26 Nisan 2024

​Emir ömrü keser

 

 

 

 

-YAŞLI GÖZLER, MAHZUN GÖNÜLLER-

 

Dar-ı bekaya yolcu ettiğimiz merhume annemiz için sunulacak taziyeleri kabul etmek üzere taziye çadırındayız.

Ölüm hakikatini tefekkür etmeye mütevazi bir katkı sunmak için taziye çadırında çektiğim fotoğrafı dualarınızı ümit ederek arz ediyorum. Şehrin her tarafından dere ve ırmakların denize aktığı gibi taziye yerine akan insan seli.

Derin bir sessizlik, tarifsiz bir çaresizlik. Elden gelen tek şey, dillerden dökülen sabır ve teselli yüklü dua cümleleri. Sert Fırtınalara maruz kalmış  taze ekinler gibi bükük boyunlar. Hayli ağır bir hava. İnsanın içine dokunan bir hüzün. Mahzun gönüller, yaşlı gözler, boğazlarda düğümlenmiş sözler.

 

KİMİ YAZARAK AĞLAR, KİMİ ÇİZEREK AĞLAR

Kulak verenlere ölüm neler neler anlatır. Anlattıklarını ne yapıp edip, dinletir. Dinlettikleriyle inletir. Öyle bir hatiptir ki o konuştuğu herkesi ağlatır. Her insanın sadece parmak izi, ses tonu değil, anlayış ve ağlayış tarzı da  farklı farklıdır. Kimi seyyah olur, gezerek ağlar, kimi şair olur yazarak ağlar, kimi ressam olur çizerek ağlar, kimi sedasını kısarak ağlar, kimi hayatına küserek ağlar, kimi deryalarda yüzerek ağlar, kimi hiç konuşmaz, susarak ağlar.

 

GAZZE GÜÇ VERDİ BİZE

Dünyada bir insanın yaşayabileceği en büyük acı annesiz kalmaktır. Dile kolay tatmayan bilmez. Bu öyle bir acıdır ki insanı yakar, kavurur, sarsar, savurur. Ne zaman bu acı ile kendimizi kaybedecek olsak Rabbimiz gözlerimizin önüne Gazzeli kardeşlerimizi getirdi. Onların her şeylerini kaybetmelerine rağmen kendilerini kaybetmemeleri bize adeta bir metanet aşısı oldu. Güç verdi, kuvvet verdi.

HİKMETLİ BİR DUA

Acımızı hafifletmek üzere ziyaretimize gelenler arasında Mersin ili Aydıncık ilçesinin emektar imam ve hatiplerinden Yusuf Üstün hocam da vardı. Kendisiyle uzun uzun halleştik, dilleştik, dertleştik. Sağolsun merhume annem için Kur’an okuyup, dua etti. Duasındaki şu cümle hayli dikkatimi çekti:

‘’Allah’ım bizi dünyada vicdan azabından, mezarımızda kabir azabından, ahirette de bizi cehennem azabından muhafaza eyle.’’

 

EN HAYIRLI BİRİKİM

 

 

Rahmetli Davut Özgül hatıralarında kendimi bulduğum, azim ve gayretine hayran olduğum sıra dışı bir din görevlisi. Rahmetlinin  ilgi, dikkat ve ibretle okunmaya namzet bir kitabı  var : ‘’Bir insan biriktirdim’’

İnsan biriktirmek bence en hayırlı, en bereketli birikim. Her biri birer turnusol kağıdı mesabesindeki düğün, nişan, sünnet ve cenaze merasimlerinde bu birikimi maddi ve manevi bütün varlığınızla iliklerinize kadar hissediyorsunuz.

Servet gider,  şöhret gider, güç gider, kuvvet gider, makam gider, mevki gider hasılı her şey  gider de geride sadece  Allah için sevip biriktirdiğimiz dostlarımız ve arkadaşlarımız kalır. Rabbimiz hepimizi güldürsün. ‘’Annem, duahanem, pervanem’’ başlıklı yazımıza Muzaffer Doğan ağabey samimi bir yorumla dönüş yapıp şöyle yazmış: ’’Bülent hocam, annenizle ilgili öyle duygusal, öyle duygu yüklü bir yazı yazmışsınız ki bana annemi hatırlattınız, beni ağlattınız’’

 

Muzaffer Ağabeyin bu anlamlı mesajı üzerine ben de şunları yazdım:

‘’Ağabeyciğim önce annelerimiz bizim için bir ömür ağladılar, şimdi bir ömür ağlama sırası  bize geldi. Rabbim Firdevs cennetinde cümlemizi buluşturarak onları da bizi de güldürsün. Amin’’

 

YÜREK BURKAN BİR SİTEM

Bugünlerde  okumakta olduğum kitaplardan biri de Mesut Kaya’nın kaleme aldığı ‘’Müslümanlık mı, İslamcılık mı?’’ isimli bir kitap. Yazar kitabında mektuplara ve dostlar arasındaki mektuplaşmalara hatırı sayılır bir yer ayırmış. O yazıların birinde Akif ile aziz dostu Feridkam’ın aralarındaki dostluğa ve mektuplaş(ama)malarına değinen yazar devamla şunları yazıyor:

‘’Akif, üstadı hakimim dediği Ferit Kam’a devamlı mektup yazar, fakat Ferit Kam’dan cevap alamamaktan muzdariptir. Akif’in annesi vefat edince Ferit Kam mecburen taziye yazıyor. Akif bey şu cevabı vermekten kendini alamıyor:

’’Efendi, mektubunuzla müşerref olabilmemiz için bizim evden bir cenaze çıkması mı lazım?’’

EMİR ÖMÜRÜ KESER

Acımızı paylaşarak sabır dileme, dua etme ve teselli etme mahiyetinde ‘’Başınız sağolsun’’,’’Allah rahmet eylesin’’,’ ’Emir, Allah’ın’’, ‘’Hüküm Allah’ın’’ diyen dost, akraba ve arkadaşlarıma bende şöyle diyorum:

’’Evet, Amenna ve Saddakna. Ondan gelen emir demiri de keser ömrü de keser.’’