05 Eylül 2017

En güzel bayramı yine telefonlar yaptı

Heyecanla beklenen uzun tatil ile birleştirilen bir bayramın daha sonuna geldik. Bayramı bayram gibi yaşayanlar hasretle kucaklaştılar, el öptüler, öptürdüler, imkanı olanlar kurbanlarını kestiler, bol bol baklava, yaprak sarması,  kavurma yediler. Çocuklar en iyi şeker, çikolata arada harçlık verene bir daha gittiler.

Gençler dikkat çekici elbiseleri özenle taranmış saçlarıyla sokakları arşınlayıp arada bir of çekip birazda büyüklerin telkinleriyle dayı-teyze –amca eli öptüler. İhtiyarlar cami önü bayramlaşmalarında ilgi odağı olsalar da evlerinde yine hep beklemede kaldılar. Arada telefonları çaldı. Bir birine benzer kutlamalara gerçek hissiyatlarını hissettirmeden onlarda benzer cevaplar verdiler.

Bayramların en hareketlileri yine işbaşındaydılar. Onların kapısı, zili hiç susmadı. Verecek ne şeker kaldı, ne çikolata ne de kavurma.

Kimler miydi onlar? Tabi ki telefonlalar. En iyi, en heyecanlı, en coşkulu bayramı onlar yaşıyor. En güzel sözler onlarda. Ne kadar merhametli ve şefkatliler. En iyi insan, en yardımsever onlar. Öyle de gösterişliler ki  bir alım bir çalım görmelisiniz. Arada yarışta yapıyorlar. En güzel, en büyük kurban kimin yarışına giriyorlar. Yetmedi sofra, yemek, et yarıştırdılar! Artık telefonların bir biriyle bayramlaştığı bayramlar yaşıyoruz maalesef. Kardeş kardeşe, komşu komşuya-  yeğenin; amcaya, dayıya, halaya mesajla bayram kutladığı çağdan geçiyoruz. Yüzünü hatırlamadığımız, sesinin rengini bilmediğimiz akrabamızdan mesaj alıyoruz.

Böyle olunca ne mi oluyor. Otobüste yan yana iki yabancı gibi yolculuk ettiğimiz akrabaya dönüşürüz. Bir saat sonra da bir birimize caf caflı mesaj göndeririz!

 Dünyanın her köşesine umut olduk

 Günümüzde güzel şeylerde olmuyor değil. Dünyanın her köşesine dağılarak ihtiyacı olanlara sevgi dolu kollarımızı açarak koştuk. Sofralarına kurban olduk. Bereket olduk. Merhamet olduk. Umut olduk. Bu yönümüzle ne kadar övünsek azdır. O kadar zengin ülkeler varken Cenab-ı Allahım bizlere nasip etmiş dünyaya iyilik etmeyi. Onun için bizim bir ve güçlü olmamız gerekiyor. Daha bizim yapacak, koşacak çok işimiz var.

 Huzur bulduğunuz insanları kaybetmeyin

 Bayramların ikinci ve üçüncü günleri partilerin, sivil toplum kuruluşların, dergilerin, dergâhların, bayramlaşmaları olur. Bir birlerini ara ara görenler. Hiç tanımayanlar. O anda tanışanlar bir birleriyle kucaklaşırlar.

Gözde olan kurumlar hınca hınç dolu olur. Oralarda gözler hep seni bir tık öteye taşıyacak olanların üstünde olur. Riyakârlık kokar, gülümsemeler bile sahte olur.

Öyle ortamlarda var ki huzur verir insana. Samimiyet, sıcaklık, dostluk, sohbet kokar. Huzur bulduğunuz yerdeki insanlara sıkıca sarılın. Kaybetmeyin onları.

