17 Aralık 2022

EN BÜYÜK GENÇLİK HAREKETİ

Şükürler olsun ki, yarıdan fazlası 35 yaşın altında bir nüfusa sahibiz. Büyük bir enerji. Fakat bu büyük enerji doğru kanalize edilmez ise depremden daha büyük yıkımlara sebep olabilir.

Bu sebeple gençlikteki fay hattını harekete geçirmek isteyen sekülerci yıkım uzmanları, ciddi çalışmalar yapmaktadırlar.

Gençlere, gençliklerini en güzel şekilde yaşamayı, günlerini dolu dolu geçirmeyi öğütlerken:

-Her türlü dünya zevkini sonuna kadar yaşamak,

-Kızlı erkekli doyasıya eğlenmek,

-Özgürlük için sınırları aşmak gibi konulara özellikle vurgu yapılmaktadır,

Seküler dünyanın patronları, eğitim, kültür, sanat, alış-veriş/tüketim-ticaret gibi hayatın dinamik alanlarını gençlik arzularına göre tasarlamışlardır.

Bu şekilde gençliği sadece dünya zevklerini empoze ederek yetiştirerek hem onları hem de toplumu sefalete, kargaşaya sürüklemektedirler.

Tehlikenin farkına vararak, sportif ve sanatsal etkinlikler, iyi organize edilmiş geziler gibi pek çok güzel fikir etrafında gençliği muhafaza ve motive eden milli ve manevi kuruluşlar elbette vardır.

Allah hepsinden razı olsun. Ancak atladığımız bir nokta vardır ki ne yaparsak yapalım onu telafi edemeyiz.

Diyeceğim o ki:

En büyük gençlik hareketi, gençliği evlendirmek, olmalıdır.

18 yaşına gelen gençlerimiz en kısa zamanda evlenmelidir.

Çünkü genç bir erkek veya genç bir kız evladımız fıtratı gereği karşı cinse ruhen muhtaçtır.

İnsanoğlu fıtratı üzere yaşarsa mutlu olur, dolaysıyla verimli, üretken ve yapıcı olur.

Evlilik eğitime de, sosyal hayata da engel değildir.

Râsûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

“-Kadını olmayan erkek miskindir (fakirdir), miskin!..” buyurdu.

Yanındakiler:

“-Çokça malı olsa da mı?” diye sordular.

Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

“-Evet, çokça malı olsa da!” buyurdu.

Sonra da sözlerine şöyle devam etti:

“-Kocası olmayan kadın da miskinedir, miskine!”

Ashâb-ı kirâm:

“-Çokça malı olsa da mı?” diye sorunca:

“-Evet, kadının çok malı olsa da!” buyurdu.[1]

Bu hadîs-i şerifte işaret buyrulduğu üzere, “evlilik zenginliktir, bekârlık ise fakirlik!” Bu, mal mahrumiyetinden ziyâde, gözün ve gönlün huzur bulacağı bir limandan mahrum oluştur.

(Beyhakî, Şuabu’l-Îman; Taberânî, Mu’cemu’l-Evsat’ta bu hadisi rivayet etmişlerdir.)

Gençlerimiz, Müslüman’a yakışır bir izzet ile başları dik olsun, gönülleri pek olsun diyerek her türlü imkânı, bilgi ve kabiliyeti sağlasak bile yine de,

Eğer bekarlarsa ruhen fakir kalacaklar, kızlı-erkekli dünyevi grupların karşısında güçlü bir psikolojik baskı hissedeceklerdir.

Çünkü; hepimiz:

Sevgiyle tutacağımız bir sıcak ele muhtacız.

Başımızı dayayacağımız bir omuza.

Şefkatli bir bakışa,

Gönlümüzü dinlendirecek bir muhabbete, sevgiye, aşka…

Görmezden gelmeyelim.

Dünya hırsına kapılmayalım.

Fakirlikten korkmayalım.

Peygamber Efendimizin -sallâllâhu aleyhi ve sellem-kızları fazla mehir istemediler. Düğünleri kolay oldu.

Günümüzde sevgili olmak çok kolay, bununla birlikte duygularla oynamak, yalan söylemek, sömürmek, bencilleşmek çok kolay.

Duygularımızı besleyeceğimiz, hayatımızı paylaşacağımız ve Allah rızası için bu dünyayı da Cennete çevireceğimiz bir eş bulmak ve aile kurabilmek de kolay olmalı. Bunun için düşünmeli ve çalışmalıyız.

Aksi takdirde yaklaşan deprem, İstanbul depreminden daha yıkıcı olabilir.

Allah bize ve neslimize başarabilmeyi nasip etsin. Âmin.