29 Ağustos 2016

FETÖ’yü anlamanın yolu Batı’nın Yeni Din Hareketlerinden geçiyor…

15 Temmuz işgal girişimi dahi bazılarını kendine getirmeye yetmedi.

Hem FETÖ denen cehennemi örgütün varlık sebebi hem de ona aklını ve yüreğini kaptırmış müritlerin yapabileceği kötülükler konusunda meselenin ciddiyeti hala kavranmış değil.

Ne FETÖ konusunda yazılıp çizilen onca şeyin doğru olabileceğine gönülden inanıyorlar ne de zihni ve yüreği yalan ve takiye ile tütsülenmiş müritlerinin neler yapabileceklerini kestirilebiliyorlar.

Peki, koca bir devleti sırtlanların önünde diz çöktürebilecek bir tehlikeyi nasıl oluyor da bazıları hafife alabiliyor veya küçümser havalarla geçiştirmeye çabalayabiliyorlar?

İki farklı fikri dillendirebilmek mümkün.

Birincisi, FETÖ tehlikesinin abartı olduğu fikri ya da algısı birilerince maksatlı olarak yayılıyor.

FETÖ ile türlü şekilde kirli ilişkiler içinde olanlar, çıkar ve hesapları bu karanlık örgütle örtüşenler, hem FETÖ'cülerin yeni bir kalkışmaya kadar saklanabilmesi veya kriptolaşması hem de hukuk önünde hesap vermelerden kaçabilmeleri için bu algıları bilerek güçlendiriyorlar.

İkincisi, FETÖ'nün ve müritlerinin yapabileceklerinin küçümsenmesi tamamıyla aşırı avallıktan ve cehaletten kaynaklanıyor.

Birinciler, kafadan hepimize düşman olma pozisyonunu seçenler. Onlara dair nelerin yapılması konusunda yazılanlar arşivlerimizde.

İkinciler ise başıboş bırakıldıklarında düşmanla mücadele de zafiyet yaratabilecek bir potansiyele sahip olanlar. Yani düşmanın yeniden ayağa kalkmak adına kafalarını karıştırmak isteyeceği kesimler.

Kuşku yok ki ikincilerin saflıklarını biçimlendiren cehalet, genel olarak ‘cemaat' ve ‘tarikat' kavramlarını iyi bilmemelerinden ve sürekli karıştırmalarından besleniyor.

Bunun sebebi de FETÖ'nün, yıllarca Batı toplumlarında fazlasıyla görülen Kültler (Cults) ya da Yeni Din Hareketleri'yle (New Religious Movements) değil de Anadolu'daki cemaat ve tarikat kavramlarıyla anılmış olmasından.

Oysa var olduğu yıllar içindeki çalışmalarına ve amacına bakıldığında FETÖ, Kült türü sapkın oluşumların amaç, yöntem ve mantığıyla birebir örtüşen tımarhanelik örgütlerden biri.

Tabii ki bu kavram kargaşasının son derece bilinçli yapıldığını tahmin etmek zor değil. Fettullahçı Terör Örgütü'nü başımıza musallat edenlerin kültler, cemaatler ve tarikatlar arasındaki farkı iyi bildikleri ortada.

O sebepten dolayı da FETÖ, cemaat gibi topluma geleneksel açıdan sempatik gelen bir kavramın arkasında kolayca palazlanabildi zaten.

Burada FETÖ için kullanılan cemaat kavramının, hiç benzerliği olmasa da geleneksel anlamda Anadolu'da dini ve ilmi bilgilerin öğrenildiği ve beslendiği doğal ve kalbi mekânlarla, yani tarikatlarla karıştırılmış olması da çok önemli elbette.

Sapkın bir oluşumun 50 yılda bu kadar büyümesinde, onun bilerek sürekli cemaat diye adlandırılması ve insanların onlara tasavvufi bir tarikat sempatisiyle bakması etkili oldu çünkü.

Yılların manipülasyonlarıyla beslenen bu sağlıksız algılar nedeniyle de bazıları FETÖ denilen oluşumu asla ne silah, tank, top, tüfek ile ne de ölüm, işkence, vatan hainliği, paralel yapılanma, işgal kavramlarıyla ilişkilendiremedi.

Aksine sürekli dini ve ilmi bilginin öğrenildiği, yardımların ve hizmetlerin gönüllü sunulduğu tarikatlarla anılmasından ötürü, FETÖ'yü masumane bir hizmet hareketi olarak düşünmelerine ve palazlanması için dolaylı, dolaysız desteklerini esirgememelerine neden oldu.

Bugün FETÖ'ye dair anlaşılması zor sempatilerin sürüyor olması ya da amaçlarına ve müritlerine dair hala ‘acaba' kuşkularının varlığı da bu tür yapay üretilmiş ve işlenmiş algılardan çoğunlukla.

Kuşkusuz bu kafa karışıklığında, kelime anlamıyla da olsa Kültler ya da Yeni Din Hareketleri olarak adlandırılan oluşumlarla ülkemizin fazla karşılaşmamış olmasının etkisi de var. İnsanların onlar hakkında detaylı bilgisi olsaydı, çoğunlukla kendini Mesih ya da Avatar olarak tanımlayan bir çatlağın kurduğu ve çoğunlukla sapkın fikirlerle biçimlenmiş oluşumların FETÖ'yü daha doğru tanımladığı da görülecekti.

Evet, FETÖ, ne denilirse denilsin Opus Dei ve Moon Tarikatı gibi amacı, hedefteki devletleri çökertmek olan küresel boyutlardaki CIA patentli deli işi kültlerden biridir.

Onun ve müritlerinin kötülük potansiyelini anlayabilmek için bu sapkınlar sürüsünün Anadolu'nun masumane cemaat ya da tarikatlarıyla değil, Batı'nın Yeni Din Hareketleriyle karşılaştırılması o yüzden daha isabetlidir.

Her şeye rağmen Anadolu, hiçbir zaman bu kadar alçağını çıkaracak kadar bozuk bir genetiğe sahip olmamıştır çünkü.