21 Ocak 2016

Erdoğan'ı yalnız bırakmayın!

Fetullahçı Terör Örgütüyle mücadelede siyasi erkin duruşu çok önemli. Nihayetinde FETÖ farklı bir vesayet aktörü. Her ne kadar vatana ihanet, siyasi, ekonomik ve askeri casusluk faaliyetlerinin odağı olsa da, güvenlik ve istihbarat bürokrasisi başta olmak üzere kamudaki yapılanması vesayet sisteminin temel taşları. Üstelik TSK'daki kadrolaşmasına dair en ufak bir adım atılmadı.

Başta manipüle edip bir tasfiye aracına dönüştürdükleri Ergenekon ve türevleri soruşturmaları olmak üzere bir çok soruşturma yoluyla tasfiye ettikleri kadroların yerine kendi adamlarını monte ettiklerini biliyoruz.

Bunlar içerisinde, gelecek 10 yıllık komuta kademesini kendi uhdelerine geçirebilecekleri subayların yer aldığı da bizzat TSK kaynakları tarafındün dile getiriliyor.
Böylesine kapsamlı bir bürokratik işgali sistematik yolla yıllardır süregelen çalışmalarla sağlayan örgüte karşı mücadelede siyasi erkin esnemesi, yumuşaması ve hatta "diyalog" yollarını araması ülkeye telafisi imkansız tahribatlar getirir. Aynı şekilde o siyasi erk için de en büyük tehdit olur.

Devletin başının "tek başıma da kalsam mücadele edeceğim" çığlığı ortada dururken, iktidar gücüne yaslananlar, bu mücadeleyi akamete uğratacak "aymazlıklardan" uzak durmak zorunda.

17-25 Aralık başta olmak üzere birçok darbe girişimi ile iktidardan etmeye çalıştığı ve hatta mevcudiyetini "yolsuzluk ve hırsızlık" algısıyla sonlandırmayı hedeflediği AK Parti mensuplarının, bu örgüt ve örgüt kensuplarıyla dolaylı ya da doğrudan ilişki içerisinde olanları darhal partiden tasfiye edilmeli.
Gerek parti yönetici ve üyeleri gerekse hükümet üyelerinin bu örgüt mensupları ve yöneticileriyle bırakın bir arada fotoğraf karesinde yer almayı bir arada anılması bile büyük tehdit.

Yargıyı bağımsız kabul etsek bile, istihbarat ve güvenlik büroksasisi bu tür ilişkileri göre göre bu örgütle mücadelede etkin rol oynayamaz.
Örgütün onlarca yıl kendilerinden olmayanlara uyguladığı baskı zulüm ötekileştirme ve tasfiye ortadayken, örgüt mensuplarıyla hükümet üyeleri ve iktidar parti yönetici ve mensuplarının bir arada anılması aynı karede yer alması sonrasında hiçbir bürokrat örgütle mücadelede kararlılık sergileyemez.
Bütün söylemini karanlık yapılar ve vesayet sistemleriyle mücadele üzedine kurup buradan yaşadığı mağduriyetlerle killeti arkasına alan AK Parti'nin, yukarıda saydığım özensizlikleri aynı zamanda arkasındaki milli irade desteğini de kesintiye uğratır.

Partinin Kurucusu elde ettiği başarıların tamamının mimarı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "tek başıma da kalsam" vurgusu, parti ve hükümet mensuplarının bu özensizliğine yönelik serzeniş mi bilemeyiz lakin bu serzenişin dikkate alınması gerektiği muhakkak.
Bir yandan vesayet düzeniyle mücadele edebiyatı yapıp öte yandan bu düzenin aktörlerinden FETÖ mensuplarıyla doğrudan dılaylı ya da tesadüfi birliktelikler samimiyeti çökertiyor maalesef.
Bu millet aile içi ilişkilerde  bile mesafeyi en üst seviyeye çıkarmışken oy vererek iktidara taşıdıklarının bu duruştan yoksun bir görüntü vermesinin izahı mümkün değil.
Ve son sözüm AK Parti tabanına; AK Parti ve hükümet mensuplarının FETÖ şüphelileriyle birliktaliğini gösteren gerek bilgi gerekse belgeleri kamuoyuyla paylaşanları değil bu eylemlere imza atanları sorgulayın.
Unutmayın ki örgütün tek hedefi AK Partiyi iktidardan etmek değil; partinin mevcudiyetini de ortadan kaldırmak.
Bunun için de önce yöntemi ne olursa olsun Erdoğan'dan kurtulmak.
Tavzsiyem o ki bu ADAMI yalnız bırakmayın, yülnızlaştırmaya çalışanlara da fırsat vermeyin.