20 May 2017

Erdoğanlı AK Parti ümitlerimizi artırıyor…

 

AK Parti, yarın (21 Mayıs) 3. Olağanüstü Büyük Kongresi'ni yapacak.

Kuşkusuz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeniden partinin başına geçecek olması kongreyi mühim kılan hususlardan.

Altmışlardan bu yana siyaset dünyasında sürdürülen bir ‘sahteliğe' son verip, partili Cumhurbaşkanı dönemini tekrardan başlatacak olması tabii ki daha önemli.

Böylece Erdoğan, Ağustos 2014'te bıraktığı genel başkanlık koltuğuna 2 yıl 9 ay sonra yeniden dönecek. Eşyanın tabiatına uygun olan bu değişimin nihayet gerçekleşiyor olmasının başlangıçta belirsizlikler taşıması ise gayet normal.

Ben dürüst ve samimi siyaset adına bunun daha muteber olduğuna inananlardanım.

***

Cumhurbaşkanı'nın yaklaşık 3 yıl aradan sonra partiye geri dönmesi, Türkiye'de önemli değişimleri gerçekleştirmiş AK Parti'nin geleceği ve sürekliliği açısından daha büyük ehemmiyet taşıyor aslında. Çünkü son 15 yıldır yaşanan bütün ekonomik, sosyal ve siyasal değişimler ‘Türkiye'nin dinamosu' olmuş bu parti aracılığıyla yaşandı.

Tarihi kongrenin, partinin büyük bir silkelenmeyle yorgunluklardan, işe yaramaz ağırlıklardan, ayak bağlarından, zayıflıklardan kurtulacağı bir dönemi başlatması bekleniyor.

İtiraf etmeli ki güç zehirlenmesi yaşanacak uzun bir iktidar dönemi geçirdi, geçiriyor AK Parti.

Bu kadar uzun iktidarlar yaşayan partilere hiç istenmese de kendi hesabının derdinde olan her türden kişinin sızması muhtemeldir ki, maalesef sızdı da.

Halka hizmet anlayışının yanından yöresinden geçemeyecek fikir ve karakterde olanlar paralarıyla, yakınlıklarıyla, sahteliği tescilli hal ve tavırlarıyla partinin nimetlerini kendi hesapları için kullanır oldular.

Bu, parti tabanını oluşturan yoksul ve dar gelirli insanların küçücük dileklerinin dahi kale alınmadığı bir boş vermişliğin yaşanmasına sebep oldu teşkilatlarda. 16 Nisan'da ‘Evet' oylarının birçok yerde beklenenden düşük olması yaşanan hoyratlığın yansımasıydı zaten.

Hepsinden önemlisi FETÖ gibi bir alçaklar ordusuyla uzun bir yaşanmışlığın getirdiği alışkanlıklar, kirli hesaplar, ilişkiler hâlâ orta yerde duruyor ve muhlis insanlar bundan fazlasıyla şikayetçi.

Türlü ilişkiler nedeniyle FETÖ'ye karşı sürdürülen mücadeleyi sulandıran, sekteye uğratan acırken acınacak duruma düşüleceğine aldırmayan aymazlıklar sıradan insanları bezdirmiş durumda.

Siyaseti rant kapısı değil, memleket derdine gönül işi sayan insanlar bu işi çözecek tek kişinin Erdoğan olduğuna epeydir inanıyorlar.

Bu sebeplerden dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 3 yıl sonra AK Parti'ye dönüyor olması onları fazlasıyla heyecanlandırıyor.

Partiyi adeta fabrika ayarlarına döndürecek yeni bir format atmasını bekliyorlar ondan. Deyim yerindeyse tepeden tırnağa partinin her bir teşkilatında kimin ne için partide olduğunun bir haritasının çıkarılıp, her bir noktada gerekli değişimin yaşanmasını istiyorlar.

En son 16 Nisan referandumuyla tembellikleri ve keyfilikleri tescillenen teşkilatların siyasetin ‘çiftlik' olmadığını gösterircesine görevden alınmalarını bekliyorlar. Tabanın talepleri doğrultusunda Erdoğan'ın AK Parti'nin gerek kadrolarını gerekse siyaset anlayışını sil baştan değiştireceğini ve yenileyeceğini umuyorlar.

Benzer şekilde halkın sorunlarıyla uğraşmak yerine görüntüyle ilgilenen, çözüm bulmak yerine kendi reklamını yapmakla uğraşan vekil, Belediye Başkanı ve Meclis Üyelerinin ciddi bir temizlikten geçirilmesi de beklentiler arasında.

***

Bu yeni dönemle birlikte AK Parti'nin nicedir travmatik bir sorun haline gelen siyasal, sosyal kutuplaşma konusunda barışçıl adımların öncüsü olması da bekleniyor.

Bugüne kadar gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan gerekse AK Parti konusunda hep yanlış bilgilenmiş, uzak durmuş kesimlerle samimi ilişkileri başlatacak coşkulu bir kucaklamanın gerçekleşmesi isteniyor.

15 Temmuz ile ne oldukları ortaya çıkmış FETÖ alçakları ve bu ülkenin seçilmiş Başkanına ve hükümetlerine tahammül edemeyen darbeci zihniyettekiler hariç her kesimden vicdanlı, adaletli yüreğin bu bağra basmalardan nasiplenmesinin ‘bir, diri ve iri olmak için' gerektiği ortada çünkü.

***

Kuşkusuz yeni dönemle birlikte AK Parti içinde atılacak her doğru ve içten adım partiyle sınırlı kalmayacak ve diğer partiler üzerinden ülkenin siyaset ahlakı ve anlayışını da olumlu etkileyecektir.

Bu yüzden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden lider olacağı yarınki kongrede ülkemizin siyaset anlayışının değişimi hususunda çok mühim ipuçları vereceğini bekliyorum.  

Dillendireceği yeni Türkiye manifestosunu, siyasetin gayri bir rant kapısı değil bir gönül işi olması gerektiği üzerine kurgulayacağına inanıyorum.

Türkiye'nin kör ve sakat sadakat illetinden kurtulup, ehliyet ve liyakat ölçüleriyle memleketini her alanda muasır medeniyetlerinin üstüne çıkaracak yeterli insan kaynağına sahip olduğunu en iyi o biliyor çünkü.

Bu düşüncelerle tarihi kongreyi ‘temiz ve lekesiz' siyasetin yanında ‘pak ve ehil' insanların değer göreceği yeni bir başlangıç olacağı inancımla gönülden selamlıyorum.

Umutlarımızı ve beklentilerimizi yeniden filizlendirecek olağanüstü kongrenin kadim Anadolu insanına, bölge halklarına ve bütün dünya mazlumlarına hayırlar getirmesi ümidiyle…