VF kat sol
VF kat sağ

05 Nisan 2017

Evet veya Hayır birilerinin pek umurunda değil…

Bir şey kalmadı. 11 gün sonra aylardır gündemimize oturan Anayasa değişikliği ile ilgili referandumun sonucunu biliyor olacağız.

Özellikle 15 Temmuz'dan bu yana süren ruh hâli Evet'in de Hayır'ın da kazanması durumunda yaşadığımız sarsıcı günlerin maalesef devam edeceğini gösteriyor.

Kılıçdaroğlu'nun ‘Hayır'ın kazanması durumunda memleket kaldığı yerden devam edecek' lafı kimseyi aldatmasın.

İşi olağanlaştıran bu mütevaziliğin pratikte pek karşılığı olmayacağı aşikâr çünkü.

Zihnin arka planında neler olduğunu anlamak için Baykal'ın ‘Hayır çıkarsa düşmanı denize dökmüş gibi sevineceğiz' gibi ham sözünü hatırlamak yeter.

Kılıçdaroğlu'nun olgunluğunun bir aldatmaca olduğunu kanıtlarcasına Baykal'ın ardından CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt da benzer laflar etti.

‘16 Nisan'da %60-65 Hayır çıkacak. Ama evet çıksa bile yine Samsun'dan çıkarız ve sizi İzmir'den denize dökeriz! Ortalığı yıkarız ama yine de Devleti yönetmenize izin vermeyiz!'

Evet'in kazanması halinde 15 Temmuz türü bir zorbalığı sergileyeceklerini dillendirenlerin Hayır'ın kazanması durumunda neler yapacağını artık siz düşünün.

‘Hayır Cephesi'nin çeşitliliği ve ülke sınırlarını aşmış olması da referandum sonrasında muhalefetin çok akıllı şeyler planlamadığının bir başka ispatı. Birçok ülkenin referandum gibi bir iç meselemizde küstahça taraf olmasının da başka ne anlamı yok zaten.

Haydi bunun bir paranoya olduğunu düşünüp kendi hesapları açısından Türkiye'de sistemsel bir değişiklik istemeyen Batılı devletleri bir kenara koyalım. Biliyoruz ki Türkiye'deki siyasi alışkanlıklar açısından kazanamamış bir Cumhurbaşkanını ve hükümeti iç siyaset hiç rahat bırakmayacaktır.

O yüzden Anayasa değişikliğine dair bütün itirazını ‘'geri dönülmesi zor ‘tek adam' sistemi oluşacak'' söylemi üzerine kurgulayan muhalefetin, hükümet edenlerin kaldıkları yerden devam etmesine izin vereceğini düşünmek saflık olur.

Delilleri ortada olduğu üzere anlaşılıyor ki muhalefet referandum sonucu ne olursa olsun kendileri açısından kabul edilebilir başka bir planın hayata geçirileceğine inanıyor.

Gerçeği itiraf etmek gerekirse buna hâlâ AK Partili kabul edilen FETÖ artıkları ve onlarla türlü işler ve ilişkiler içine girmişleri de eklemek gerekiyor. Tabii ki Hükümetten yana görünen ve kendini Reisçi olarak lanse eden bürokrat ve iş dünyası temsilcilerini de katabiliriz onlara. 

Ortadaki bütün bu verimsizlikleri birlikte düşündüğümüzde muhalefetin teklifler henüz komisyonda görüşülürken neden kavga etmelerle, adam ısırmalarla, oy kabinelerinde dakikalarca beklemelerle zaman yitirdiği de anlaşılıyor.

Aynı şekilde daha başında CHP'nin değişiklik paketini iptal için Anayasa Mahkemesine götürmemesi…

Ya da sonrasından Referandumun yapılmayacağına dair söylentilerin ayyuka çıkarılması…

FETÖ'nün yeni bir darbenin olacağı ve müritlerin salınacağı üzerine bahar mesajlarını yaygınlaştırması…

FETÖ ile ilgili tutuklanmış kişilerin mahkemelerce salınmaya başlanması…

Darbe iddianamelerinde sanıkların suçlamaları reddetmeleri ve 15 Temmuz olmamış gibi garip söylem ve tavırlar sergilemeleri…

Galatasaray gibi büyük bir kulübün düşeceği durumu göz ardı edip FETÖ'cü futbolcular hakkında oy çokluğuyla karar alabilmesi…

Kılıçdaroğlu'nun sürekli bylock'cu milletvekillerinin olduğunu telaffuz etmesi…

Ülkenin büyük şirketlerinin garipsenecek çıkışlarda bulunması…

Hatta Referandum süresince muhalefetin ılımlı ve saygılı tavırlar sergilemesi…

Devlete ve millete hizmeti esas alması gereken bürokratların aşikara ‘Evet' kampanyalarına katılmaları…

Çaplarına göre etkisiz kalacağı belli Hayırcılara karşı mülkü amirlerin lüzumsuz engeller çıkarması ve onları gündeme taşınmaları da bir beklentinin belirtileri olarak sayılabilir.

***

Sonucun Evet veya Hayır olmasının Erdoğan'dan ve AK Parti'den kurtulma adına asıl planda bir şey değiştirmeyeceğine inanan bir muhalefetin ortasında referanduma gitmek elbette kolay değil.

‘Hükümet çevresi anaysa değişikliğini iyi anlatamıyor' şikayetlerinin temel sebebi de bu olabilir. 15 Temmuz ve FETÖ konusunda yığınla garipliklerin yaşanmasının da.

Hem muhalefetin bunca alengirli hesap ve kitabına hem de Evet cephesindekilerin bilinçli bilinçsiz tavır, söylem ve politika hatalarına rağmen bizim umurumuzda hep Evet var. Biline…