07 Kasım 2019

Fabrika Yapan Fabrikalar!

Türkiye'nin 2023 ihracat hedefi 500 milyar dolar olarak belirlenmişti. Güzel bir hedef. Peki buraya nasıl ulaşacağız? Öncelikle yükte hafif, pahada ağır ürünlere yönelmek zorundayız. Yani bilgi yoğunluklu üretim… Bunun yolu da elbette yazılımdan, robotlardan ve tabii ki fabrika yapan fabrikalardan geçiyor. İşte bunun için mutlaka imalat sanayiinin can damarını oluşturan hassas takım tezgâhlarını yerli ve milli olarak üretmek zorundayız.

Kalkınmanın ABC'si olarak kabul edilen Hassas Takım Tezgâhları konusu, geçtiğimiz günlerde masaya yatırıldı ve bu konuda çok güzel fikirler ortaya çıktı.  İstanbul Teknik Üniversitesi Gümüşsuyu Kampüsünde gerçekleşen çalıştay, İTÜ, Sanayi İl Müdürlüğü, Avrasya Bir Vakfı, ASAM ile Bilim Teknoloji Çalışma Grubu tarafından düzenlendi.  Sanayiciler ve akademisyenler yanında, aynı zamanda Savunma Sanayii Müsteşarlığı ve TÜBİTAK uzmanları da çalıştaya katıldı.

Çalıştayda herkesin utabık kaldığı gerçek şuydu: Makine Yapan makineler olarak ifade edilen Hassas Takım Tezgâhları'nın kalemden tüfeğe, en basitinden en karmaşığına tüm makinelerin imalinde birinci derecede stratejik öneme sahiptir. Hassas takım tezgâhlarının yerli ve milli olarak üretilmesinin önceliklerin en başında yer almalıdır. Türkiye artık takım tezgâhlarının vida milini, kızaklarını,  servo motorlarını üretmelidir. Ar-Ge'ye önem verilmeli.

Çalıştayın kapanış konuşmasında söz alan Bilim Teknoloji Çalışma Grubu Başkanı Ramazan Bakkal, şunları ifade etti: “2018'de Bilim ve Sanayi Bakanı Mustafa Varak,  ‘TAKSAN'ı canlandırıyoruz. Takım tezgâhlarını stratejik alan ilan edeceğiz.' vaadinde bulunmuştu. Biz bu vaadin takipçisiyiz.”

Bakkal daha sonra şunları söyledi: “Hassas Takım Tezgâhlarında son teknolojiyi yakalayıncaya kadar her türlü desteği veriniz… Başarınca ithal edilenden 4-5 kat ucuza çıkan yerli ve milli makinelerin çalışacağı fabrikalarımız olacak.  Ürün maliyetleri düşecek… İhracatta rekabet şansı yakalanacak. Ekonomi canlanacak. Hassas Takım Tezgâhları konusu başarıya ulaşıncaya kadar destek verirseniz, bilin ki canlanan ekonomi sayesinde ülkemiz huzura kavuşacaktır. Başarmak için lobi gibi çalışacak bir heyet oluşturacağız.  Hiç kimseden para-pul istemiyoruz. İstisnasız herkesten bu işte sonuç alabilmek için destek istiyoruz.” 

Çalıştaya katılanlardan Prof. Dr. İsmail Lazoğlu, gençleri nitelikli yetiştirmenin ve stratejik düşünmenin öneminden söz etti. Japonya neye yatırım yapıyor, Almanya neye yatırım yapıyor iyi bilinmeli. Malzeme bilimciye ihtiyacımız var. İleri mühendislik malzemelerine ihtiyaç var. Rekabeti belirleyen şey yüksek teknoloji üretimi. Alman ihracatının % 53'ü ileri teknoloji ürünleri oluştururken bizden henüz % 3.5 Teknolojide nitelikli insan gücü önemlidir. 203 bin doktoralı insan var. Japonya'da her yıl 17 bin insan yetişiyor. Almanya'da her yıl 25 bin kişi doktorasını tamamlıyor.

Bilim Teknoloji Çalışma Grubu yönetim kurulu üyesi Salih Keskin ise şunların altını çizdi: “Türkiye küresel inovasyon indeksinde 2017' de 43. iken 2018' de 50. sıraya düştü. 2019' da biraz daha iyi. Türkiye A-Ge için 2017' de 7.1 milyar lira harcadı. Samsung tek başına Ar-Ge için 13.5 milyon dolar harcadı… 2017' de Türkiye'nin toplam ihracatı ile Samsung'un ihracatı aynı. 10 yıl sonra piyasada olacak ürünlerimiz yapılmalı. Bunu Ar-Ge merkezleri yapacak.”

Genç ve dinamik bir nüfusumuzun mevcudiyeti bu anlamda ciddi bir avantaj. Ama bunu eğitimle doğru bir şekilde kanalize etme ihtiyacımız var.