aziz milletimiz yine kendine yakışan vakur duruşu sergilemiş ve dünyanın süper gücünün hiç de beklemediği bir karşı duruş ortaya koymuştur.

 

Bu saldırı, ilk saldırı değildi ve son saldırı da olmayacak. Bundan sonra da benzer saldırılara maruz kalacağız. Öyleyse, millet olarak yapmamız gereken düşmanın silahıyla silahlanmak olmalı. Eğitim, bilim, savunma, teknoloji, ekonomi başta olmak üzere tüm alanlarda söz sahibi olmak için çok çalışmalıyız.

 

Bu ekonomik yaptırım kararının bizim için bir öze dönüş, bir sorgulama ve öz eleştiri kapısını da aralaması gerekir. Bu aynı zamanda bizim için fırsatları, atılımları ve kalkınmayı da içinde barındıran bir fırsattır aslında. Önemli olan bu fırsatı değerlendirmek ve milletimiz için şer görünen bu olayı hayra dönüştürmek.

 

Terörle mücadele de bizi yalnız bırakan, ihtiyaç duyduğumuz silahları vermeyi reddeden batılı ülkeler, bizi kendi silahlarımızı, insansız hava araçlarımızı, helikopterlerimizi yapmaya mecbur bırakmıştı. Kötü komşu insanı mal sahibi yapar misali. Uyguladıkları yaptırımlar sayesinde savunma sanayiinde çok güzel başarılar ve kazanımlar elde etti ülkemiz.

 

Şimdi uygulanan bu ekonomik yaptırımı da fırsata dönüştürme zamanı. Ülkemiz, ham madde, insan kaynağı, jeopolitik konum gibi pek çok önemli avantaja sahip. Üstelik çok sayıda ülke ile olumlu ilişkilerimiz var. Üreteceğimiz teknolojik ürünlerin dünyanın her yerinde alıcısı olacaktır.

 

Şimdi her alanda milli ve yerli olma zamanı. Milli eğitim, milli savunma, milli ekonomi, milli kalkınma, milli kültür idealini tam manasıyla gerçekleştirmemiz için bir fırsat aslında yaşadıklarımız. Gelecek bize önemli fırsatlar sunacaktır elbette. Önemli olan bizim gelecek için ne kadar hazır olduğumuzdur.

 

Kanımızın ve dahi canımızın üzerinde saydığımız vatanımızı her ne pahasına olursa olsun savunmaya devam edeceğiz. Ekonomik yaptırımların ve diğer saldırıların milletimiz için, üzerinde yaşadığımız bu kutsal toprakların kıymetini idrak etmeye, vatanımıza daha sıkı sarılmaya ve milletçe birlik ve beraberliğimizin artmasına vesile olacağına gönülden inanıyorum.

 

Paylaştığımız Bizimdir

 

Önümüzdeki hafta Salı günü Kurban Bayramını idrak edeceğiz. İçinde sayısız nimetler barındıran, toplumsal yaralarımıza şifa, kalplerimizin birbirine yakınlaşmasına vesile olan bayramlarımız.

 

Paylaşmanın, samimiyetin, Allah yoluna baş koymanın adı Kurban. Yine payımıza düşeni, pay edeceğimiz, aynı kubbenin altında, aynı sofranın etrafında olacağımız güzel günler yaşayacağız inşallah.

 

Pay ettiklerimizin yüzlerce ülkede, milyonlarca sofraya ulaşacağı evrensel bir paylaşım seferberliği, Kurban. Hz. Muhammed Efendimizin buyurduğu üzere, “Paylaştıklarımızın bizim olacağı” ve baki kalacağı güzel günlerin arifesindeyiz.

 

Bu vesileyle Kurban Bayramı'nızı tebrik eder ve bayramın birliğimizin ve kardeşliğimizin inşasına vesile olmasını dua ederim.

 

Vesselam…