Tanımıyorsanız tanıyın. Tanışmıyorsanız tanışın

 Bayramın ikinci günü Yüce Diriliş Partisinde de bayramlaşma töreni vardı. Yıllardır hep ikinci gün yapılır. Buna rağmen az kişi nasiplenir bu güzel ortamdan. Güzel ortam diyorum. Gidenler, görenler için bunun açılımını yapmaya gerek yok. Gidemeyenlere de aslında gerek yok. Gençler için demiyorum ama yaşını almış Üstadı tanıyıp, şiirlerini ücret karşılığı okuyup şu ana kadar gitmeyenlere ne diyebiliriz ki!

Sabırla heyecanlı bir bekleyiş. Mütevazı bir geliş. Çocuk, genç herkesle bayramlaşa. Kısa ama öz, konsantre olmuş zihinlerde iz bırakan bir konuşma.

Dünya meseleleriyle,  edebiyatla yakından ve uzaktan ilgisi olan herkesin şu ana kadar çoktan tanışmış olması gereken bir isim Üstad Sezai Karakoç. Sadece ülkemizin değil dünyamızın yaşayan en değerli mütefekkiri, şairi ve siyaset adamlarındandır. Tanımıyorsanız tanıyın. Tanışmıyorsanız tanışın. 83 yaşında olan Üstada sağlık ve afiyetler diliyorum.

 EDEBİYATÇILARA İLK ESER DESTEĞİ

Kültür ve Turizm Bakanlığı, genç edebiyatçıların teşvik edilmesi amacıyla yazarların ilk eserlerine destek sağlayacak.

Kültür ve Turizm Bakanlığınca hazırlanan "Edebiyat Eserlerinin Desteklenmesi Hakkında Yönetmelik" Resmi Gazete'de yayımlandı.

Yeni ve özgün edebiyat eserlerinin üretilmesine, yayımlanmasına, yeni yazarların desteklenmesine yönelik Bakanlıkça sağlanacak maddi desteği ve bu destekten yararlanmaya ilişkin usul ve esasları belirleyen yeni yönetmeliğe daha önceki yönetmelikte yer almayan, "Destek başvurusunda bulunan ve desteğe esas olan eseri yayımlayacak olan kurum veya kişi" olarak tanımlanan "yayımcı" ifadesi de eklendi.

 Yeni yönetmelikle destek başvuruları yazarlarca değil yayınevleri üzerinden gerçekleştirilecek. 

Eser basıldıktan sonra destek verilecek

 Yönetmeliğe göre, Türk lirası cinsinden sağlanacak destekler için ayrılacak kaynaklar, bütçe imkanları ve serbest bırakma oranları çerçevesinde, o yılın bütçesinde bu amaçla tahsis edilecek ödenekten karşılanacak.

 Yayın desteği tutarı, destek konusu eserin basım maliyeti ve niteliği dikkate alınarak, 276.000 gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımından elde edilecek miktarı geçmemek üzere Edebi Eserleri Destekleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından belirlenecek.Sağlanacak destek, desteklenmesine karar verilen eserlerin yayımcı tarafından bütün yükümlülükler yerine getirildikten ve eserin basımı, teslim süreçleri tamamlandıktan sonra imzalanacak sözleşmeye dayanılarak ilgili sayman aracılığıyla ödenecek. 

Genç edebiyatçılara destek 

 Yeni yönetmelikle Bakanlık, yazarların ilk eserlerine destek sağlayacak. Genç, yeni edebiyatçıların daha fazla desteklenmesinin önünü açacak bu düzenleme daha önceki yönetmelikte yer almıyordu.

 Yönetmeliğe göre, destek başvurusunda bulunacak yayıncıların Telif Hakları ve Lisanslama Meslek Birliği veya Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği üyesi olması ve eserin dilinin de Türkçe olması gerekiyor.

 Destek başvurularında ayrıca üretilecek eserin edebiyat üretimini artırması, edebiyata yeni boyutlar kazandırması, özgünlük taşıması, yurt içinde veya yurt dışında daha önce hiçbir şekilde basılmamış, yayımlanmamış olması ile başvuru öncesinde veya proje uygulama süresince herhangi bir fondan destek almamış olması şartı aranacak. 

