04 Aralık 2015

FETÖ’NÜN Okur-Yazar Planı!

İddiaya göre; kamu bürokrasisinde kendini muhafaza etmeyi başaran Fetullahçı Terör Örgütü mensubu kriptolar, siyasetteki uzantılarının da yardımıyla şimdi Nur geleneği içindeki Okuyucu ve Yazıcı denilen gruplara monte edilmeye çalışılıyor.

Bugün için kaleme almak istediğim yazıyı destekleyen olayın başıma geleceğini düşünemezdim. Fetullahçı Terör Örgütü'nün Yargı ve Kamu bürokrasisindeki yeni planını kaleme almayı düşünüyordum. Tam da bu düşüncelerin çatısını kurarken, Pursaklar Emniyetinden gelen telefonla verilen, bugün (3 Aralık) Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek duruşma haberi, taşları daha da yerli yerince oturttu.

Sosyal medyadan paylaştığım 140 karakterlik bir Bank Asya twiti nedeniyle, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanıyorum. İstenen cezanın 7 yıla yakın olduğu ise skandalın bir başka boyutu. 

Ne demişim twitte?

‘Bank Asya'nın kapanan şubeler kervanına Pursaklar Şubesi de katıldı. 400 bine yakın mevduat yazılarım ve telkinlerimle çekildi' 

Bu twitin altına da kapanan şubenin fotosunu eklemişim.

Savcılık ifademde, ‘gazeteci olarak bana soran kimi mevduat sahiplerine, Bank Asya ile ilgili riskten söz etttiğimi çekilen mevduattaki etkimden kastımın da bu olduğunu' söylemişim. 

Ama savcı, Ağır Ceza'da dava talebiyle iddianame hazırlamış, yargıçlar da bunu haklı bulup dava talebini kabul etmiş. Hangi saiklerle kabul ettiklerini tartışmayacağım. 

Yargılamanın seyri de pek iç açıcı değil. Hele bu duruşmada 6 gün sonrasına duruşma günü verme aceleciliği hiç iç açıcı değil. Mazeret nedeniyle savunma için 13 Aralık'a duruşma günü verdiklerine göre karar kafalarında şekillenmiş.

Verecekleri kararı hukuka dayandıracaklarsa boynum kıldan ince ama hukukun ve vicdanın dışına çıkarak verilecek her karara da kalemim kılıçtan keskin olur.

Mesele bu değil. Asıl mesele, bu atmosferi de destekleyen kimi karanlık planlar.

Hepimiz soruyoruz bunlar bitmeyecek mi diye. 

Fetullahçı Terörle mücadeleyi adeta tek başına götüren sayın Cumhurbaşkanı da sık sık inlerine girildi diyor. 

Ama gelen bilgiler o inlerin kamufle edilmeye başlandığı yönünde.

FETULLAHÇILAR OKUYUCU-YAZICI DİYE MONTE EDİLİYOR

İddiaya göre; kamu bürokrasisinde kendini muhafaza etmeyi başaran Fetullahçı Terör Örgütü mensubu kriptolar, siyasetteki uzantılarının da yardımıyla şimdi Nur geleneği içindeki Okuyucu ve Yazıcı denilen gruplara monte edilmeye çalışılıyor.

Yine emniyet ve yargı bürokrasisinde kamufle olmayı başaran kripto elemanlar da KÖZ Grubu ve yine Okuyucular ve Yazıcılarla diğer cemaat yapıları içine monte edilerek korunup kollanmaya çalışılıyor.

Buradaki temel amaç da; 17-25 Aralık'da başgösteren Darbeci aklın devamlılığını sağlamak. 

Hiç şüphe yok ki; o darbe girişiminin tek hedefi vardı; RECEP TAYYİP ERDOĞAN.

ÖRGÜTE KİMLER DESTEK VERECEK

O gün eğer ERDOĞAN'ın başı verilseydi, sonrasında yaşanan hiçbirşeye gerek kalmayacaktı.

Paralel Yapı'nın bu planına destek verenler var mı peki?

Ürkütücü olan da bu galiba. Buna destek veren ikisi üst düzey olmak üzere birkaç önemli isimden söz ediliyor. Bu isimlerin yardımıyla, kripto bürokrat, yüksek yargıç ve emniyetçilerin muhafazasının sağlanacağı, bu yolla sistemsel değişimin önünü tıkayacak bürokratik oligarşinin dinamize edileceği belirtiliyor.

Uçuk geldi bu iddialar size, kuşkum yok bundan. Ama sadece geçtiğimiz yaz, Emniyet teşkilatında, Fetullahçılarla mücadelede hiç geri adım atmayan polis şeflerinin başına gelenler bile bunu ispatlar nitelikte. 

O polis şeflerinin kiminin terfi alarak mücadele birimlerinden uzaklaştırıldığını kiminin de terfi bile verilmeyerek cezalandırıldığını hatırlayalım.

Yine, örgütün ERDOĞAN için karanlık planları olduğu bilgisini (17 Aralık'tan önce) AK Partili vekillere, MİT mensuplarına ve sayın ERDOĞAN'ın yakınında görünen isimlere aktaran emniyetçilerin meslekten atıldığını, bugün de idari yargı çarkındaki örgüt mensubu yargıçların insafına terk edildiğini unutmayalım.

Başarabilirler mi peki? Zor elbette. Ama önlem alınmaz, FETÖ ile mücadele sadece sayın ERDOĞAN'ın davası olarak görülmeye devam edilirse, Türkiye için son şans olan sistem değişimi bir başka bahara ertelenir ve Küresel sistemin bölge satrancında oyun kurucu olmak isteyen Türkiye'ye, yeniden piyonluk rolü biçilir.

Elimize geçen fırsatı da bir 100 yıl daha ötelemiş oluruz. Tabi kalırsak.

zihnicakir@gmail.com

@zihnicakir