11 Eylül 2015

Ey Kürtler ve Türkler! ‘Fe eyne tezhebun’?

Son günlerde bir akıl tutulması yaşıyoruz. Onlarca çatışma haberi geliyor. Her gece sinemize ok gibi saplanan onlarca gencimizin şahadet haberini alıyoruz. Her çatışmada birkaç masum hayatını kaybediyor. Ölüm bu ülkenin tüm evlerine aynı acıyı taşıyor. Ölen Türk mü, Kürt mü diye sormuyoruz, herkes ölüyor…

İnsanlığımızı kaybediyoruz! Ölümü kanıksamak belki de en acısı… Tüm dünya nimetleri bir canın karşılığı değil oysa… Varsın bir devletiniz olmasın… Hiçbir şey ama hiçbir şey bir insanın hayatından daha değerli değil… Hiçbir ideoloji insanın yerini tutamaz ki… İçinde insan olmadıktan sonra devlet dediğiniz şey bir aygıttan öteye geçer mi? Açıkça ‘ölenlere yüreğim yanmadı' diyecek bir Kürt var mı? Ya bir Türk… Yok… Yok… Yok…

Hani pek çok ayette diyordu ya: “تَذْهَبُونَ فَأَيْنَ - Fe eyne tezhebûn - Bu gidiş nereye?

Sahi bu gidiş nereye?

Daha ne kadar acıyla yoğrulacağız, daha ne kadar sinelerimize kor ateşler salınacak…

Ne kadar? Ne kadar? Sahi ne kadar?

Hayalleri olan, sevdikleri olan, sevenleri olan ne kadar genç daha toprağa düşecek?

Kaç kadar kadını eşsiz bırakacağız, kaç çocuğu babasız?

Kaç anneyi umutsuz…  

Sahi “Fe eyne tezhebûn?”

Ey Allahtan korkanlar! Ey Allaha iman edenler oluk oluk akan kan neden sizi endişelendirmiyor? Dilinizi mi yuttunuz?

Kürt âlimleri! Neredesiniz? Peki, ya siz Türk âlimler?

Silahlar konuşunca siz sustunuz mu?

Yüreğinize korku mu ğalabe çaldı? Neden bu sessizliğiniz? Peki, günahsızca ölenler sizin bu sessizliğinizi Allah'a şikâyet etmeyecekler mi, o günahsızca toprağa düşenler?

Ey insanları katledenler! Sahi size ne oluyor da Allah'ın bahşettiği cana hunharca kıyabiliyorsunuz?

Ey dindar(!) vekiller! Siz neden susuyorsunuz? Dilinizi mi yuttunuz? Hani mangalda kül bırakmıyordunuz barış adına seçim meydanlarında… Ne oldu? Niçin sustunuz? Makamlar ve mevkiler sizi engelliyor mu?

Peki, siz ekmeği için yüzlerce kilometrelik yoldan gelip size hizmet eden zavallı insanlara saldıranlar, saldırdığınız işçilerin ne günahı vardı? Hangisini elinde silahla gördünüz ki? Hangisi size saldırdı? Söyleyin beraber vuralım, talan edelim… Ya değilse? Ya bu insanlar masumsa?

Taşladığınız hangi otobüste kim vardı? Belki bir Türk vardı otobüste şehid olmaya giden askerler misali… Ve ya sizi çok seven bir Kürt… “Ben bir Türk kardeşimin kılına zarar geleceğine ölmeyi yeğlerim” diyecek bir Kürt…

Ey önderler! Neden bu gidişe bir dur demiyorsunuz? Daha kaç fidan daha toprağa düşecek? Ve siz o zaman tamam diyeceksiniz… Egolarınız daha ne kadar size hadi öldür diyecek… Yaktığınız her bir ocakta neden bir damla acı düşmeyecek yüreğinize?

Hadi gelin kardeş olalım! Bir olalım!

Ölüm zaten gelecek bir gün, o da bizim elimizden olmasın! Fitne bizim dilimizden olmasın!

Yanan ateşi söndürmek olsun çabamız… Belki söndüremeyiz ama karınca misali ateşe su saçan bir insan olmak, cehennem odunu olmaktan evladır zira.

Adı ne olursa olsun tüm Kürtler ve tüm Türkler, Araplar, Çerkezler, Lazlar kardeşimdir! Benim ölçüm ancak ve ancak İslam'dır, Kuran ve Peygamber ban bunu emrediyor. Bunun dışındaki her şey yalan!

Sahi, Fe Eyne tezhebun?