Yılda iki kez başvuru yapılabilecek

 Edebiyat eserleri ile ilgili başvurular daha önce yılda bir kez alınırken yönetmelikte yapılan düzenlemeyle yılda iki defaya çıkarıldı.

Buna göre, yayımcılar her yıl şubat ve ağustos aylarında başvurularını gerçekleştirebilecek. Başvurular, eserin bütün hazırlık aşamalarından geçmiş, baskıya hazır bir çıktısı ile yapılacak. 

Edebi Eserleri Destekleme ve Değerlendirme Kurulu

 Destek başvurularını değerlendirmek, desteklenecek projeleri ve destek miktarlarını sağlamak gibi faaliyetleri yürütmek üzere oluşturulan Edebi Eserleri Destekleme ve Değerlendirme Kurulu, Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü'nün başkanlığında içerisinde yazarlık ve yayımcılık alanında tecrübe ve birikim sahibi kişilerin de bulunduğu 7 üyeden oluşacak.

Kurul üyeleri, görev süreleri boyunca öngörülen desteklerden faydalanmak üzere hiçbir şekilde başvuruda bulunamayacak.

Kurul kararları ise karar tarihini izleyen 15 gün içerisinde Bakanlığın resmi internet sitesinde ilan edilecek. 

Yayımcılar desteğin yüzde 35'ini yazara ödeyecek

 Destek sağlanan yayımcılar desteği amacına uygun kullanmak, destek için başvurduğu eserin konu ve içeriğinde herhangi bir değişiklik yapmamak, eseri hiçbir şartla kısmen veya tamamen başkalarına devretmemek gibi sorumlulukları taşıyacak.

Yayımcılar, başvuru yapılacak dönem içinde en fazla üç eser için müracaat edebilecekken, sağlanan desteğin yüzde 35'ini yazara ödeyecek. Yazarın sözleşme hükümlerine göre elde edeceği diğer gelirler bu tutarın dışında tutulacak.

Yayın desteği sağlanan yayımcı, birinci fıkrada belirtilen yükümlülüklere ek olarak eseri, desteğe ilişkin Kurul kararlarının ilanından itibaren 2 ay içinde; en az bin adet basmak, kitapların üzerinde bulundurulması zorunlu bandrollere ilişkin beyannamenin bir nüshasını teslim etmek ve yayımlanmış eserin bandrollü 150 nüshasını destek sözleşmesinde belirtilen tarihte Bakanlığa teslim etmekle yükümlü olacak. 

Yükümlülükleri yerine getirmeyenin sözleşmesi sona erecek

Destek sağlanan yayımcının yönetmelik veya destek sözleşmesinde belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde sözleşme ayrı bir ihtara veya işleme gerek kalmaksızın sona erecek.

Sözleşmeye aykırılığın ödemenin yapılmasından sonra tespit edilmesi halinde ise sözleşmenin sona erdiğinin yayımcıya bildirilmesinden itibaren 30 gün içerisinde, Bakanlık tarafından yapılan toplam ödeme, yasal faizleri ile birlikte yayımcı tarafından iade edilecek.

Kurulca desteklenmesine karar verilmesine rağmen, yükümlülüklerini yerine getirmeyen yayımcıya yeni destek verilmeyecek.

Bugün itibarıyla yürürlüğe giren yönetmelikle birlikte 2013'te yayımlanan "Edebiyat Eserlerinin Desteklenmesi Hakkında Yönetmelik" de yürürlükten kaldırıldı.

 DEVLETİN SİNEMAYA DESTEĞİ ARTIYOR

Türk sinema sektörünün gelişmesi amacıyla uzun metraj film, belgesel, senaryo, amatör yapım ve geliştirme gibi desteklerle kültürel etkinliklere 2005'ten bugüne sağlanan destekler artarak devam ediyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türk sinemasına 2017'nin ilk 8 ayında 42 milyon 485 bin liralık destek sağladı. Bakanlığın 2005'ten bugüne kadar sinema sektörüne verdiği desteklerin toplam miktarı ise 321 milyon 868 bin liraya ulaştı.

Bakanlık, 2005'te uzun metrajlı filmler için 15 projeye 2 milyon 425 bin lira destek sağlarken, 2017'nin ilk 8 ayında bu miktar 30 proje için 25 milyon 600 bin liraya ulaştı. Uzun metrajlı film projelerine 2016'da 22 milyon 745 bin lira, 2015'te 20 milyon 885 bin lira, 2014'te ise 21 milyon 460 bin lira destek verildi.

Belgesel, senaryo, amatör yapım ve geliştirme proje desteklerinde ise 2017'de 166 proje için toplamda 6 milyon 540 bin liralık kaynak aktarımı gerçekleştirildi. Söz konusu alanlarda 2016'da 4 milyon 704 bin lira, 2015'te 4 milyon 417 bin lira, 2014'te ise 4 milyon 102 bin lira destek sağlanmıştı. 

 Kültürel etkinliklere 19 milyon lira aktarıldı 

Türk sinemasının tanıtımına yönelik kültürel etkinliklere de maddi destek veren Bakanlık, bu kapsamda 2017'de toplam 86 etkinlik için 19 milyon 502 bin lira tutarında kaynak aktarımı yaptı.

Bu destek, 2016'da 17 milyon 501 bin lira, 2015'te 17 milyon 14 bin lira, 2014'te ise 13 milyon 161 bin lira olarak gerçekleşti. 

 Toplam destek miktarı 321 milyon liraya ulaştı

Bakanlığın söz konusu Türk sinemasında söz konusu alanlardaki projelere sağladığı toplam destek miktarları da rekor düzeye ulaştı. Verilere göre, 2017'nin ilk 8 ayında sinema sektörüne projeler ve kültürel etkinliklikler için 42 milyon 485 bin lira tutarında maddi destek verildi.

Bakanlık, Türk sinemasına 2016'da 46 milyon 146 bin lira, 2015'te 42 milyon 316 bin lira, 2014'te 38 milyon 724 bin lira destek sağlamıştı. 

Sinema sektörüne 2005'ten bugüne kadar sağlanan toplam destek miktarı, 321 milyon 868 bin liraya ulaştı.

 BAL KAYMAK

 Başarılı yönetmen Onur Tan, aile ilişkilerine dair sıcacık bir hikâyeyi anlatan “Bal Kaymak” filminin çekimlerine Makedonya'da başladı. Film, hem konusuyla hem müzikleri hem de oyuncu kadrosuyla büyük ilgi uyandıracağa benziyor.

Çekimlerine Makedonya'da başlanan “Bal Kaymak” sıcacık bir aile hikâyesini farklı bir dille beyaz perdeye aktarıyor. Filmde Tarık Ünlüoğlu, Kenan Çoban,  Yunus Emre Yıldırımer ve Sabina Toziya gibi başarılı oyuncular rol alıyor. Ayrıca Filiz Ahmet, Melissa Yıldırımer ve final yapan Anne dizisinin minik yıldızı Beren Gökyıldız'ın da yer aldığı filmin sürpriz oyuncusu ise meslektaşı Zeynep Günay'la evli olan Onur Tan'ın oğlu Ömer Tan.

Onur Tan'ın senaryosunu 10 yıllık bir çalışmanın sonucunda kaleme aldığı film, Amsterdam'dan getirilen ve filmin önemli kahramanlarından biri olan Dobro adlı köpeğin etrafında dönüyor.

Makedonya'nın Lazarapole köyü, Üsküp ve Unesco tarafından koruma altında olan Ohrid kentinde çekilen film, görüntüleriyle de görsel bir şölen sunacak.

Görüntü yönetmenliğini Veysel Kılınç'ın yaptığı filmin müziklerinde ise başarılı söz yazarı ve besteci  Fettah Can'ın imzası yer alıyor.

 Walt Disney'in masal dünyasını yansıtan filmin hazırlık süreci de aylar öncesinde büyük titizlikle gerçekleşti. Çekimlere başlamadan önce Makedonya'da ciddi bir araştırma yapan Onur Tan, filmde oynayan tüm karakterlerin giydiği kıyafetleri özel olarak hazırlattı. Hayalindekileri sanat ve kostüm ekibiyle paylaşan Tan, filmdeki bazı evleri de yeniden tasarlatıp dekore ettirdi.

 Filmle ilgili yönetmenin görüşü

Ufacık boyundan çok daha kocaman, hatta misli ile büyük olan kalbinin içine gizlenmiş ve orada kendisi gibi fırtınada savrulmuş, başka hayatlara yeni limanlar açan küçük Bade.

Kocaman kalbinde öyle güzel, öyle renkli, öyle saf bir dünya kurmayı becermiş ki, hayatın bütün kavgaları başka dünyalarda başka yerlerde oluyor Bade için.

Çalışkan arılarıyla ve kocaman köpeğiyle dünyanın en iyi balını üreten aksi, huysuz, geçimsiz, sert bir dede ve sevimli keçileri ve oğlaklarıyla dünyanın en iyi kaymağını yapan inatçı, kızgın, küsmüş bir nine arasında kendisine kalacak sıcak bir yuva bulamayan, sevgiye, meleklere ve iyiliğe inanan bir küçük kız çocuğu Bade.

Dede ile nine arasında esen sert rüzgarları dindiren küçük kız, kendisi kadar küçük ama zekası, kuvveti ve çalışkanlığıyla yaylada haklı bir ün kanmış arkadaşı Ömer ile beraber yepyeni bir masala, bir maceraya uzakta kalmış çocukluk yıllarımıza yanlarında bizi de götürecekler.

 “DİRENİŞ KARATAY” ŞUBATTA VİZYONDA

Anadolu Selçuklu Devleti'ni yıkmak için yola çıkan Moğollar ile devleti korumak için savaşan Celalettin Karatay ve Ahi Evran'ı konu alan "Direniş Karatay" filminin çekimleri tamamlandı.

Yapımını Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesinin üstlendiği, Selçuklu döneminin yansıtıldığı, Türkiye'nin en büyük platolarından birinde gerçekleştirilen filmin çekimleri, yaklaşık 2 ay sürdü.

Yapım ekibinden alınan bilgiye göre, KTO Fuar Merkezi'nde, 66 bin metrekare kapalı, 20 bin metrekare açık alandan oluşan platoda, "Karatay Medresesi, Kılıçarslan Köşkü, Sultan Kapısı, Ertaş Kapısı" gibi tarihi yerlerin gerçeğe yakın prototipleri kullanıldı.

Kösedağ Savaşı'nın beyaz perdeye yansıtılacağı filmde, görkemli savaş sahneleri, alana kurulan Türkiye'nin en büyük bluebox stüdyosunda çekildi. Savaş sahnelerinde bine yakın özel tasarım ok, yay, kılıç, mızrak ve kalkan kullanıldı.

Savaş sahneleri için uluslararası standartta 45 kişilik dublör ekibi, özel kareografileri ile görev aldı. Ayrıca savaş sahneleri çekiminde sette aynı anda 500 kişi bulunduğu için de bir rekora imza atıldı.

Başrollerinde Mehmet Aslantuğ, Fikret Kuşkan, Yurdaer Okur ve Nefise Karatay gibi ünlü isimlerin yer aldığı, yapımcılığını Ertuğrul Fındık ve Selman Kayabaşı'nın üstlendiği, yönetmenliğini Selahattin Sancaklı'nın yaptığı filmin kostümleri de Game of Thrones oyuncularının "red carpet" kıyafetlerini hazırlayan ünlü tasarımcı Zeynep Kartal tarafından yapıldı.

Direniş Karatay filmi, 2018'in Şubat ayında vizyona girecek.